Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Kişisel Eşya Alacağı-Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, tazminatlar, nafakalar, ziynet ve kişisel eşyaların iadesi yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise asıl davanın kabulü ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların boşanma ve fer'ilerine yönelik yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tarafların ziynet alacağı istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesince hükmolunan ziynet alacağının miktarı 15.940,00 TL, reddedilen ziynet alacağı...
Oysa, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-davalı kadının da mahkemeninde kabulünde olduğu üzere evin eşyalarına zarar verip, eşine hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, davalı-davacı erkekte dava açmakta haklıdır. Bu durumda davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı-davalı kadının takı para alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması Anayasa hükmüdür (TCA m. 141/3). Mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının da (HMK m. 27) gereğidir. Yargı organları her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip, sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmalıdırlar....
Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalardır. Bu nedenle mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi doğru değildir. Mahkemece ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek) olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, sadece bedele ilişkin hüküm kurularak davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilerek ve ayrıca HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Maddi Tazminat ve Ziynet (Takı) Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm evlilik nedeniyle uğranılan nişan giderlerine dayanan maddi tazminat ile ziynet (takı) eşyası alacağı istemine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 29.09.2011 (prş)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Tarafların 12/04/2007 tarihinde boşanmalarına rağmen davalının yedinde bulunan çeyiz eşyalarını ve ziynet eşyalarını iade etmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının 26/03/2006 tanzim tarihli feragatname başlıklı belge nedeniyle her hangi bir alacak talep edemeyeceğini savunmuştur....
Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür....
TL'nin 1 adet 22 ayar 0,50 gram hediyelik kolyenin mevcutsa aynen mevcut değil ise dava tarihindeki değeri olan 78,00 TL'nin, 7.620,00 TL takı parası olmak üzere toplam 38.430,00 TL'nin davalı T3 alınarak davacı Nuray BİLGİ'ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, taraflar lehine ve aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmış, davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafların işbu davanın açılmasından önce boşandıklarını, söz konusu ziynet eşyalarının açılmış olan boşanma davasında talep edilmediğini, davacının boşanma dava dilekçesindeki beyanında babasının evine gittiğini söylediğini, boşanma dava dosyasındaki tüm deliller ile bu dava dosyasındaki delillerin davacının evi kendi rızasıyla terk ettiğini ve asla bir daha dönüş yapmadığını gösterdiğini, davacı tarafın ziynet eşyalarının iadesini hem kusurları hem de evi terk edip gitmesi neticesiyle evden ayrıldığı...
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı kadın vekili Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde değer artış payı ve katılma alacağı ile ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi davalarından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacı kadın vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1....
Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kadının isteği ve onayı ile karşı tarafa verildiğinin ispatlanması halinde, erkek eş ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olağan olan ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....
Davacı kadın; dava dilekçesinde 18 adet Kayseri burması bilezik, 1 takı seti ve sonradan miktarını 700,00 TL olarak bildirdiği paranın davalı tarafından alındığını ileri sürerek ziynetlerin iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek ise süresinde davaya cevap vermemiş ise de tahkikat aşamalarında verdiği dilekçelerde; "zamanında ziynet eşyalarının tamamı müşterek evin ihtiyaçları ve geçimi için harcanmıştır. Düğünümüz olmadı, kaçarak evlendik. O yüzden para takılmadı. Peyderpey 18 ya da 19 gram 6 ya da 7 bilezik taktım. Herhangi bir seti yoktu. bir adet alyansı vardı.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Dinlenen davacı tanığı ise tarafların düğünlerinin olmadığını ancak davacı kardeşini görmeye gidenlerin 17- 18 bilezik, 1 set ve sayısını hatırlamadığı altın taktığını, bunların davalı tarafından satılıp ev alındığını beyan etmiştir....