DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma ve mal rejimi tasfiyesi davası, birleşen dava ise zina olmadığı takdirde şiddetli geçimsizliğe dayalı boşanma davasıdır. Mal rejiminin tasfiyesine dair istem ilk derece mahkemesince dosyadan tefrik edilmiştir....
Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir (TMK md.161/1). Zinanın objektif unsuru evli kadının kocasından başka bir erkekle ya da evli erkeğin karısından başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK md. 161/2). Yapılan inceleme ve toplanan delillerden; davalı kocanın zinasının sabit olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince kadının zinaya dayalı davasının kabulü doğru olmuştur. Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve duruşma açılmasına gerek görülmeksizin yapılan (HMK md. 353- 355) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Bu itibarla; Davanın kabulü ile TMK'nun 161. maddesi uyarınca zina hukuksal sebebiyle boşanmaya karar verilmesinde, Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davacı erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, TMK'nun 174...
zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar için aylık 2.000'er TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili için 2.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 50.000 TL manevi tazminata, ziynetlerin aynen, olmadığı takdirde rayiç bedelinin faizi ile birlikte tahsilini istemişken, 17/05/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davalarını zina hukuksal sebebine hasredip dava dilekçesindeki taleplerine ek olarak 50.000 TL maddi tazminat talep etmiş, manevi tazminat talebini 200.000 TL'ye yükseltmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince verilen gönderme kararından sonra İlk Derece Mahkemesince verilen son kararda erkeğin boşanma davalarının kabulü, kadının zinaya dayalı davası ile kadının tazminat ve nafaka talepleri hakkında birinci karardan farklı bir hüküm kurulmamıştır. Hâl böyle iken, İlk Derece Mahkemesinin birinci kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan kadının erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve pek kötü davranış nedeniyle boşanma taleplerinin kabulü, kadının zina sebebiyle boşanma talebinin reddi ve kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden kararı temyiz hakkı bulunmamaktadır....
Zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddi açısından: Erkeğin zina nedenine dayalı kusurlu davranışlarının ispatlanamaması karşısında zina nedenine dayalı boşanma davasının reddinin doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 166/1'e göre davanın kabulü açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddi açısından: Erkeğin zina nedenine dayalı kusurlu davranışlarının ispatlanamaması karşısında zina nedenine dayalı boşanma davasının reddinin doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 166/1'e göre davanın kabulü açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinde derdest olduğunu,davalının hem Serpil Bozdoğan hem Funda Demirel isimli kişilerle ilişki yaşadığını, bu nedenle evlilik birliğinin temelden sarsıldığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile öncelikle zina sebebiyle boşanmaya, mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya, davacı için 3.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için 2.500 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine 125.000 TL maddi 125.000 TL manevi tazminata, yargılama gideri vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür....
kısım beyanlardan anlaşılacağı üzere, davacı kadının son iki yıldır sürekli olarak hafta sonları baba evine gittiği, her ne kadar zina sebebine dayalı boşanma boşanma davası açılmış ise de, zina yapıldığına ilişkin her türlü şüpheden uzak tanık beyanı ve başka delilin olmadığı, GSM kayıtlarından ve fotoğraflardan davalı erkeğin sadakate aykırı güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmakta ise de, zina boyutunda bir eylemin varlığı ispatlanamadığından zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği,, mevcut duruma göre evlilik birliği temelinden sarsıldığı, olayların akışı karşısında eşine sadakate aykırı güven sarsıcı davranışta bulunan, eşine fiziksel şiddet uygulayan, hakaret eden, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulayan, eşinin ailesine hakaret eden davalının ağır kusurlu olduğu, sürekli baba evine giden davacının boşanmaya yol açan olaylarda az da olsa kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamını imkan...
Asıl ve birleşen dava, taraflarca zina veya TMK.'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davasına ilişkindir. TMK'nun 161. Maddesinde; "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur." hükmü düzenlenmiştir. TMK.'nun 166/1- 2 maddesi gereğince "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir." hükmü düzenlenmiştir....