Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda Mahkemece; HMK'nın 344.maddesi gereğince usulüne uygun düzenlenecek muhtıra ile istinaf yoluna başvuran davalı alacaklı vekiline, miktarları gösterilmek suretiyle (takip konusu alacak miktarı ile istihkak konusu hacizli mallar (mahcuzlar ve itirazi kayıtla ödenen para dikkate alınarak) değerinden hangisi az ise o miktar üzerinden) istinaf nispi karar harcını muhtıranın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içinde Mahkeme veznesine yatırılması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtar edilmesi, muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin sürenin dolmasının beklenmesi, verilen süre içerisinde harç eksikliği tamamlandığı takdirde buna ilişkin makbuzun dosyaya eklenmesi ve istinaf incelemesi için dosyanın Dairemize gönderilmesi, harç eksikliğinin tamamlanmaması halinde ise; HMK'nın 344.maddesindeki prosedürün işletilmesi ve gerekli kararın verilmesi için dosyanın Mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....

-2- açıldığının kabulü gerekmektedir.Öte taraftan, yargılama devam ederken, zaten davacı takibe konu prim borcu ve fer'ilerini itirazi kayıtla ödemiş olup, 506 sayılı Kanunun 84. maddesine dayalı olarak istirdata dönüşen davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, yukarıda belirlenen açıklamalara göre, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı geriktirir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ..........

    Somut olayda davacı, davalı belediyenin park müdürlüğü marangoz atölyesinde işyeri sendika temsilcisi olarak çalışırken, onayı alınmadan sözlü olarak toprak ekibine verildiğini ve itirazi kayıt ile yeni işyerinde görevine başladığını belirtip değişiklik işleminin iptalini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, ortada yapılmış bir fesih bulunmadığından ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının işyeri sendika temsilcisi olduğu ve rızası alınmadan görev yerinin değiştirildiği tartışmasızdır. Sendika temsilcilerinin rızası alınmadan görev yerinin değiştirilemeyeceği veya işinde esaslı bir değişiklik yapılamayacağı hem toplu iş sözleşmesinin 9. maddesinde hem de 2821 sayılı yasanın 30/son maddesinde açıkça hüküm altına alınmıştır....

      -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle; davalı tarafından herhangi bir itirazi kayıt ileri sürülmeksizin ödemelerin kabul edildiği gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde görülmediğinden, reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.112.26 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, davacı tüketicinin, tamir talebi ile seçimlik haklarını tükettiği, itirazi kayıt ileri sürmeksizin ürünü teslim aldığı, ilk tamirden sonra azami sürenin aşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı eldeki davasında, onarım hakkını kullandığını, ancak üründeki arızanın giderilmediğini, üründen faydalanma imkanının ortadan kalktığını beyanla, talepte bulunmuştur....

          Dava, 16.05.2013 günlü onama kararıyla kesinleşen hizmet tespiti ilâmına dayalı olarak tahakkuk ettirilen ve 28.01.2014 tarihinde itirazi kayıtla ödenen prim borcundan dolayı, zamanaşımı nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verildiği, hükmün Dairemizce bozulduğu, Mahkemece direnme kararı verildiği anlaşılmakta olup, bozma ilâmı gerekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde, Mahkemenin direnme kararı yerinde görülmediğinden talebin on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda yazılı sebepten ötürü Yargıtay incelemesine konu olan karar, eski hükümde direnmeye ilişkin olup direnme Dairemizce yerinde görülmediğinden ve bu durumda kararın inceleme yeri Yargıtay Hukuk Genel Kurulu olduğundan dava dosyasının Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre kayıp kaçak bedelinin sözleşmeye göre belirlenen birim fiyatları üzerinden faturaya ilave edildiği ve bunun sözleşme hükümleri ile taraf iradelerine uygun olduğu, davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturaların miktar ve içeriğine itiraz edilmeden ve itirazi kayıt ileri sürülmeden ödendiği gerekçesi ile kayıp kaçak bedelinin istirdadına ilişkin talebin reddine, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği ve bu nedenle davacıların sözleşme süresince elde etmeyi umdukları kardan yoksun kaldıkları, başka tedarikçilerden 15.06.2012 tarihinden itibaren daha pahalı elektrik kullandıkları gerekçesi ile tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

              Somut olayda,davacı tarafından ücret bordrolarının itirazi kayıt konulmadan imzalandığı ve imza inkarında bulunulmadığı, Kuruma bildirilen ücretin üzerinde bir ücretle çalıştığı iddiasının eşdeğer yazılı belge ile ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı kooperatif, davacıya huzur hakkı ödendiğine ilişkin tediye makbuzu, banka dekontu veya davacının imzasını taşıyan bordro sunmamış ise de; kooperatif kayıtlarında davacıya huzur hakkı tahakkuk ettirildiği ve bu kayıtlarda peşin ödeme yapıldığının belirtildiği, davacının görev yaptığı süre zarfında vermiş olduğu denetleme raporlarında yevmiye kayıtlarının nizama uygun olduğunun belirtildiği, fakat, açık bir şekilde ücret ödemelerinin yapılmadığına dair herhangi bir itirazi kayda yer verilmediği, incelediği defterlerde, bilanço, mali tablolar ve gelir-gider kalemlerinin gerçeğe uygun olarak kayıtlara aktarıldığını rapor eden davacının, bu raporların aksine, denetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde kendisine huzur hakkı ödenmediğini iddia etmesinin iyiniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                  Davacı vekili, müvekkili ve diğer arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereği yapılan inşaatta müvekkiline düşen bağımsız bölümün 25.08.2005 tarihinde itirazi kayıtla teslim alındığını, buralarda eksik ve ayıplı işler bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmeden doğan eksik işlerden olan istinat duvarının, çevre düzenlemesinin, merdiven korkuluklarının küpeştelerinin yapılması ile sözleşmeye konu her iki binanın çatılarındaki gizli ayıpların giderilmesi ve bu çatıların mimari projeye uygun hale getirilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu