Davalı vekili, davacı tarafın yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, ayrıca 6 aylık zamanaşımı süresi içinde bu davayı açmadığını, ürünlerde bir zedelenme söz konusu ise bu ezilmelerin yükleme ve istifleme hatasından kaynaklanmış olabileceğini, davacının zararının oluşumuna ilişkin iddiasının da soyut olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
BK'nun 135/2. maddesi hükmüne göre, alacak, bir hüküm ile sabit olmuşsa zamanaşımı süresi on yıldır. Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir. Buna göre Mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık yoksulluk ve iştirak nafakasının istenebileceği gözetilerek gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp ve borçlunun faiz şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde; Sanığın, suça konu sahte çeki kimden ve hangi ticari ilişki kapsamında aldığını açıklayamaması karşısında, sanığın mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir....
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin kurulduğu tarihten beri muhasebe kayıtlarının düzenli tutulmadığı, ortaklar tarafından yapılan tüm ödemelerin kayıtlara işlenmediği, bazı ödemelerin yöneticiler tarafından zimmete geçirildiği, davacının da aralarında bulunduğu dört kooperatif ortağının şikayeti üzerine, zimmet suçunu işledikleri sabit görülen kooperatif yöneticilerinin cezalandırılmalarına karar verildiği, ceza yargılamasında, ödemeleri çok az olmasına rağmen kooperatif yöneticilerine ferdi tapularının verildiğinin tespit edildiği, bunlardan fazla ödemesi olduğu tespit edilen davacıya ise ferdi tapusunun verilmediği, kooperatif tarafından aidat borçlarının tahsili amacıyla 2005 yılında başlatılan icra takibine karşı davacının itirazı üzerine takibin durduğu, kooperatifçe bu tarihten sonra ilgili icra dosyasında herhangi bir işlem yapılmadığı, kooperatif üyesinin parasal yükümlülükleri ile ilgili davaların 5 yıllık zamanaşımı...
Takibe konu bonoların ödeme tarihi 10/04/2011, 10/05/2011, 10/06/2011, 10/07/2011 olup, takip tarihi itibariyle 3 yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir. Bakırköy 5. İcra mahkemesinin 23/01/2019 tarihli 2018/488 E 2019/74 K sayılı kararı ile ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün kabulü ile öğrenme tarihinin 27/04/2018 tarihi olarak belirlenmesine ve bu tarihten önce yapılan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş olup, iş bu karar 01/03/2019 tarihinde kesinleşmiştir. Somut olayda; takip tarihinden önce 3 yıllık zamanaşımı süresi geçmeden takibin başlatıldığı, davacı tarafından, Bakırköy 5. İcra mahkemesinde tebligatın usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte zamanaşımı itirazının da İİK 168/3 fıkrasına göre, 5 gün içinde ileri sürülmesi gerekirken, ileri sürülmediği, 5 günlük yasal sürenin geçtiği, takibin kesinleşmesi ile dava tarihi arasında da zamanaşımı süresi geçmediğinden, mahkemece sonuç itibariyle şikayetin reddine karar verilmesi hukuken yerindedir....
geldiği, Dava konusu --- plaka nolu ---- satın alınıp tarafiğe çıktığı 02.06.2017 tarihinden 6 gün sonra 08.06.2017 tarihinde, 35 km de araç çalışmıyor şikayeti ve --------ile servise geldiği ve serviste tamir edilip teslim edildikten 5 gün sonra 13.06.2017 tarihinde, 98 km de araç çalışmıyor şikayeti ve ------------ile servise geldiği ve serviste tamir edilip teslim edildikten 4 gün sonra 17.06.2017 tarihinde, 465 km de araç çalışmıyor şikayeti ve ----- servise geldiği ve serviste tamir edilip teslim edildikten 17 gün sonra 04.07.2017 tarihinde, 980 km de araç çalışmıyor şikayeti ve --------ile servise geldiği ve serviste tamir edilip teslim edildikten 15 ay sonra 27.10.2018 tarihinde, 61.378 km de araç çalışmıyor yolda kaldı şikayeti ve ---------ile servise geldiği ve servise gelmeye de devam ettiği dosyadaki faturalardan görüldüğü, bunlardan 27.10.2018 tarihinde, 61.378 km de ---------ile araç yolda kalmış şikayeti ile servise geldiğinde, serviste periyodik bakım dışında, ------ kapağı...
Davalı, icra hukuk mahkemesinde dava konusu taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının haczedilmezlik şikayeti (meskeniyet iddiası)'nin icra hukuk mahkemesince kabul edilerek kesinleştiği ve davaya konu taşınmaz üzerindeki borçlunun babasından intikal edecek hissesi üzerine konulan haczin kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Somut olayda; kıymet takdirinin, Akhisar İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Akhisar İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunu’nun 36/3. maddesi gereğince; Akhisar İcra Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
na 11.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetki itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 19.12.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre yetki itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Tufanbeyli İcra Hukuk Mahkemesince, kıymet takdirine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin, haciz kararını ve kıymet takdiri yapılması kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Antalya 7. İcra Hukuk Mahkemesince ise, somut olayda kıymet takdiri, Tufanbeyli İcra Dairesince yapıldığından şikayeti inceleme yetkisinin Tufanbeyli İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Tufanbeyli İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Tufanbeyli İcra Hukuk Mahkemesine aittir....