Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinden 4530 ada 1 parsel E blok 6 nolu bağımsız bölümün mesken niteliğiyle tapuda Kağıthane Belediyesi adına kayıtlı olduğu, davacının mülkiyete yönelik herhangi bir talebinin olmadığı, E blok 6 nolu bağımsız bölümün davacının malik sıfatıyla zilyet olduğunun tespiti talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkindir. Dairemizin görev alanı HSK'nun 01/09/2022 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2022 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince " TMK'nın 981 vd maddelerinde düzenlenen, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin görev alanındadır....

in engel olduğunu açıklayarak taşınmaz üzerindeki yapının bütün kardeşler tarafından yaptırıldığının tespiti ile davacıların zilyetliğinin korunmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili 28.05.2010 tarihli cevap dilekçesinde,davacının talebinin zilyetliğin korunmasına ilişkin olup, davalı taşınmaza 15 yıldan beri zilyet olduğundan hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının taşınmazda zilyetliğinin bulunmadığını ve taşınmazın davalı tarafından noter sözleşmesi ile satın alındığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 683 ve devamı maddelerinde düzenlenen ayni hakka dayanan elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır....

    Dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz, 01.01.1996 tarihinde, hükmen, tarla niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. 1-Dava, TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Mahkemece, aynı konuda evvelce açılmış dava olup halen kesinleşmediği diğer deyişle aynı konuda derdest dava bulunduğu kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. Elatmanın önlenilmesi davalarında her elatma ayrı bir davanın konusunu oluşturur. Diğer deyişle müdahalenin öğrenilmesinden sonra açılan tecavüzün meni ve zilyetliğin korunması davası o haksız eylemin sonlandırılmasına yöneliktir....

      İlk bozma sonrası davaya katılan 626 ve 627 parsellerin kayıt maliki Hazinenin de yer aldığı davada davacıların üstün hakları kanıtlanamadığından, 621 parsel üzerinde ise herhangi bir zarar gerçekleşmediği anlaşıldığından zilyetliğin korunmasına ilişkin davanın reddine ilişkin hüküm bölümü onanmış; davacılara ait ev ve su kaynaklarında taş ocağındaki patlamalar nedeniyle zarar oluştuğu belirlendiğine göre buna ilişkin iddia ve savunma çerçevesinde toplanan delillerin tartışılarak tazminat yönünde bir karar verilmesi...” hususunda bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davacılar vekili tarafından 23.3.2010 tarihinde harçlandırılan dilekçe ile her bir davacı için talepleri ayrı ayrı belirtilmek suretiyle, tazminat isteğinin toplam 86.000 TL olarak ıslah edildiğinin bildirilmesi üzerine, temyiz incelemesine konu hüküm kurulmuştur....

        Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın TMK'nın salt zilyetliğin korunmasına yönelik 983. Maddesinden kaynaklandığından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Ceyhan Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın salt zilyetliğin korunmasına yönelik olmadığı, 6292 sayılı yasadan kaynaklandığından Asliye Hukuk Mahkemesi'ne görevsizlik kararı vermiştir. Tapu kaydının oluşmasından sonra tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olmayan kullanıcı şerhinin verilmesi ya da mevcut şerhin değiştirilmesi istemli davalar, kayıt maliki Hazineye ve varsa lehine kullanıcı şerhi bulunan kişilere karşı açılması gerektiği ve davacının, iddiasını Hazine ve varsa kullanıcı şerhi sahibine karşı kanıtlaması zorunlu olduğu için çekişmeli yargı işi olup tapu kaydında hak sahibinin değişmesi sonucunu doğurabileceğinden görevli genel mahkeme 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleridir....

        (HGK'nun 12.05.1982 gün, 1979/8-589 Esas, 1982/482 Karar) Somut olayda, Hazine'ye ait taşınmazdaki üstün zilyetliğin kimde olduğu hususunun araştırılması gerekir....

          Zilyetliğin hukuki fonksiyonlarından biri de fiili durumun başkaları tarafından keyfi olarak bozulmasını önlemektir. Hukuk düzeni, böylece toplumun esenliğini korumak istemiştir. Kendilerini haklı görenler bile başkasının fiili hakimiyetine belli bir çerçeve içinde saygı göstermeye mecburdurlar. Zilyetlik davalarının en belirgin özelliği yukarıda değinilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi davada hakkın tartışma konusu olmaması ve davayı kazanma veya kaybetmenin mevcut olabilecek hak üzerinde herhangi bir etkisinin olmayışıdır. Bunun içinde bu tür davalarda mahkemenin zilyetliğin korunmasına ilişkin vereceği karar; sadece eski zilyetlik durumunun yeniden kurulmasını sağlamaya yöneliktir. Bu karar diğer tarafın mülkiyet yahut hak iddiasıyla dava açma hakkına dokunmaz ve üçüncü kişilerin o şey üzerinde hakları olmadığının kabulü şeklinde anlaşılamaz....

            Uyuşmazlık, Dairenin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen bozma ilamında da açıklandığı üzere; davacıya herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmeyen, o andaki ihtilafı çözmeye yönelik ve zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu, bir başka anlatımla üstün zilyetliğin hangi tarafta bulunduğunun tespitine ilişkin bir dava olduğu tartışmasızdır. Somut olayda, dahili davalı ... ile ilgili olarak lehte ve aleyhte herhangi bir hüküm kurulmamış ise de; bu durum verilen karann niteliği ve içeriği bakımından sonuca etkili olmamakla, orman idaresinin lehine bir bozma yapılmamıştır. Ancak, somut olayda, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacının zilyetliğine müdahale var ise davacının zilyetliğine vaki müdahalenin önlenmesine karar verilmesi gerekirken; talep aşılarak “... İlçesi, ... Köyünde (... orman sınırlan içinde) XXXII pafta, 1141 ve 1142 nolu parsellerin davacının zilyetliğinde olduğunun tespitine” biçiminde hüküm kurulması doğru değildir....

              GEREKÇE : Dava; taraflar adlarına kayıtlı olmayan taşınmaza yönelik zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. TMK'nin 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Somut uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK. 4/c (1086 sayılı HUMK'nun 8/II-3) maddesinde yazılı zilyetliğin korunması istemi ile açılan dava olup; temelinde ayni bir hak iddiası olmadığı için TMK'nun 683. maddesine dayalı müdahalenin önlenmesi isteğinin olmadığının kabulü gerekir. Tarafların hiçbirisinin taşınmazda kayıt maliki olmadığı hususları da gözönünde bulundurularak, uyuşmazlığın zilyetliğin korunması çerçevesinde değerlendirilip, toplanmış delillere göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, zilyetliğin tartışmalı olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              GEREKÇE : Dava; taraflar adlarına kayıtlı olmayan taşınmaza yönelik zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. TMK'nin 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Somut uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK. 4/c (1086 sayılı HUMK'nun 8/II-3) maddesinde yazılı zilyetliğin korunması istemi ile açılan dava olup; temelinde ayni bir hak iddiası olmadığı için TMK'nun 683. maddesine dayalı müdahalenin önlenmesi isteğinin olmadığının kabulü gerekir. Tarafların hiçbirisinin taşınmazda kayıt maliki olmadığı hususları da gözönünde bulundurularak, uyuşmazlığın zilyetliğin korunması çerçevesinde değerlendirilip, toplanmış delillere göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, zilyetliğin tartışmalı olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu