Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan Yargılama sonunda mahkemece, davacı-karşı davalı ...’nun alacak talebinden feragat etiği gerekçesiyle davacı-karşı davalı ...’ın alacak davasının reddine, zilyetliğe dayalı olarak meni müdahale açısından ise davacı-karşı davalı ...’nun davası ile davalı karşı davacı ...’nun açtığı davalarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalı ...’nun tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı-karşı davalı ... ... dava dilekçesinde sadece taşınmazı satın alırken davalı-karşı davacıya verdiği bedel ve taşınmaza yaptığı masraf ile bunların işlemiş faizlerinin tahsili için talep te bulunmuş olup, zilyetliğe dayalı olarak müdahalenin önlenmesine dair bir talebi yoktur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.01.2007 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin önlenmesi ve kal karşılık davada müdahalenin önlenmesi, kal ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ...'ye yönelik davanın husumet yönünden reddine, davalı ...'ye yönelik davanın kısmen kabulüne, karşılık davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 25.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 03.12.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Mahkemece, 13.05.1993 ile 31.12.2020 tarihleri arasını kapsayan devre tatil sözleşmesinin geçerli olduğunun tespitine, maddi ve manevi tazminata ilişkin talebin kısmen kabulüne,müdahalenin önlenmesine yönelik talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava dilekçesinde davacılar, 2005, 2006 yıllarında tatil köyünde tatil haklarını kullanamadıklarını ve kullanma hakkının engellendiğini belirterek müdahalenin önlenmesi ile muarazanın men’ine ilişkin talepte bulunmuşlardır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Elatmanın Önlenmesi istemine ilişkindir. Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde; elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür. Müdahalenin men’i davasında amaç, mülkiyet hakkına olan saldırının veya müdahalenin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle malına haksız olarak müdahalede bulunulan malik, içinde bulunduğu durumdan kurtulmuş olur. Bahsi geçen müdahale maddi olabileceği gibi farklı şekillerde de ortaya çıkabilmektedir. El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir....

        Dava suya vaki müdahalenin meni isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davacının, köyde adına kayıtlı taşınmazının bulunmadığı ve dava tarihi itibariyle adına kayıtlı hayvanların da bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiş ise de, suya vaki el atmanın önlenmesi davalarında müdahalenin meni davası açmak için malik olmak şart olmayıp, sudan faydalanan ve yararlanılmasına engel olunan herkes iş bu davayı açabilir. Davacı da dedesine ait taşınmazları kullandığını ve hayvancılık yaptığını iddia etmekle bu husus ilk derece mahkemesinin de kabulündedir. Dolayısıyla davacı zilyetliğe dayalı olarak iş bu davayı açmakla bu durumda davacının hukuki yararının ve husumetinin bulunduğunun kabulü gerekir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Elatmanın Önlenmesi, Kal istemine ilişkindir. Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde; elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür. Müdahalenin men’i davasında amaç, mülkiyet hakkına olan saldırının veya müdahalenin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle malına haksız olarak müdahalede bulunulan malik, içinde bulunduğu durumdan kurtulmuş olur. Bahsi geçen müdahale maddi olabileceği gibi farklı şekillerde de ortaya çıkabilmektedir. El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir....

        Davacı ..., tarafından davalı ... aleyhine Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin önlenmesi davası davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsellerin tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişme konusu 410 ada 25, 26; 411 ada 6 ve 7 sayılı parsellerin ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda müdahalenin önlenmesi davasının reddine, ... Köyü 1191 parsel sayılı taşınmazın 07.05.2012 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 63.350 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davalı ... Mirasçıları adlarına verasette iştirak halinde tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, müdahil Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 30.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. 16.05.1956 Tarih 1/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre kamu idaresinin el atması kamulaştırmasız el atma niteliğinde olup, kamulaştırmasız el atma nedeniyle müdahalenin önlenmesi veya yer bedelinin tazmini davalarının açılabilmesi için davacının taşınmaza tapu ile malik olması veyahut mülkiyet hakkını elde ettiğini kesinleşmiş mahkeme kararı ile ispat etmiş olması gerekir. Dosyanın incelenmesinde; mülkiyetin tespiti ve kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminatın aynı dava ile talep edildiği, mahkemece mülkiyetin tespiti davasının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği anlaşılmıştır. Davacının; kadastro tespiti öncesinde taşınmazın maliki olduğuna dair mülkiyetin tespitine ilişkin mahkeme kararı ibraz ederek taşınmaz bedelini her zaman talep etmesi mümkün olduğundan, zilyetliğe dayalı açılan bu davanın yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğrudur....

              Dosya arasında bulunan dava konusu 38 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydına göre, taraflar taşınmazda paydaş olup, davacı taraf mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve zilyetliğin korunması isteğinde bulunmuştur. TMK'nin 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Oysa somut olayda davacı hakka dayanarak dava açmıştır. Bu sebeple davanın TMK.nin 981 ve devamı maddelerine dayanan zilyetliğin korunması olarak kabulü yerinde değildir, iddianın ileri sürülüş şekline göre dava hakka dayalı elatmanın önlenmesi davası niteliğindedir ve hakka dayalı el atmanın önlenmesi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....

                UYAP Entegrasyonu