Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ile ihbar olunan Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, vekil edeninin, davaya konu 1442 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki gecekonduyu 20 yılı aşkın süredir zilyet olarak kullandığını, ancak taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini açıklayarak, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tescilini istemiştir. Davalı ... vekili ile dava kendisine ihbar edilen Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur....

    Taşınmaz üzerindeki baz istasyonunun da taşınmazla birlikte tecavüzün, dolayısıyla davanın konusu olmasına, görülmekte olan davanın taşınmazın aynına ilişkin bulunmamasına ve kurulan hükmün niteliğine göre davacı lehine yazılı şekilde avukatlık ücretinin takdir edilmesinde ve ihbar olunan Hasan lehine avukatlık ücretinin takdir edilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle, davalı V... Telekomünikasyon A.Ş. vekili ile ihbar olunan Hasan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul, kanun ve bozma ilamına uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün (ONANMASINA), 15.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      asıl kiracının zilyet olan kooperatif olduğunu, bu durumu davalı T3'nın kendisinin bizzat genel kurul kararında belirtmiş olduğunu ayrıca mülk sahiplerinin de yani kiraya verenlerin de kooperatifin kiracı olduğunu belirttiklerini, asıl hak sahibinin tamamen hakkından uzaklaştırıldığını, öncelik olarak taşınmaz üzerindeki yonca için bu tedbir uygulanmasını, davalının banka hesaplarına ve kendi adına kayıtlı mevcut menkul ve gayrimenkulleri için ihtiyati tedbir kararı uygulanmasını, taşınmaz üzerindeki haksız saldırının önlenmesini, saldırı ile gerçekleşen zararın şimdilik 20.000,00 TL'sinin davalı tarafından giderilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davacı tarafından, taşınmazı imar ve ihya ettikten sonra taşınmazın etrafını tel örgü ile çevirdiği, çeşitli meyve ağaçları ve üzüm bağları diktiği, bu şekilde taşınmazın tamamında zilyet olduğu ileri sürülmüştür. Davalı taraf ise taşınmazda kendisinin zilyet olduğunu iddia etmekle birlikte, 07.06.2011 tarihli oturumda taşınmaz üzerindeki ev ve evin önündeki 700 metrekarelik bölümde davacının hakkı olduğunu imzalı olarak beyan etmiştir. Ancak dava konusu taşınmazın bitişiğinde davacı adına tapuda kaydı bulunan 68 ada 7 parsel sayılı taşınmaz bulunup, bu parsel üzerinde uzman fen bilirkişisinin raporunda ev işaretli olması nedeniyle, davalının bu beyanın, dava konusu taşınmaza mı ilişkin olduğu yoksa davacı adına tapu kaydı bulunan taşınmazın mı kastedildiği anlaşılamamaktadır....

        GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 684 parsel sayılı 35000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ...’ın zilyet olduğunu bildirdiği ancak terk edildiği ve kimsenin zilyetliğinde olmaması nedeniyle davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davalının İtirazı Kadastro Komisyonunca kabul edilerek taşınmazın ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın zilyetlikle kazanmaya elverişli olmadığı ve kimsenin zilyet olmadığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Çekişmeli parselin tarım arazisi olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin tesbit tarihine kadar çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla 20 yılı aşan bir süre devam ettiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davacının iddia ettiği gibi temyize konu taşınmaz bölümünün yarı payını satın almış olduğu kabul edilse dahi dinlenilen yerel ve tespit bilirkişisi ile tanık beyanlarından davacının taşınmaz üzerinde hiç bir zaman zilyetliğinin bulunmadığı, ayrıca taşınmaza zilyet olan davalı ...'in ise davacı adına fer'i zilyet olduğunun dosya kapsamıyla ispatlanamadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilmiştir....

            Noterliğince tanzim olunan 06/01/1986 tarihli, ..... yevmiye numaralı anlaşma senedi ile 2680 metrekarelik yer dışında kalan taşınmaz kısımlarının muris ....'...

              Davacı dava konusu taşınmazı kayıt maliklerinin akti haleflerinden satın aldığı iddiası ile eldeki davayı açmış olup, 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddesi gereğince kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit edileceği hüküm altına alınmış olup, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna ekli hava fotoğraflarından dava konusu taşınmazın 2013 yılına kadar ekonomik amaca uygun olarak kullanılmadığı, tespit tarihine kadar davacı adına iktisap koşullarının oluşmadığı, bu nedenle gerek 3402 sayılı Yasanın 13. Maddesi gerekse 14....

              Diğer taraftan dosyaya ibraz olunan senetlerin uygulaması yapılarak taşınmazla ilgileri olup olmadığıda saptanmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez....

                Davacı, çekişmeli taşınmazın kullanım durumunun yanlış tespit edildiğini, zilyet olarak gösterilen kişinin babası olduğunu ancak vefat ettiğini ve taşınmazın tamamının halen kendi kullanımında bulunduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece, bu konuda bir araştırma yapılmadan, diğer mirasçıların kabul beyanı ile yetinilmiş, taşınmaz üzerinde kimin zilyet olduğunun tespiti için keşif yapılmamış, çekişmeli taşınmaz üzerindeki kullanım durumu yöntemince araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....

                  UYAP Entegrasyonu