'nun 17/07/2012 tarihinde vefat ettiğini, davalıların kardeşinin yasal mirasçıları olduğunu, ölmeden önce kardeşine banka kasasında saklanmak üzere kendisine ait ziynet eşyalarını verdiğini, ayrıca kendisine ve annesine ait pasaportları da saklamak üzere ölen kardeşine teslim ettiğini, kardeşinin vefatından sonra ziynet eşyalarının ve pasaportların iadesinin istenmesine rağmen davalı eş tarafından teslim edilmediğini belirterek, davaya konu ziynet eşyalarının aynen teslimini, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tazmini talep etmiş, ayrıca pasaportların da kendisine iadesini istemiştir. Davalılar ise, davacı iddialarının yerinde olmadığını, kasada bulunan ziynet eşyalarının kendilerine ait olduğunu belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafın kasada bulunan ziynet eşyalarının kendisine ait olduğu iddiasını ispatlayamadığı, pasaportların da dava açılmadan önce davacı tarafa teslim edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin boşanma ve mal paylaşımına ilişkin ilamının takibe konduğu,ilamda tarafların boşanmalarına,ziynet alacağı davası yönünden davanın kısmen kabulü ile ilamda miktar ve bedeli belirtilen ziynet eşyalarının mümkün ise davalı tarafından aynen davacıya iadesine mümkün değil ise bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,eşya alacağına dayalı davanın kısmen kabulü ile ilamda niteliği ve değeri belirtilen ev ve çeyiz eşyalarının mümkün ise aynen mümkün değil ise bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine hükmedildiği, takipte ise ziynet in ve eşyanın değerlerinin istendiği aynen teslime yönelik bir talebin olmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 16.637.22 Tl alacak yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararı davacı istinaf etmektedir....
Ne var ki, boşanma ve ziynet eşyalarının iadesi isteğine ilişkin olarak görülen ve ziynet eşyaları yönünden kesinleşen Aile Mahkemesi'nin 2007/501 Esas ve 2010/900 Karar sayılı ilamında, eldeki davanın da davacısı olan kadının ziynet eşyalarının dava konusu aracın edinilmesinde kullanıldığı kabul edilerek bu ziynet eşyalarının değeri olan 5.525,00 TL'nin kocadan (eldeki davada davalı İ.. D..) tahsiline karar verilmiştir. Bu kapsamda, gerek davacı kadının beyanı gerekse Aile Mahkemesi'nin 2007/501 Esas ve 2010/900 Karar sayılı ilamı ile davacı kadının ziynet eşyalarının eldeki davanın konusu aracın alımında kullanıldığı sabit olduğuna ve bu ziynet eşyalarının bedelinin iadesine karar verildiğine göre, bu bedelin aracın değerinden düşülmeden verilen eldeki hükmün, mükerrer tahsile neden olacağı açıktır....
Bundan ayrı olarak, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama neticesinde ziynet eşyasına ilişkin talebin de kısmen kabulüne karar verilmiş,ancak bu alacak kalemi için de faiz talep edilmesine rağmen mahkemece bu alacak kalemi yönünden de talep edilen faiz istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece;davacının dava dilekçesinde çeyiz ve ziynet eşyaları yönünden faiz talebi de bulunduğu gözönünde bulundurularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesinde, ziynet, ev ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde şimdilik eşyaların değeri olarak 1.000 TL talepte bulunulduğu, mahkemece bu 1.000 TL değerinin ne kadarının ziynet alacağı, ne kadarının çeyiz eşyaları alacağı için istendiği konusunda açıklama yapmak için davacı tarafa süre verilmesi gerektiği halde verilmediği, yargılama sırasında 12/03/2020 tarihli celsede çeyiz eşyaları konusunda tarafların anlaştıkları, davalı tarafın çeyiz eşyalarını almaları için davacı tarafa gün vereceklerini beyan ettikleri, 02/07/2020 tarihli celsede de taraflar arasında düzenlenen çeyiz ev eşyalarına ilişkin tutanak tuttuklarını bildirdikleri, bu tutanağın dosya arasına alındığı, mahkemece çeyiz eşyaları iade edildiği için bu alacak hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ziynet alacağı talebinin ise reddine karar verildiği anlaşılmış olup davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmiş ise de, bu vekalet ücretinin hangi alacak davası için verildiğinin belli olmadığı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki (asıl davada) ziynet-eşya alacağı ,(karşı davada) ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, (asıl ve karşı davanın )kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı- karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı-karşı davalı, dilekçesinde; tarafların 2012 yılında evlendiklerini, evlilikleri süresince davalının anne ve babası ile aynı evde ikamet ettiklerini,nitelik,adet ve gramlarını tek tek belirttiği çeyiz ve ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını,bunların toplam değerinin 20.730,00 TL olup bu eşyalardan 22.sıradaki sandık içi,21.sıradaki 2 adet halı,20.sıradaki tencere takımları ,17.sıradaki yün yastıkların tamamen davacıya ait olduğunu,diğer ziynet ve çeyiz eşyalarının da davacıya bağışlandığını; çeyiz senedi düzenlenirken...
Aile Mahkemesinin 2020/470 Esas, 2021/519 Karar sayılı ilamı ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ziynet eşyalarının bedeli olan 39.840,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verildiğini, mahkemenin asıl kararının ziynet eşyalarının aynen iadesi olduğunu, ziynet eşyasının davacının elinde bulunması gerekmediğini, ziynet eşyalarının piyasadan aynen temininin mümkün olduğunu, bu nedenle aynen iadenin zorunlu olduğunu, bu nedenle ilamın örnek 2 olarak takibe konulduğunu, davacı borçluya 4- 5 örnek ödeme emri gönderilmediğini, haitta bedel talebinde bulunulmadığını, icra emrinde teslim edilen malın yedinizde bulunmaması halinde ilamda yazılı değerin alınacağı kısmının matbu olduğunu, ayrıca ilamda ziynet eşyalarının nitelikleri, cinsleri ayrı ayrı belirtilmesine rağmen her bir ziynet eşyası yönünden ayrı ayrı değer belirlemesi yapılmadığını, tüm ziynet eşyaları yönünden tek bir değer belirlenmiş olup bunun da yargılama içerisinde alınan harca ilişkin olduğunu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet eşyası-alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı ve vekili gelmediler....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ziynet eşyalarından kaynaklanan alacak iddiasına ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE: Davanın konusu , ziynet eşyası alacak davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacının istinaf dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (6.Hukuk Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701- 6067, 6....