Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu'nun 713/2 nci fıkrasında hüküm altına alınan ölüm sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında taşınmazın 20 yıllık zilyetlikle kazanılabilmesi için taşınmaza malik sıfatıyla en az 20 yıl zilyet olmanın yanında, taşınmaz kayıt malikinin ölmüş olması ve ölüm olayının dava tarihinden en az 20 yıl önce gerçekleşmiş olması şartı aranmaktadır. 2. Kadastro sırasında, ölü olduğu anlaşılan ancak mirasçıları belirlenemeyen kişilerin adına tespit yapıldığı hallerde kayıt maliki olarak her ne kadar ölü olan şahıs gözükse de aslında tespit edilen ölü şahıs değil, onun mirasçılarıdır. 3....

    İlgili Hukuk 1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesi; “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.)...

      SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        KARAR 1.Açıklanan sebeplerle 274 parsel sayılı taşınmaz hakkında davacılar ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının (V.C.3.1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA 2.275 parsel sayılı taşınmaz hakkında davacılar ve davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının (V.C.3.2.a) nolu bentte yazılı nedenlerle REDDİNE 3.Davacılar ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının (V.C.3.2.b) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin 275 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki 9 nolu hüküm fıkrasının A-1). bendinde ... oğlu ... mirasçısı ... mirasçıları ... ve ...'...

          Çekişmeli taşınmaz 2000 yılında 2924 sayılı kanun uyarınca yapılan çalışmada 1813 m2 yüzölçümü ve çalılık vasfı ile ... adına tespit edilmiş, tutanağın edinme sebebinde taşınmazın 1945 yılında yapılan ... kadastrosunda ... sınırları içinde kaldığı, 02.04.1981 tarihinde ilan edilen 2. madde çalışmasında XII nolu poligon içerisinde ... adına ... sınırları dışına çıkarıldığı, 647 parsel sayısı ile Hazineye tescil edildiği, ancak fiili kullanıma göre yapılan bu çalışmada bu parselin kimsenin kullanımında olmadığı belirtilmiş ve taşınmaz askı ilanı sonucunda kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Çekişmeli taşınmaz 18/03/2003 tarihinde Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından ... kurulmak üzere ... Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiş ve taşınmaz vasfı da tahsise uygun olarak değiştirilerek taşınmaz ... vasfı ile tescil edilmiştir....

            Dava konusu taşınmaz öncesi itibariyle tapulu bir yerdir. Tapulu bir yerin haricen satış ve devri TMK nun 706, BK.nun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesindeki koşulların oluşması halinde böyle bir satış değer taşıyabilir.3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinin uygulanması için zilyedin taşınmaz malı kayıt maliki veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap etmiş olması gerekir. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre, tapu maliki ...’ın malik olduğu dava konusu taşınmazı 1965-1966 yıllarında ...’a haricen sattığı, Mehmet’inde 1991 yılında...’a sattığı, ondanda davacının 05.05.1995 tarihinde harici satış senediyle satın aldığı ve halende taşınmazın davacının zilyet ve tasarrufunda bulunduğu anlaşılmaktadır....

              Dava konusu taşınmaz öncesi itibariyle tapulu bir yerdir. Tapulu bir yerin haricen satış ve devri TMK nun 706, BK.nun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesindeki koşulların oluşması halinde böyle bir satış değer taşıyabilir.3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinin uygulanması için zilyedin taşınmaz malı kayıt maliki veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap etmiş olması gerekir. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına göre, tapu maliki...’ın malik olduğu dava konusu taşınmazı 1965-1966 yıllarında ...’a haricen sattığı, ...’inde 1991 yılında...’a sattığı, ondanda davacının 05.05.1995 tarihinde harici satış senediyle satın aldığı ve halende taşınmazın davacının zilyet ve tasarrufunda bulunduğu anlaşılmaktadır....

                Esas sayılı dosya davacısı ..., dava konusu 107 ada 108 sayılı parselin kendisine atalarından kalan yer olduğu, zilyet ve tasarrufunda bulunduğu iddiasıyla adına tescili istemiyle dava açmıştır. Birleştirilen .../... Esas sayılı dosya davacısı ..., dava konusu 107 ada 3 sayılı parselin kendisine atalarından kalan yer olduğu, zilyet ve tasarrufunda bulunduğu iddiasıyla adına tescili istemiyle dava açmıştır. Birleştirilen .../... Esas sayılı dosya davacısı ..., dava konusu 107 ada 1, 2 ve 3 sayılı parsellerin kendisine atalarından kalan yer olduğu, zilyet ve tasarrufunda bulunduğu iddiasıyla adına tescili istemiyle dava açmıştır. Birleştirilen .../... Esas sayılı dosya davacısı ..., dava konusu 107 ada 6, 7, 8, 9 ve 10 sayılı parsellerin kendisine atalarından kalan yer olduğu, zilyet ve tasarrufunda bulunduğu iddiasıyla adına tescili istemiyle dava açmıştır. Birleştirilen .../......

                  Temyiz Sebepleri Davacı temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın iddiaya konu bölümünün imar ve ihyasının tamamlandığını, eklemeli biçimde zilyet edilen yerlerden olduğu, son zilyet olan babasının sağlığında yapılan paylaşımla taşınmazın kendisine kaldığını, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporlarının uyuşmazlığın halli yönünde yetersiz kaldığını, son beş yıldır dava konusu yerin mera olarak tahsis edilmesi nedeniyle taşınmazdaki zilyetliğinin engellendiğini, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının somut olayda oluştuğunu beyan ederek temyiz isteminde bulunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı ......

                    Köyü Çalışma alanında bulunan 101 ada 6 parsel sayılı 5104,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın ..., ...,..., ...'ın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazı 4000 m2'sinde hissesi olduğunu belirterek, çekişmeli taşınmaz üzerinde lehine zilyetlik şerhi verilmesini talep etmiştir. Davacı ... ise çekişmeli taşınmazın 2600 metrekaresinde zilyet olduğunu belirterek, taşınmazda zilyet olarak tespit edilen ...'ın adının silinerek yerine kendi adının yazılması suretiyle çekişmeli taşınmaz üzerinde lehine zilyetlik şerhi verilmesini talep etmiştir Mahkemece dosyaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin Hazine adına tesciline, tutanağın beyanlar hanesine taşınmazın Duran oğlu ..., ... oğlu ..., .... ile davacılar ... ve ...'...

                      UYAP Entegrasyonu