Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı ... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Kadastro sırasında 119 ada 4 parsel sayılı 7100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir. ... ve ... ...'ın bir başka tapu kaydına ve irsen intikale dayanan itirazları sonucu kadastro komisyonu aynı kuvvet ve mahiyette kayıtlara dayanıldığından taşınmazın malikinin mahkemece tayin edilmesi için tutanak ve eklerini kadastro mahkemesine göndermiştir. Mahkemece davanın kabulüne dava konusu 119 ada 4 parselin 1/2'şer payları arasında ... ve ... ... adına tapuya tesçiline dair 26.7.2000 tarih 1999/39-2000/14 sayılı kararı deracattan geçerek 5.1.2001 tarihinde kesinleşmiştir. ...'...

    Şikayete konu haberin yer aldığı Hür Fikir Gazetesinin günlük süreli yayınlardan olması karşısında, iki aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılması gerekeceği hususunda tereddüt bulunmayıp, gazetenin 15.09.2006 tarihli nüshasında yer alan şikayete konu haberin, Cumhuriyet Başsavcılığınca, daha önce öğrenildiğine ilişkin belge ya da bilgi bulunmaması karşısında, katılan vekilinin 02.11.2006 tarihli şikayeti üzerine haberin Cumhuriyet Başsavcılığınca öğrenildiği, iki aylık hak düşürücü dava açma süresinin de bu tarihten başlayacağı dikkate alınarak, 18.04.2007 tarihinde iddianamenin kabulüyle açılmış sayılan kamu davasının, kovuşturma koşulunun oluşmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK.'...

      Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık ... hakkında katılan ... ’a karşı hakaret suçundan 27.10.2014 tarihli iddianame ile açılan kamu davasına ilişkin zamanaşımı süresince hüküm kurulması mümkün görülmüştür....

        "İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın 20.02.2015 tarihli eylemini içeren ve birleştirme kararı verilen Avanos Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/440 Esas sayılı dosyası hakkında zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür. 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

          Borçlunun ilamlı takibe karşı yaptığı, İİK.nun 33/1. maddesi kapsamında zamanaşımı, ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceği, alacağın genel hükümlere göre icra edilemeyeceği yönündeki şikayetleri İİK.nun 16/l. maddesi gereğince yedi günlük süreye tabi ise de; ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiği itirazı, ilama aykırılık şikayeti olarak değerlendirilmelidir. HGK.nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere başvuru ilama aykırılık nedenine dayalı olduğu takdirde süreye tabi bulunmamaktadır. O halde mahkemece borçlunun ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiğine ilişkin şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle ret kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Taraflar arasında görülen davada; Davacı, icra tehdidi altında iken davalı ...’ten aldığı borç para karşılığında geri verilmesi koşulu ile maliki olduğu 13 numaralı bağımsız bölümü davalıya satış suretiyle devrettiğini, davalının da bunun karşılığında icra dosyasına ödeme yaptığını,borcunu ödemesine rağmen davalının taşınmazın iade etmediği gibi, kendisine karşı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açtığını, öte yandan şikayeti üzerine davalı hakkında tefecilik suçundan soruşturma başlatıldığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın katılanın kendisine taş atarak yaralanmasına neden olduğuna dair iddia ve şikayeti hakkında zamanaşımı süresince mahallinde soruşturma yapılması mümkün görülmüştür. Oluşa ve tanık anlatımlarına göre; sanık lehine haksız tahrik hükmünün uygulanmamasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki (1) numaralı, sanığın eşi tanık Türkan 07.04.2015 tarihli oturumda dinlenmiş olduğundan (2) numaralı, hükmün katılanın yüzüne karşı verilmesi ve katılanın hükmü temyiz etmemesine göre sanığın temyiz dilekçesinin katılana tebliğ edilmemesi esasa etkili olmadığından (5) numaralı bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir....

                Takibin kesinleşmesinden sonraki safhada borçlu İİK'nun 71. maddesine göre itfa imhal veya zamanaşımı itirazında bulunabilir. Somut olayda bononun vadesi gelmeden takibe konulduğu şikayeti süresinde yapılmadığından takip asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşmiştir. Borçlu takibin kesinleşmesi sonrası dönemde ise icra mahkemesine başvurarak ödeme nedeniyle borcunun kalmadığını da ileri sürdüğüne göre mahkemece icra dosyasına yapılan ödeme dikkate alınarak borçlunun isteminin İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, süresinde yapılan bir şikayet bulunmadığı halde takip tarihinde borcun vadesinin gelmediği dolayısiyle muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesis isabetsizdir....

                  İflas yolu ile takipte, itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesi uyarınca, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu durumda, takibin şekline göre uygulanması gerekli olan İİK'nun 172. maddesi uyarınca, borçlunun zamanaşımı şikayetini icra dairesine bildirmesi gerekmekle icra mahkemesine yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda mahkemece İİK'nun 172. maddesi gereğince talebin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulüne ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce maddi hataya dayalı olarak onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5187 sayılı Basın Yasasının, suç tarihinde yürürlükte bulunan 26. maddesinin 1.fıkrasında, basılmış eserler yoluyla işlenen suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılmasının zorunlu olduğu, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu sürelerin, basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlayacağı, teslim edilmemesi halinde suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihin esas alınacağı, maddenin 5.fıkrasında ise kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda dava açma süresinin, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlayacağı ve 5271 sayılı CMK'nun 175. maddesinde iddianamenin kabulüyle kamu davasının açılmış olacağı düzenlenmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu