Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlçesi, ...Köyü 111 ada 1, 102 ada 28 ve 101 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın dedleri halil’den intikal ettiği halde, beyanlar hanesinde kullanıcı olarak sadece davalıların adının şerh verildiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine kendi adlarının da şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.Davanın 25.02.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

    İli, Kaynarca ilçesi, Karaçalı Köyü 148 ada 6 ve 9 parsel sayılı taşınmazların 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, dava konusu taşınmazlarda 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde davalıların adının kullanıcı olarak şerh verildiğini ileri sürerek, kullanıcı şerhinin iptali ile çekişmeli taşınmaz bölümlerinin zilyedi olarak adının taşınmazların beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.Davanın 05.04.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin (05.07.2012-03.08.2012) geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın...... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

      Davacı, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde kullanıcı olark gösterilmediğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın adına beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır.Davanın 28.02.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacılar, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın davalılarla müştereken zilyetliklerinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde kullanıcı olarak sadece davalıların adının şerh verildiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine kendi adlarının da eşit paylarla şerh verilmesi istemiyle dava açmışlardır.Davanın 01.11.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, tescil harici taşınmaz malı uzun süredir kullanan üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, salt zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır. Somut olayda gelince; davacı, tapu kaydının oluşmasından sonra tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olmayan kullanıcı şerhinin verilmesi ya da mevcut şerhin değiştirilmesi isteminin bulunması ve davalı yanın da dayandığı bir tapu kaydının bulunduğunu iddia etmesi nedeniyle salt zilyetliğin korunması istemi değil, temelinde bir hakka dayanır....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4. maddesi gereğince, taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilebilmesi için, tapuda ... adına kayıtlı olması gerekir. Somut olayda, çekişmeli 108 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında satılarak mülkiyet kullanıcısı ...'a geçtiğine göre artık beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi mümkün olmayıp, ancak zilyetliğin tespiti mümkün olabilir....

            Mahkemece çekişmeli 134 ada ... parselde tapu kaydının beyanlar hanesinde davalı ...'ın yanında yukarıda adı geçen kişilerin davaya dahil edilmesi gerektiği düşünülmemiş ve bu parsel yönünden taraf teşkili eksik bırakılmıştır. Öte yandan; çekişme konusu parseller yönünden zilyetliğin tespiti bakımından yapılan araştırma da yetersizdir. Dosya kapsamına göre çekişmeli taşınmazların ortak muristen geldiği tartışmasızdır. Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların murisin sağlığında davalı tarafa zilyetliğinin devredilip devredilmediği noktasında toplanmaktadır. Ne var ki, mahallinde yapılan keşifte davacı tanıkları çekişmeli taşınmazların muris tarafından sağlığında taşınmazları paylaştırmak suretiyle zilyetliğinin davalılara devredildiği ve taşınmazların davalılar tarafından kullanıldığının beyan edildiği, davalı ...'...

              Mahkemece, zilyetliğin korunması hususunun zilyetliğe yönelik tespiti de kapsadığı, bu nedenle HMK'nın 4/1-c hükmü gereğince görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; davacı ... vekili, dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazlar içerisinde davacının zilyetliğinde bulunan bölümler olduğu iddiasıyla dava açmış ve çekişmeli taşınmazlarda davacı lehine zilyetlik şerhi verilmesini talep etmiştir. Açıklanan bu nitelemeye göre dava tapu kaydının beyanlar hanesinde kullanıcı şerhi verilmesine ilişkin olup, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir....

                Kadastro Mahkemesinin 1987/287 Esas, 2000/ 97 Karar sayılı ve 25.05.2000 tarihli ilamı ile 280 sayılı parselin yüzölçümü 232265 metrekare olarak düzeltilerek tespit gibi Hazine adına tesciline ve zilyetlerinin ayrı ayrı beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş, karar 08.02.2001 tarihinde kesinleşerek hükmen Hazine adına tescil edilmiştir. Taşınmaz daha sonra yüzölçümü düzeltilmesi yapılarak 101 ada 2 sayılı parsel altında ve 228977.46 metrekare yüzölçümü ile aynı şekilde Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı ... 101 ada 2 sayılı parselin 7370 metrekarelik bölümünde kendisinin zilyet bulunduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusunun zilyetliğin tespiti olup görev yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünü temsilen Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Değişik bir anlatımla, kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalarda, Kadastro Kanununun 19/2 maddesine dayanılarak muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi istenemez. Somut olayda; davacı tapu kütüğünün beyanlar hanesindeki "Taşınmaz üzerinde mevcut olan ahır üzeri kargir üç katlı bina Durmuş evlatları ..., ... ve ...'lere aittir" şeklindeki kaydın, 1.katın 2 odası davacıya, 1 odası davalı ...'ye, 1 odası ...'ye, 2.katın 2 odası davacıya, 1 odası davalı ...'ye, 1 odası davalı ...'ye, 3. ve 4.katlar ile çatı tabir edilen yerin davacıya ait olduğu şeklinde düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkeme davayı kadastro tespitinden sonra yapılan yapının beyanlar hanesinde gösterilmesi şeklinde değerlendirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu