Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın ve davalı-karşı davacı erkek, Türk Medeni Kanunu’nun zina hukuksal sebebini düzenleyen 161. ve devamı maddelerine dayalı olarak boşanma talep etmişler, mahkemece kısa kararda "asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verildiği halde, hükmün gerekçesinde; tarafların karşılıklı olarak zina eylemini ispatlayamamaları sebebiyle zina hukuksal nedenine dayalı boşanma davalarının reddedildiği, buna karşılık tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davalarının kabul edildiği belirtilerek "asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi gereğince boşanmalarına" karar verilmek suretiyle, kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur....

    Uyuşmazlığa konu zina hukuki nedenine dayalı dava dosyası ve anlaşmalı boşanma dava dosyası ve bu dosya içeriğinde yer alan protokol içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı erkek eşin, davalı kadın eş ile anlaşmalı boşanma konusunda oluşan mutabakat gereğince, davalı kadın eşin anlaşmalı boşanma hükümlerine göre boşanma sonucu elde edilmesini zina hukuki sebebine dayalı olarak erkek eş tarafından açılan davanın ortadan kaldırılması koşuluna bağlamış olması ve bu hususu protokol kapsamına aldırmış bulunması karşısında, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasından feragat ettiği bu haliyle esasen hem gerçek anlamda "hakkın özünden vazgeçme" niteliğinde feragat iradesinin mevcut olmadığı hem de açıklanan iradenin kayıtsız şartsız nitelikte bulunmadığı ve açıkça davayı sona erdiren irade beyanı niteliği taşımayan beyanının hukuki sonuç doğurmayacağı kanaatine varılmıştır. 6.Hal böyle olunca kadının, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasından feragat etmesini sağlamaya...

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenliyle boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

        DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin zina yaparak birden fazla kadınla evlilik dışı ilişki yaşamak suretiyle boşanmaya sebebiyet verecek davranışlarda bulunduğunu belirterek tarafların öncelikle zina sebebine dayalı olarak, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, davacı yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek cevap dilekçesi vermemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....

          Boşanma ( 4721 s. TMK m. 161 ) talebi bakımdan: Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir (TMK md.161/1). Zinanın objektif unsuru evli kadının kocasından başka bir erkekle ya da evli erkeğin karısından başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Davacı kadın tarafından özel boşanma sebeplerinden zina nedenine dayanılarak (TMK m. 161) boşanma isteminde bulunulmuştur. Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul, "cinsel ilişkinin" varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Davalı erkeğin, bir başka kadınla cinsel ilişkiye girdiği kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmalıdır. Toplanan delillere göre, erkek sosyal medya hesabına bir başka kadını eşi olarak kayıt etmiştir ve bu kişi ile ilgili fotoğraf paylaşımları bulunmaktadır ( bkz....

          TMK'nın 161. maddesine göre; "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur." TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir."...

          , bu sebeple davalının delillerin toplanmadığı yönündeki itirazının da yerinde olmadığı, Davalının kusur tespiti ve zinaya dayalı boşanma davasının kabul edilmesine yaptığı itirazın değerlendirilmesinde; İlk derece mahkemesine açılan zina olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında ilk derece mahkemesi her ne kadar davalının zina yaptığını kabul ederek davacının zinaya dayalı boşanma davasının kabulüne karar vermiş ise de ulaşılan bu sonuç hatalıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebebine dayanılarak boşanma isteminde bulunulmuş, mahkemece, TMK 161. madde kapsamında yapılan değerlendirmede, davacı kadının zina eyleminden haberdar olduğu ve zina eylemini bilmesine rağmen evlilik birliğini devam ettirdiği, davacı kadının, davalı erkeğin eylemini affettiği ya da hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle erkeğe kusur yüklenemeyeceği, zina eyleminin temadi ettiğine dair bir delilin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, TMK 166/1 maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede ise davacı kadının iddiasını ispatlar delil bulunmadığı gerekçesiyle...

            mahkemede davalıya karşı iş bu boşanma davasını açtığı, davalının açmış olduğu davadan feragat etmesi ve tarafların feragat sonrası da bir daha bir araya gelmemeleri dikkate alındığında erkeğin kadına karşı her hangi bir kusur atfedemeyeceği, ispat edilen her hangi bir kusur durumunun da olmadığı, kadın hem zina hem de evliliğin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmayı istediğinden, zina nedenine dayalı boşanma davalarında dava açma süresi devam eden zina eyleminde bu eylemin sona erdiği tarihten başlayacağından ve erkeğin gayri resmi ilişkisinin halen devam ettiği, zina eyleminin sübut bulması ile zina nedeniyle açılan özel boşanma davası ve erkeğin sadakatsiz eylemleri ile evliliğin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurluğu olduğu, davacının her iki boşanma sebebine dayalı birlikte dava açtığı, özel boşanma sebebi zina nedeniyle ve genel boşanma sebebi evlilik birliğinin ortak yaşamı sürdürmesi kendisinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığından, davanın kabulü...

            Davalı cevap dilekçesinde özetle; davalının boşanma talebini kabul ettiği, itirazının olmadığı, dilekçede bulunan eşyaların davacı ile ortak karar alınarak bilgisi dahilinde paylaşıldığı, dilekçedeki eşyaların tamamının kendisinde olmadığı, eşyaların davacının yanında onunda gözü önünde paylaşıldığı, bu konuda davacı ile kendisi arasında sorun olmadığı, kendisinden talep edilen 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat ödeme durumunun olmadığı, kendisinin şuanda kirada oturduğu, evlendikten sonra çekilen kredi kartları borçlarını ödediği, kendisinin asgari ücrete çalıştığı, talep edilenleri ödeme durumunun olmadığı, aynı zamanda bulunduğu iş yerinin mevsimden dolayı devan edip etmeyeceğinin de belli olmadığı, işsiz de kalma durumunun olduğu, mal varlığının da olmadığı, davacı eşinden bir talebinin olmadığı, maddi durumu iyi olmadığı için de avukat tutamadığı, bu boşanma davasının uzamasını istemediği, davacının da mağdur olmasını istemediği ve boşanmanın en kısa sürede gerçekleşmesini...

            UYAP Entegrasyonu