Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) davasıdır. Somut olayda, tüm dosya kapsamı itibarı ile, davacı tarafın talebinin zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesine ilişkin olduğu, satın alma yada belgeye dayanmayan mülkiyet iddiasının, gece kondu vasfındaki taşınmaza yönelik zilyetlik olarak değerlendirilebileceği anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğundan, Antalya 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/860 esas 2021/1999 karar ve 07/12/2021 tarihli kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Yine 3402 sayılı Kanun'un "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespiti" kenar başlıklı 13. maddesinde "Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.)...

    lara ait taşınmazlara kadar uzandığını, müvekkili ait taşınmaz ile bu kişilere ait taşınmaz arasında gerçekte yol bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı bu kişilere ait taşınmaz sınırlarına kadar dayandığını, müvekkiline bu taşınmazın dava konusu taşınmazlar ile bir bütün olarak eşi ... İktu tarafından verildiğini, öncesinde uzun yıllardır ... İktu tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini, bu taşınmaz üzerinde kargir iki katlı ev ve ahşap samanlık ve arsa ve bahçe olarak kullanılan kısımlar olduğunu, dava konusu kısımların ana taşınmaz ile bir bütün halde uzun yıllardır müvekkili ve eşi ... İktu tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini, bu kısımların yol ve yol boşluğu olmadığını, bu kısımlar üzerinde ne davalıların ne de üçüncü şahısların herhangi bir hakkı olmadığını açıklayarak, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü ......

      SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2021 NUMARASI : 2019/506 2021/1323 DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) KARAR : Osmaniye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Osmaniye 2.Sulh Hukuk Mahkemesi arasında verilen karşılıklı görevsizlik kararları nedeniyle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının merci tayini yoluyla giderilmesi istenilmiş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Osmaniye ili Merkez ilçesi Sarpınağzı Köyü’ne kain ve tapunun 122 ada 14 parsel : numarasına kayıtlı zilyetliğinin müvekkile ait olduğunu, dava konusu taşınmazın müvekkil tarafından daha önceden ekilmiş 3 zeytin ağaçları olduğunu, 3 yıldır müvekkilinin tasararrufunda olduğunu, davalının taşınmazda herhangi bir hakkı olmadığı halde taşınmaz içerisine kavun ve karpuz ekmek suretiyle taşınmazı işgal ettiğini, müvekkilinin kullamına engel olduğunu, bu hususta Osmaniye 1....

      Kiralanan, kiracıya teslim edilmiş ise (kiracı fer’i zilyet durumuna girmişse) kira sözleşmesine dayanarak kiralanana tecavüz eden üçüncü kişiye karşı elatmanın önlenmesini (TMK. m.974, 981, 984) isteyebilir ise de, fer’i zilyet olmadığı anlaşılan davacı sırf kira sözleşmesi sebebiyle tecavüz eden üçüncü kişiye karşı elatmanın önlenmesi davası açamaz. Mahkemece, yapılan bu saptama gözetilerek davanın reddi gerekirken, istemin hüküm altına alınması doğru değildir. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. Kabule göre de; davacı 845 ada 19, 25 ve 31 sayılı parsellerin kira sözleşmesine dayanmış ise de, bu sözleşmeler yerinde uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, (A) harfli bölümün kira sözleşmeleri kapsamında kalıp kalmadığı uygulamayla saptanmamıştır. Bu yönün inceleme dışı bırakılması da yerinde değildir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "usulüne uygun şekilde mera araştırması yapılması, davacıların taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin biçiminin ve süresinin belirlenmesi için yeniden keşif yapılarak ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği hakkında rapor alınması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında ... ve ... çekişmeli taşınmaz üzerinde kendilerinin de zilyet ve tasarruf ettikleri bölümler olduğunu öne sürerek davaya katılmış, keşif sonucunda ...'ın talebinin dava dışı 110 ada 137 parsel sayılı taşınmaz hakkında olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ..., ... ve ...'nın davalarının esastan reddine, çekişmeli 101 ada 103 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına, özel siciline kaydına, müdahil ...'...

          SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 81.00 temyiz harcının istek halinde iadesine, 2.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            dan haricen satın aldığını iddia ettiği taşınmazın adına tapuya tescil işleminin yapılabilmesi için taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tesbitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Türk Medenî Kanununun 981, 982 ve 983. maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usûlünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir....

              Yani, kadastro tespitinin yapıldığı tarihe kadar zilyetliğin çekişmesiz ve malik sıfatıyla on yıla ulaşması halinde zilyet yararına taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmiş olacağı kabul edilmiştir. Zilyet yararına taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığında kadastro tespitinin yapıldığı tarihte mer’i olan mevzuat hükümlerinin gözönünde bulundurulması gerekir. Bilgisine başvurulan yerel bilirkişi ve tanık sözlerinden davacı ve miras bırakanının taşınmazda 1953 yılından önce on yılı aşan zilyetliklerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Ziraatçı bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz ile bitişik mer’a arasında kot farkı olduğu vurgulanmış, bilirkişi ve tanıklarda mer’a ya tecavüz’ün söz konusu omadığını bildirmiş- lerdir. Her ne kadar 6335 Sayılı Yasa ile zilyetlik süresi 20 yıla çıkarılmışsa da bu yöndeki değişiklik kadastro tespitinin yapıldığı tarihten sonrasına rastlamaktadır. Hazine tarafından daha önce davacı aleyhine açılmış bir davanın varlığı da ileri sürülmemiştir....

                Tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespiti başlıklı 13.maddesinde “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.)...

                  UYAP Entegrasyonu