GEREKÇE : Dava; taraflar adlarına kayıtlı olmayan taşınmaza yönelik zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. TMK'nin 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Somut uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK. 4/c (1086 sayılı HUMK'nun 8/II-3) maddesinde yazılı zilyetliğin korunması istemi ile açılan dava olup; temelinde ayni bir hak iddiası olmadığı için TMK'nun 683. maddesine dayalı müdahalenin önlenmesi isteğinin olmadığının kabulü gerekir. Tarafların hiçbirisinin taşınmazda kayıt maliki olmadığı hususları da gözönünde bulundurularak, uyuşmazlığın zilyetliğin korunması çerçevesinde değerlendirilip, toplanmış delillere göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, zilyetliğin tartışmalı olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
GEREKÇE : Dava; taraflar adlarına kayıtlı olmayan taşınmaza yönelik zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. TMK'nin 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Somut uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK. 4/c (1086 sayılı HUMK'nun 8/II-3) maddesinde yazılı zilyetliğin korunması istemi ile açılan dava olup; temelinde ayni bir hak iddiası olmadığı için TMK'nun 683. maddesine dayalı müdahalenin önlenmesi isteğinin olmadığının kabulü gerekir. Tarafların hiçbirisinin taşınmazda kayıt maliki olmadığı hususları da gözönünde bulundurularak, uyuşmazlığın zilyetliğin korunması çerçevesinde değerlendirilip, toplanmış delillere göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, zilyetliğin tartışmalı olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
(HGK'nun 12.05.1982 gün, 1979/8-589 Esas, 1982/482 Karar) Somut olayda, Hazine'ye ait taşınmazdaki üstün zilyetliğin kimde olduğu hususunun araştırılması gerekir....
Zilyetliğin hukuki fonksiyonlarından biri de fiili durumun başkaları tarafından keyfi olarak bozulmasını önlemektir. Hukuk düzeni, böylece toplumun esenliğini korumak istemiştir. Kendilerini haklı görenler bile başkasının fiili hakimiyetine belli bir çerçeve içinde saygı göstermeye mecburdurlar. Zilyetlik davalarının en belirgin özelliği yukarıda değinilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi davada hakkın tartışma konusu olmaması ve davayı kazanma veya kaybetmenin mevcut olabilecek hak üzerinde herhangi bir etkisinin olmayışıdır. Bunun içinde bu tür davalarda mahkemenin zilyetliğin korunmasına ilişkin vereceği karar; sadece eski zilyetlik durumunun yeniden kurulmasını sağlamaya yöneliktir. Bu karar diğer tarafın mülkiyet yahut hak iddiasıyla dava açma hakkına dokunmaz ve üçüncü kişilerin o şey üzerinde hakları olmadığının kabulü şeklinde anlaşılamaz....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın TMK'nın salt zilyetliğin korunmasına yönelik 983. Maddesinden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Ceyhan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın salt zilyetliğin korunmasına yönelik olmadığı, 6292 sayılı yasadan kaynaklandığından Asliye Hukuk Mahkemesi'ne görevsizlik kararı vermiştir. Tapu kaydının oluşmasından sonra tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olmayan kullanıcı şerhinin verilmesi ya da mevcut şerhin değiştirilmesi istemli davalar, kayıt maliki Hazineye ve varsa lehine kullanıcı şerhi bulunan kişilere karşı açılması gerektiği ve davacının, iddiasını Hazine ve varsa kullanıcı şerhi sahibine karşı kanıtlaması zorunlu olduğu için çekişmeli yargı işi olup tapu kaydında hak sahibinin değişmesi sonucunu doğurabileceğinden görevli genel mahkeme 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleridir....
Uyuşmazlık, Dairenin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen bozma ilamında da açıklandığı üzere; davacıya herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmeyen, o andaki ihtilafı çözmeye yönelik ve zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu, bir başka anlatımla üstün zilyetliğin hangi tarafta bulunduğunun tespitine ilişkin bir dava olduğu tartışmasızdır. Somut olayda, dahili davalı ... ile ilgili olarak lehte ve aleyhte herhangi bir hüküm kurulmamış ise de; bu durum verilen karann niteliği ve içeriği bakımından sonuca etkili olmamakla, orman idaresinin lehine bir bozma yapılmamıştır. Ancak, somut olayda, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacının zilyetliğine müdahale var ise davacının zilyetliğine vaki müdahalenin önlenmesine karar verilmesi gerekirken; talep aşılarak “... İlçesi, ... Köyünde (... orman sınırlan içinde) XXXII pafta, 1141 ve 1142 nolu parsellerin davacının zilyetliğinde olduğunun tespitine” biçiminde hüküm kurulması doğru değildir....
Kargı Sulh Hukuk Mahkemesi'nce;davacı vekilinin, uyuşmazlığın Çorum İli, Kargı İlçesi, Çobanlar Köyü, 175 ada 1 parsel sayılı Yaylak nitelikli, kamu orta malı olarak malik kaydı yapılmış taşınmaz üzerindeki yayla evine ilişkin olduğu, davanın temelinde, söz konusu yayla eviyle ilgili kira ilişkisinden doğan kiralayanlık şahsi hakkına dayandığı, bir başka deyişle, davanın temelde şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi davası olduğu, davanın sadece zilyetliğin korunmasına yönelik dava niteliğinde olmadığı, Sulh Hukuk Mahkemesinin yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik davada görevli olduğu, temelde şahsi hakka dayalı müdahalenin meni davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Dava; dava konusu ev açısından hakka dayalı müdahalenin önlenmesi isteğine ilişkindir....
nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazdaki zilyetliğin tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmesine ilişkin olduğu, davacının davasının TMK.981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetlikten başka bir hakkı bulunmayan ve 6100 S.Y.'...
Taraflar arasındaki zilyetliğin korunması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin tespiti ile tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine ilişkin olup Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu... İli... İlçesi, ... Köyü, 819 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, tapu kaydının incelenmesinde taşınmazın ¼ hissesinin...oğlu ...¼ hissesinin ... oğlu ... ¼ hissesinin ...oğlu ...ve ¼ hissesinin... oğlu ...'ın kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerh verildiği anlaşılmaktadır....