Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığının tespiti ile Hazine adına tesciline, taşınmazın çalılık niteliğinde olduğunun tespitine, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 19.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacının talebi, dava konusu taşınmazda zilyet olmasına rağmen zilyet olduğunun tespit edilmediği ve beyanlar hanesinin boş bırakıldığı iddiasıyla taşınmazın beyanlar hanesinde zilyet olduğunun tescil edilmesi istemine ilişkindir. Davanın 31/01/2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu taşınmazlardan 2361 ada ... nolu parsel 491,00 m2 yüzölçümünde arsa vasfıyla beyanlar hanesinde “6831 sayılı Kanunun 52. maddesine göre takyitlidir” şerhiyle, 7 nolu parsel 632,00m2 yüzölçümünde arsa vasfıyla, beyanlar hanesinde 2/B maddesi gereğince tescil edilmiş” ve “ 6831 sayılı Kanunun 52. maddesine göre takyitlidir” şerhiyle; 15 nolu parsel 437,00 m2 yüzölçümünde beyanlar hanesinde 6831 sayılı Kanunun 52. maddesine göre takyitlidir” şerhiyle davalı ... adına tapuda kayıtlıdır....
Mahallesi 221 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan bahçe ve 3 katlı evin kullanıcısı tespit edilmediğinden Hazine adına tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmaz üzerindeki arsa ve 4 katlı binanın kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde kullanıcı olarak Hazine adına şerh verildiğini ileri sürerek, kullanıcı şerhinin iptali ile çekişmeli taşınmazın adına beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.Davanın 27.03.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
İlçesi, ...Köyü 111 ada 1, 102 ada 28 ve 101 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın dedleri halil’den intikal ettiği halde, beyanlar hanesinde kullanıcı olarak sadece davalıların adının şerh verildiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine kendi adlarının da şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.Davanın 25.02.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
İli, Kaynarca ilçesi, Karaçalı Köyü 148 ada 6 ve 9 parsel sayılı taşınmazların 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, dava konusu taşınmazlarda 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde davalıların adının kullanıcı olarak şerh verildiğini ileri sürerek, kullanıcı şerhinin iptali ile çekişmeli taşınmaz bölümlerinin zilyedi olarak adının taşınmazların beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.Davanın 05.04.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin (05.07.2012-03.08.2012) geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın...... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Davacı, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde kullanıcı olark gösterilmediğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın adına beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.Davanın 28.02.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacılar, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın davalılarla müştereken zilyetliklerinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde kullanıcı olarak sadece davalıların adının şerh verildiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine kendi adlarının da eşit paylarla şerh verilmesi istemiyle dava açmışlardır.Davanın 01.11.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, tescil harici taşınmaz malı uzun süredir kullanan üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, salt zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır. Somut olayda gelince; davacı, tapu kaydının oluşmasından sonra tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olmayan kullanıcı şerhinin verilmesi ya da mevcut şerhin değiştirilmesi isteminin bulunması ve davalı yanın da dayandığı bir tapu kaydının bulunduğunu iddia etmesi nedeniyle salt zilyetliğin korunması istemi değil, temelinde bir hakka dayanır....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4. maddesi gereğince, taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilebilmesi için, tapuda ... adına kayıtlı olması gerekir. Somut olayda, çekişmeli 108 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında satılarak mülkiyet kullanıcısı ...'a geçtiğine göre artık beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi mümkün olmayıp, ancak zilyetliğin tespiti mümkün olabilir....