Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kabule göre de; her ne kadar Mahkeme kararının gerekçesinde dava, zilyetliğe elatmanın önlenmesi davası olarak nitelendirilmişse de dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası niteliğindedir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Her ne kadar, davacı taraf zilyetliğe dayalı olarak müdahalenin men'i ve kal' davası açmışsa da; taraflar arasındaki ihtilafın mülkiyet esaslı bir ihtilaf olduğu, sırf zilyetliğin korunması amaçlı olarak bu davanın açılmadığı, davanın mülkiyetin tespiti ve korunması istemini de içerdiği anlaşılmaktadır. Buna göre, nitelenen dava bakımından 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesine göre mal varlığına dayalı bu davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi K A R A R Davada davacı Hazine vekili, Hazine adına kayıtlı bulunan 187 ada 36 parsel sayılı taşınmaza müdahalenin men'i ve kal isteğinde bulunduğuna, kararı temyiz eden karşı davacı gerçek kişi ise, TMK.nun 744 ve devamı maddeleri uyarınca tapulu taşınmazına su yolu ve mecra irtifak hakkı tesisi isteğinde bulunduğuna, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu açıklanmadığına ve zilyetliğe dayanılmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanan, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'ne aittir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Elatmanın Önlenmesi istemine ilişkindir. Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde; elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür. Müdahalenin men’i davasında amaç, mülkiyet hakkına olan saldırının veya müdahalenin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle malına haksız olarak müdahalede bulunulan malik, içinde bulunduğu durumdan kurtulmuş olur. Bahsi geçen müdahale maddi olabileceği gibi farklı şekillerde de ortaya çıkabilmektedir. El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir....

        Yukarıdaki Yargıtay kararında da belirtildiği şekilde paylı mülkiyete veya el birliği mülkiyetine konu taşınmazlarda paydaşlardan her birinin taşınmaza yönelik haksız müdahalelere karşı tek başına el atmanın önlenmesi davası açabilmeleri mümkündür. Bu tür durumlarda paydaş olmayan ve haksız eylemde bulunan davalı hakkında taşınmazın tamamına yönelik elatmasının önlenmesine karar verilir. Somut olayda, yerel mahkemece davalının işgal ettiği meskenin dava tarihindeki değeri dikkate alınarak harcın tamamlatılıp meskene yönelik el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken el atılan meskende davacının hissesine isabet eden değer üzerinden harcın tamamlatıldığı ve hisseye yönelik el atmanın önlenmesi kararı verildiği görülmektedir. Bu durum usul ve yasaya aykırı ise de davacı tarafın el atılan taşınmazdaki hisseye yönelik el atmanın önlenmesine ilişkin karara ilişkin istinafı olmadığından aleyhe hüküm verme yasağı dikkate alınarak bu yönden değerlendirme yapılmamıştır....

        Kargı Sulh Hukuk Mahkemesi'nce;davacı vekilinin, uyuşmazlığın Çorum İli, Kargı İlçesi, Çobanlar Köyü, 175 ada 1 parsel sayılı Yaylak nitelikli, kamu orta malı olarak malik kaydı yapılmış taşınmaz üzerindeki yayla evine ilişkin olduğu, davanın temelinde, söz konusu yayla eviyle ilgili kira ilişkisinden doğan kiralayanlık şahsi hakkına dayandığı, bir başka deyişle, davanın temelde şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi davası olduğu, davanın sadece zilyetliğin korunmasına yönelik dava niteliğinde olmadığı, Sulh Hukuk Mahkemesinin yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik davada görevli olduğu, temelde şahsi hakka dayalı müdahalenin meni davasında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Dava; dava konusu ev açısından hakka dayalı müdahalenin önlenmesi isteğine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Temyiz incelemesi yapılması gereken bu dava; mahkemenin kabulüne göre, şahsi hakka dayalı zilyetliğin korunması ve zilyetliğe müdahalenin önlenmesi istemine ilişkin olup, dava konusu göletin mülkiyeti (aynî) konusunda bir çekişmenin olmadığı ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21/01/2013 gün ve 2013/1 sayılı kararı gereğince bu davada, orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, orman kadastrosu ve orman rejimi dışına çıkarmayla ilgili tutanak ve haritalarının uygulanması ve orman araştırması yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dairemizle 8. Hukuk Dairesi arasında anlaşmazlık konusu olmuş ve her iki Daire diğerini görevli sayarak görevsizlik kararı vermiştir....

          Dava, zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna göre davalının, davacının zilyetliğine veya ortak alan olduğu iddia edilen yerlere yönelik bir tecavüzü söz konusu değildir. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı, yoksa TMK'nun 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....

              K A R A R Dava, taşınmaz açısından zilyetliğe, taşınmaz üzerinde bulunan ev açısından hakka dayalı müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil, bunun yanında muhdesatın aidiyetinin tespiti isteklerine ilişkindir. Davacı vekili, 886 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve mülkiyeti Hazineye ait arsa üzerine 2 katlı 3 bağımsız bölümden oluşan gecekondu yaptırdığını 3 numaralı dairenin kardeşi tarafından kullanıldığını, arsanın Hazine tarafından, üzerinde yapısı bulunan hak sahiplerine satışının kararlaştırıldığını, görevliler tespite geldiğinde davalının sanki hak sahibi kendisiymiş gibi tutanak tutturmuş olduğunu ileri sürerek dava konusu arsa üzerindeki binanın müvekkiline ait olduğunun tespitine, şimdilik 500,00 TL ecrimisil ödenmesine, davalının dava konusu taşınmazdaki müdahalesinin men-i ile taşınmazdan tahliyesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu