Davalılar vekilleri, iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı .......davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, usulüne uygun zamanaşımı defii çerçevesinde 10 yıllık süre dolmadan öğrenilen ve yine 10 yıllık süre dolmadan 2 yıllık sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 818 sayılı BK.nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davala- rın, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir....
E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı dava dilekçesiyle 3.000TL olarak talep ettiği yıllık ücretli izin alacağını 4.198,14 TL’ye çıkartmış, davalı vekili yasal süresinde ıslaha karşı zamanaşımı defiini ileri sürmüş, mahkemece zamanaşımı defii değerlendirilmeden karar verilmiştir. Öncelikle fesih tarihi 05/03/2009 olup, fesih tarihi itibariyle bakıldığında yıllık ücretli izin alacağı için zamanaşımı 5 yıl olup alacak 05/03/2014 tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayacaktır. Dava 21/01/2014 tarihinde açılmakla dava dilekçesi ile istenen 3.000TL izin ücreti alacağı zamanaşımına uğramamıştır. Dava kısmi dava olarak açıldığından dava açılmakla alacağın tamamı bakımından zamanaşımı kesilmiş değildir....
Kabule göre de, zamanaşımı defiinin yasal süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmekte olup, davalı tarafça cevap dilekçesinde usulüne uygun yapılmış bir zamanaşımı defii olmadığından davanın bu nedenle de reddi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 14/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava tarihi ve zamanaşımı defii de gözetilerek bölge müdürü olduğu tarih tam olarak belirlendikten sonra satış şefi olduğu dönem yönünden, bu dönemdeki fazla çalışma ücreti ile genel tatil ücretine hak kazandığı gözetilip bordrolarda tahakkuk bulunan aylar dışlanarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkeme bozma kararına uymuş, hesap raporu almış ve davanın kısmen kabulüne karar vermiştir....
Yine davalı sigorta şirketince zamanaşımı definde bulunulmuş olup ancak mahkemece davalı kurumun zamanaşımı defii ile ilgili bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece öncelikle zamanaşımı defiinin karar bağlanması, alacak zamanaşımına uğramış ise davaya konu taleplerin bu nedenle reddedilmesi, zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığında ise zamanaşımı defii reddedilip işin esası hakkında sonuca göre bir karar verilmesi gerekir iken zamanaşımı defii değerlendirilip bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmeden uyuşmazlığın esası incelenerek davanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK'nın 353/(1)-a-6. maddeleri uyarınca, kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir....
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı def'i geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı def'ine davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def'i dikkate alınmaz. Somut uyuşmazlıkta, davalılardan sadece ... ... Dağıtım A.Ş. ıslaha karşı zamanaşımı def’ini ileri sürmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin dışındaki alacaklar için zamanaşımı defii dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;Davalının esasa cevap süresinden sonra zamanaşımı def'inde bulunduğu fakat davacının süresinden sonra ileri sürüldüğüne dair def'iye karşı koymadığı, davaya konu haksız fiilin 14/02/2009 tarihinde meydana geldiği,kiracılarında bu tarihte taşınmazı boşalttığı, fiil ve failin öğrenildiği 14/02/2009 tarihinden itibaren 1 yıl geçirildikten sonra davanın açıldığı gerekçesi ile, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. Zamanaşımı ilk itirazlardan olmadığı için, 6100 sayılı HMK 117/1 maddesi hükmü gereği cevap dilekçesinde yer alması zorunluluğu yoktur. Ancak zamanaşımı defii, tüm maddi vakıalara ilişkin beyanlarda olduğu gibi, savunmanın değiştirilmesi yasağının başladığı ana kadar yapılabilir....
Bu durumda süresi içinde yapılan ıslaha karşı zamanaşımı defiinin dikkate alınması gereklidir.Somut uyuşmazlıkta; davacı kısmî olarak talep ettiği fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarını 25.07.2014 tarihinde harcını yatırarak ıslah ile artırmıştır.Dosya içeriğinde, ıslah dilekçesinin karşıya tebliğine ilişkin evraka ve kayda rastlanılmamış olmakla birlikte ıslah dilekçesi ile davalının zamanaşımı defini içeren dilekçelerdeki havale tarihlerinden zamanaşımı defiinin süresi içinde yapıldığı izlenimi edinilmiştir.Bununla birlikte yargılama safhasında, dört farklı bilirkişiden rapor alındığı, Mahkemenin de bu raporlardan 30.06.2015 tarihli bilirkişi raporunu hükme esas aldığı, bu hesap raporunda ise hesaplamanın 01.01.2008 tarihinden itibaren yapıldığı görülmüştür. Böylelikle davacının 25.07.2014 tarihli ıslahına karşı ileri sürülen zamanaşımı defii dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır....
Bilirkişi 17/12/2019 tarihli ek raporunda; diğer tespitler anlamında Tepe şirketi için hesapların aynı olduğunu, fazla mesai anlamında ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defii dikkate alınmak sureti ile %30 takdiri indirim değerlendirilerek hesap çıkarılması sonucu fazla mesai ücretinin brüt 862,36 TL hesaplandığını, T10 için hesapların aynı olduğunu, fazla mesai anlamında ıslaha karşı sürülen zamanaşımı defii dikkate alınmak sureti ile %30 takdiri indirim değerlendirilerek hesap çıkarılması sonucu, fazla mesai ücretinin brüt 475,32 TL hesaplandığını, Ankara teknoloji şirketi için hesapların aynı olduğunu, fazla mesai anlamında ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defii dikkate alınmak sureti ile %30 takdiri indirim değerlendirilerek hesap çıkarılması sonucu 387,04 TL hesaplandığını belirlemiştir....
tarafından yasal süre içerisinde yapılan zamanaşımı defii bulunmaktadır. Mahkemece, yukarıda belirtilen yasal hükümler çerçevesinde 2918 Sayılı Yasa uyarınca zamanaşımı defi değerlendirilmesi gerekirken , yanılgılı değerlendime sonucu olayda uzamış zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde; davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.04.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi....