Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ödendiği anlaşılmıştır. 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanunun 19/10 maddesinde yer alan "Kamulaştırma bedelinin zilyede verilmiş olması, bu taşınmaz malda hak iddia edenlerin genel hükümler dairesinde zilyet aleyhine bedele istihkak davası açma hakkını düşürmez." hükmü gözetilerek zilyet aleyhine dava açılması gerektiğinden ve kamulaştırma yapan idare aleyhine dava açılamayacağından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1223 KARAR NO : 2021/646 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : VARTO ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2020 NUMARASI : 2018/283 ESAS, 2020/98 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) KARAR : Yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi....

    Bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilebilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında ekonomik amaca uygun zilyet olunması ve taşınmazın özel mülkiyete elverişli yerlerden olması gerekmektedir (TMK.nun 999 m.). Yukarıda açıklanan bilgilere göre, davacı tescile konu taşınmaz üzerinde kazanmaya yeterli zilyet olunmadığı gibi taşınmaz bir bütün olarak değerlendirildiğinde, hakim unsurunun tarıma elverişli olmayan arazi niteliğinde olduğu anlaşıldığından davacı köy lehine kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı yararına ancak eklemeli zilyetlik yoluyla taşınmaz iktisabı mümkün olduğuna göre doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece yeniden yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve önceki keşifte dinlenen tanıklar marifetiyle mahallinde keşif yapılmalı, daha önce dinlenen tanıklardan senette satıcı görünen kişilerin dava konusu taşınmazda zilyet olup olmadıkları, zilyetliklerinin başlangıcı, süresi, şekli, kimden intikal ettiği sorulmalı, gerektiğinde HMK: 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma görevi bulunması nedeniyle senette satıcı görünen kişiler dinlenilerek davalıya sattıkları yerin davalı taşınmaz olup olmadığı kesin bir şekilde belirlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde çelişkiler giderilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....

        ın zilyet olduğu mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Uyuşmazlık, miras bırakanın sağlığında taşınmaz üzerindeki zilyetliğini davalının tutunduğu günsüz senetle davalıya devredip devretmediği miras bırakanın ölümünden sonra terekenin mirasçıları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşım varsa uyuşmazlığa konu taşınmazın paylaşım sonucu hangi tarafa isabet ettiği yönlerine ilişkindir. Taksim ve bağışlama olgusunun ispat yükü taksim ve bağışlamaya dayanan davalı tarafa ait olup kanıtlanmadığı sürece mirasçılardan biri tarafından taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin tereke adına olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu yönden yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Mahkemece daha önce verilen karar zilyet ...'nun mirasçılık belgesinin de temin edilip dosya içerisine konulması için geri çevrilmişse de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu sebeple, yargılamanın sürüncemede kalmaması için zilyet ...'nun mirasçılık belgesinin temin edilip dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 3.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            HAZİNE ADINA TESCİLKADASTRO TESPİTİNE İTİRAZORMAN KADASTROSU"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında, Orta Mahallesi 325 ada 1 parsel sayılı 4579.54 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğinde Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, çekişmeli taşınmazın öncesi itibarıyla mısır tarlası iken, daha sonra kendisi tarafından fındık ve kızılağaçlar dikilmek suretiyle zilyet olunan tarım alanı olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin tespitinin iptali ile davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir....

              SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 21.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                , dava konusu taşınmazın Dişli İnşaat Şirketi tarafından HES çalışmaları yapılırken işgal edildiğinin tartışmasız olduğunu, HES inşaatını yapan Dişli İnşaat Şirketi çalışma yapmak amacıyla taşınmaz üzerine 3 adet konteyner kurduğunu ve çalışmalar da bitince bu konteynerleri davalıya sattığını, konteynerin menkul mal hükmünde olduğunu, taşınabilir nitelikte olduğunu, HES şirketi dava konusu taşınmazı mülkiyet edinmek amacıyla zilyet edinmediğini, dolayısıyla taşınmazın zilyedi olmadığını, inşaat süresince geçici konaklama amacıyla taşınmaz üzerine konteyner kurulduğunu, inşaat bittikten sonra da menkul mal hükmündeki bu konteynerleri satarak taşınmazı terk ettiklerini, HES çalışmalarını yapan şirketin mülkiyet edinmek amacıyla taşınmaza yerleşmediği göz önüne alındığından bu şirketin zilyetlik hükümlerinden faydalanmasının yasal olarak mümkün olmadığını, şirketin işgalci konumunda olduğunu, dolayısıyla kendisi zilyet bulunmadığından davalıya da zilyetliği devretmesinin söz konusu olmadığını...

                Tesbit nedenine ve ileri sürülüşe göre uyuşmazlık taşınmaz üzerinde davacılar yararına tesbit günü itibariyle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde toplanmaktadır. Tesbite esas alınan ve hazine adına kayıtlı bulunan 1937 tarih 310 tahrir nolu vergi kaydının taşınmaza aidiyeti yerel bilirkişi tarafından haber verildiği gibi bu yön komşu parsellere revizyon gören vergi kayıtlarının taşınmaz yönünü vergi kaydında şagil olarak gözüken ...’i okumakla kayden de doğrulanmıştır. Kaçak ve yitik kişilerden kalmadığı yada öncesi mera olmadığı sürece bir yerin mücerret vergide hazine adına kayıtlı olması zilyetlikle iktisabına engel değildir. Geri çevirme kararları üzerine özel idare müdürlüğünden gelen cevabı yazıda taşınma zın vergide hazine adına yazılma nedeninin bilinemediği bildirilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu