Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacıya ait olan ve çeyiz senedinde davalılara teslim edildiği yazılan ev eşyalarının tamamının davalılarca davacıya teslimi gerekirken; davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır . 2-Dava konusu kadına ait olan altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın, dava dilekçesinde düğünde takılan ziynet eşyalarının düğünün ertesi günü erkeğin annesi tarafından alınarak saklanmak amacıyla kuyumcunun kasasına bırakıldığını belirterek, iadesine karar verilmesine talep etmiştir. Davacı-karşı davalı erkek cevabında, ziynet eşyalarının akıbetini bilmediğini iddia ettiği gibi kasada ziynet eşyasının olmadığını savunmuştur....

      (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/2- 2715 Esas 2021/360 Karar sayılı 30/03/2021 tarihli kararı) Somut olayda; davacı kadın ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından alınarak geri verilmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise ziynet eşyalarının bir kısmının davacının evlilik öncesi kişisel borçları için harcandığını, kalan kısmın ise davacını üzerinde olduğunu savunmuştur. Dosya içerisinde mevcut delillerle ziynet eşyalarının varlığı kanıtlanmışır. Ancak yukarıda alıntılanan Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere davacı kadın bu ziynetlerin evlilik birliği içinde kendisinden alındığını ve iade edilmediğini ispat etmesi gerekir....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının bayram ziyareti nedeniyle ailesine bırakıldığı bundan sonra da tekrar müşterek haneye geri dönmediği, evden ayrılması sırasında yanında ziynet eşyası götürmediği, dava konusu ziynet eşyalarının davacı-davalının annesi tarafından alındığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında dava tarihi itibariyle bilirikişi raporuyla tespit edilecek ziynet eşyalarının değerleri belirlenerek davalı-davacı kadının ziynet eşyası yönünden davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kadının ziynet alacağı davasını da kapsayacak şekilde ret hükmü kurulması isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....

        un ise davalı ...’in babası olduğunu, evlenirken düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı kayınpederi Hayrettin tarafından muhafaza edilmek amacıyla alındığını, eşinin ve ailesinin baskısı sonucu müşterek evden hiçbir eşyasını almadan ayrıldığını ve boşanma davası açtığını, dava sırasında ziynet eşyaları ile şahsi eşyalarını almak üzere müşterek eve gittiğini ancak davalıların ziynet eşyalarını vermediğini beyan ederek ziynet eşyalarının mevcut iseler aynen, mevcut değil iseler bedelleri toplamı olan 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, 25/07/2014 tarihli dilekçesi ile talep ettiği ziynet eşyalarının değerlerini tek tek bildirmiş ve dava değerini 18.477,00 TL olarak ıslah etmiştir....

          Dava, ziynet ve ev eşyalarının iadesi davası niteliğindedir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları içeriğinde, düğün CD'sinin ve resimlerin incelenmesi akabinde taraflara takılan ziynet eşyalarının tespit edilerek değerlerinin belirlendiği görülmüş olup, kadına ve erkeğe takılan ziynet eşyalarının nelerden ibaret olduklarının ayrı ayrı belirlenmediği, niteliği gereği taraflardan birine ait olduğu anlaşılamayan ziynet eşyalarının taraflardan hangisine takıldığı hususunun netleştirilmediği anlaşılmıştır....

          Davalı erkek ise; ıslaha cevap dilekçesinde sadece küçük altınların kadının rızası ile bozdurularak harcandığını, bu miktarın ise 2.300 Euro kadar olduğunu, geri kalan ziynet eşyalarının da davacı kadına teslim edildiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının davalı ile birlikte yurt dışında yaşadığı, sonrasında davalıdan ayrılarak Türkiye'ye geldiği ve tarafların bu şekilde ayrıldıkları, bu durumda hayatın olağan akışına göre ziynetlerin davacının üzerinde olması gerektiği, tanıkların altınların akıbeti konusunda bilgi sahibi olmadığının anlaşıldığı, gerekçesiyle, davacı kadının iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılarak bu talebinin reddine karar verilmiştir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Somut olayda davalı erkek tarafından; küçük altınların kadının rızası ile bozdurularak harcandığını, geri kalan ziynet eşyalarının da davacı kadına teslim edildiği savunulmuştur....

            Aile Mahkemesi'nin 2006/689 esas sayılı dosyasında dava açarken, ziynet eşyalarının elinden zorla alındığını ve 17.11.2000 tarihli çeyiz senedine konu ev eşyalarının da davalı kocanın uhdesinde kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla şimdilik bedeli olan 750 TL'nin tahsilini de istemiştir. O davada alınan 25.10.2004 tarihli bilirkişi raporunda çeyiz eşyalarının değeri 3.485 TL,ziynet eşyalarının değeri ise 7.633.22 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu tarafların boşanmasına hükmedilmiş, ziynet ve çeyiz eşyalarının bedeli hakkındaki davanın ise tefrikine karar verilmiştir. Bunun üzerine ... Aile Mahkemesi'nin 2008/365 esasına kaydedilen davada, önceki davada alınan bilirkişi raporu çerçevesinde taleple bağlı kalınarak 750 TL'nin davalıdan tahsiline hükmedilmiştir. Hüküm 15.4.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ise hükmün kesinleşmesinden önce 27.10.2008 tarihinde .......

              Uyuşmazlık, bir kısım ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 5.000 TL'nin tahsiline ilişkindir:Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekilinin evlilik birliği içinde bozdurulan ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların... 2....

                Bir kısım davacı ve davalı tanıkları da ziynet eşyalarının bozdurularak davalının işsiz olduğu dönemde harcandığını bildirmişlerdir. Bozdurulan altınların geri iade edilmemek üzere verildiği de davalı yanca kanıtlanmamıştır. Bu durumda mahkemece bu olgular gözetilip, gerekirse tarafların ve tanıkların yeniden beyanlarına başvurularak ziynet eşyalarının cins ve miktarı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile davanın tümden reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu