Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlgili Hukuk 1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi şöyledir “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” 2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesinde şöyledir“Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı...

    a verildiğini, diğer kardeşlerine de başkaca taşınmazların devredildiğini, babasının da 1989 yılında anılan taşınmazı kendisine hibe ettiğini, üzerine aynı tarihte ev yaparak tespit tarihine kadar zilyetliğinde bulundurduğunu, davacının hiç zilyet bulunmadığı gibi hakkı da olmadığını savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Derinkuyu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22.03.2018 tarihli 2017/80 Esas, 2018/61 Karar sayılı kararında, öncesi tapusuz olan taşınmazın davalıya babası tarafından verildiği, babasının da uzun yıllar zilyet olduğu, davacının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. IV....

      Hal böyle olunca, bir insan ömrünün şahit olabileceği süreyle taşınmaza çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet olduğunu kanıtlayan kişilerin, öncesinde de taşınmaza zilyet olduğunu karine olarak kabul etmek zorunludur. Somut olayda, çekişmeli taşınmaza ait kadastro tutanağında, taşınmaz üzerinde kagir ev ve ahır bulunduğu belirtilmekte olup, mahkemece mahallinde 14.04.2004 tarihinde yapılan keşifte dinlenen 1930 doğumlu davalı tanığı, 10 yaşlarında iken çekişmeli taşınmaza İsmail Şahin isimli yaşlı şahsın zilyet olduğunu, ona da babasından kaldığını kendisinden duyduğunu, İsmail'in ölümü ile çekişmeli taşınmazın taksimen davalının babası Mehmet'e düştüğünü, Mehmet'in ölümü ile de taksimen davalıya kaldığını, taşınmaz üzerinde bulunan ev ve ahırın Mehmet tarafından yaptırıldığını bildirmiştir....

        Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların beyanlar hanesindeki şerhlerin iptal edilerek bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 12.08.2010 havale tarihli krokili raporda 102 ada 5 parselin (A) ile işaretlenen kesimine ... kızı ..., (B) ve (C) ile işaretlenen bölümlerine ... oğlu ... zilyet eder şerhinin yazılmasına, 102 ada 6 parselin (D) ile işaretlenen kesimine ... kızı ..., (E) ile işaretlenen bölümüne ... oğlu ..., (M) ile işaretlenen kesimine ... kızı ... zilyet eder şerhinin yazılmasına, 102 ada 8 parselin (F) ile işaretlenen kesimine ... oğlu ..., (G) ile işaretlenen bölümüne ... kızı ..., (H) ile işaretlenen kesimine ... kızı ... zilyet eder şerhinin yazılmasına, 102 ada 9 parselin (K) ile işaretlenen kesimine ... kızı ..., (L) ile işaretlenen bölümüne ... kızı ... zilyet eder şerhinin yazılmasına, 102 ada 10 parselin tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm dahili davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda ... çalışma alanında bulunan 918 parsel sayılı 1.327,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek tarla niteliğiyle adına tespit ve tescil edilmiş, tutanak içeriğinde taşınmazın kullanıcısının ... kızı ...olduğu belirtilmiştir. 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmalarında taşınmaz ikiye ifraz edilerek dava konusu 1229 parsel sayılı 605,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... kızı ... zilyetliğinde olduğu şerhi verilerek tarla niteliğiyle adına tescil edilmiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının ecrimisil ödeyerek zilyet olduğu taşınmaz bölümüne ilşkin el atmanın önlenmesini talep ettiği ve sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın el atmanın önlenmesine ilişkin olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; dava konusu taşınmazda davacının ve dava dışı Hazine’nin paylı malik olduğu, davacının Hazine’ye ait taşınmaz bölümünü onyedi yıldan beri ecrimisil ödemek suretiyle kullandığını ancak davalının bu taşınmaz bölümüne haksız yere el attığını iddia ederek davalının vaki el atmasının önlenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Dava tarihinde geçerli olan 743 sayılı Medeni Kanunun 894 ve devamı maddelerinde zilyetliğin korunmasına ilişkin hükümler düzenlenmiştir....

              Yapılan kadastro çalışmaları sonucunda T2-i Maliye adına tespiti yapdan dava konusu parselin beyanlar hanesinde zilyet kısmına; davalı T4 ismi şerh olarak düşülmüş ve kadastro tutanağının bu şekilde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın bir kısmı (yaklaşık 1.800 m2 lik kısmı) yıllardır kendi zilyet ve kullanımında olmasına rağmen,yapılan tespit esnasında davalının zilyedinde imiş gibi sadece onun adı beyanlar hanesine yazıldığı, bu nedenle dava konusu parsele ilişkin tutulan kadastro tespit tutanağının beyanlar kısmında zilyet olarak gözüken kaydın iptali ile belirtmiş olduğu ve keşifte belirlenecek olan kısmın zilyetliğin kendi adına tescili için iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğu, bu nedenlerle davasının KABULÜ ile ; dava konusu Samsun İli, Terme İlçesi, Yüksekyayla Mahallesi 147 Ada , 81 Parsele ilişkin tutulan kadastro tespit tutanağının beyanlar kısmına yazılan zilyetlik kaydının iptaline, dava konusu parseldeki taşınmazın belirtmiş olunan kısmın beyanlar hanesinde zilyetliğin...

              Dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcı, taşınmaza hangi tarihten beri kimin zilyet olduğu, taşınmaza zilyet olan tarafın zilyetliğinin hangi nedene dayandığı ve ne sıfatla zilyet olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak sureti ile çelişki giderilmelidir. Mahkemece tüm deliller birlikte değerlendirilerek yapılacak araştırma sonucunda 3402 sayılı Kanunu'nun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının davacı taraf lehine gerçekleştiğinin anlaşılması halinde davanın kabulü ile davacı taraf adına tescile, tutanağın aksinin kanıtlanamaması halinde ise, davanın reddine ve tespit gibi tescile karar verilmelidir....

                Köyü çalışma alanında bulunan 1093 parsel sayılı 10.263,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, ... sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1996 tarihinden itibaren ... TC kimlik nolu ... oğlu ...'ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., beyanlar hanesinde baba adının ve TC kimlik numarasının yanlış yazıldığı iddiasına dayanarak mevcut şerhin nüfus kayıtlarına uygun olarak ... TC kimlik numaralı ... oğlu ... olarak düzeltilmesi istemi ile dava açmış, yargılama sırasında tespit tarihinde ve halen dava konusu taşınmazda zilyet olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 1093 parsel sayılı taşınmazda davacının zilyet olduğunun tespitine, karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalıların ise diğer temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalılardan İbrahim Elçin ve diğerleri yararına takdir olunan 550,00 YTL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/11/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu