Somut olayda; davacı kadın ziynet eşyalarının davalının tasarrufunda kaldığını ,davalının ise davacıya takılan takılardan set ve kolye dışında kalanların düğünden sonra bozdurulduğunu ,davalının da kendisine ait altınların da bozdurulduğunu ve davacı adına alınan evin alımı sırasında yapılan borcun bir kısmının ödendiğini beyan etmiştir. Buna göre; normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde ise, davalı erkek lehine hak çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükü de erkek eşe aittir. Başka deyişle, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkek eşe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının davalı yanca ispatlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iade yükünden kurtulur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi,olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,18 adet bilezik ve 80 adet çeyrek altından oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmazsa bedeli olan toplam 25.676 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ziynet alacağı davasında davacının seçimlik hakkı bulunmaktadır. Davacı ziynetlerin aynen teslimini isteyebileceği gibi sadece bedelinin tahsilini ya da her ikisini birlikte terditli olarak de isteyebilir. Mahkemece davacının talebi gözetilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya iadesi davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı ... vekili Av.... geldi. Davalı vekili gelmedi. Hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet, ev ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsiline ilişkindir....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının, müşterek konutta kendi kullanımında bulunan ve taşınabilecek eşyaları beraberinde götürdüğünü; çeyiz senedinde yazılı beyaz eşyaların evlilik birliğinin süresi içerisinde alındığını, talep olunan eşyalardan bir kısmının ise taşınma nedeniyle davacının ailesine verildiğini ileri sürerek; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; ziynet eşyalarının, zorla elinden alındığı veya götürülmesine engel olunduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı, çeyiz eşyalarının ise, taşınma sırasında bir kısmının davacı ailesine gönderildiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile ziynet eşyası talebinin reddi, bir kısım çeyiz eşyasının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde 2.598,50TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyalarının bedelinin iadesi istemine ilişkindir....
Davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından alındığını ve kendisine geri verilmediğini ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Davacı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanı bizzat görgüye dayalı olmayıp aktarımdan ibarettir. Tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Davacı kadın yemin deliline dayanmamış, gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet alacağı talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline mehir olarak vadedilen 300 gram altının düğünde takıldığını, bunun haricinde düğünde davacıya 17 adet bilezik, 1 adet tuğra, 1 adet set takımı ve 60 adet çeyrek, yarım ve tam altın ile yüzükler ve 3.000,00 TL civarında para takıldığını, müvekkilinin müşterek haneden hastaneye kaldırılmak sureti ile olağanüstü şartlarda ayrıldığını, ziynet eşyalarını yanına alamadığı gibi baba evinden çeyiz olarak götürdüğü çeyiz eşyaları ve kişisel eşyaların da davalıda kaldığını, ayrıca evlenirken davacının babası tarafından davalıya çeyiz parası olarak verilen 40.000,00 TL'nin de iade edilmediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, düğünde takılan paraların faiziyle birlikte davalıdan tahsili, baba evinden getirilen çeyiz eşyalarının dava tarihindeki bedelinin faiziyle birlikte tahsili ve davacının babasının çeyiz için verdiği 40.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Ziynetler ve takı parasına yönelik dava açısından temyiz peşin harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Ziynet ve takı parası değerleri toplamı üzerinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3.maddesinde gösterilen usul uygulanarak temyiz peşin harcı tamamlatılmalıdır. (492 sayılı Harçlar Kanunu ve bu kanuna ekli 1 sayılı tarife III/e bendi) 2-İncelenmesine gerek duyulan Ortaca Sulh Ceza Mahkemesinin 2006/267 esas-425 karar sayılı dosyasının temin edilerek evraka eklenmesi gereklidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 06.12.2010 (Pzt.)...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ziynet eşyası alacağı olmadığını, müvekkilinin ziynet eşyalarını 2011 yılı Haziran ayında davacıya verdiğini, taraflar Ankara'da iken davacının Burdur'a ailesinin yanına gitmek istediğini ve ziynet eşyalarının da tamamını almadan gitmeyeceğini davalıya söylemesi üzerine davalının Ankara Batıkent Ziraat Bankası Kasası'nda bulunan ziynet eşyalarının tamamını davacıya verdiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, menkul ve ziynet eşyalarının iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalıda kalan davacıya ait menkul ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaz ise bedellerinin tahsilini istemiştir....
Çoğunluk görüşüne aşağıda açıklanan gerekçeler ve özellikle davacı-karşı davalı kocanın iddia edilen ziynet ve takıların tamamını kabul etmemesi, takıldığı belirtilen bir kısım ziynet ve takının ise evlilik birliği içinde bozdurulduğunu savunması ve bu savunmasının iddia edilen ziynet ve takıların tamamı için ikrar niteliğinde olmaması, ziynet ve takının farklı kavramlar olması ve ispat yükünün yer değiştirmemesi nedeni ile katılınmamıştır. 7. Öncelikle ziynet eşyası kavramını açıklamak gerekirse; 7.1. Ziynet, altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır ( Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür....