Devlet Hastanesinin 27.12.2010 günlü adli raporuna göre, basit tıbbı müdahale ile giderilemeyecek ve vücudunda kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığının tespit edildiği, katılanın şikayeti üzerine, sanığın cep telefonunu evinde olduğunu belirterek teslim ettiği, katılanın aşamalardaki tutarlı beyanları, sanığın kaçamaklı savunması, adli muayene raporu, yakalama tutanağı ile anlaşılması karşısında; anık ...'ın yağma suçunu işlediği anlaşıldığı halde, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 22.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.'nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek istiyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur.” denilerek itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği açıklanmıştır. İİK'nın 173. maddesinde de itiraz ve şikayet olunmaması hali düzenlenmiştir. Somut olayda; kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte borçlu mahkemeye başvurarak zamanaşımı iddiasında bulunmuş olup anılan itirazın takip yoluna göre İİK'nın 172. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın, tam vakti belirlenemeyen bir zamanda şikayeti devam eden yakınana ait evin kapısını kırarak içeri girip hırsızlık suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında; hakkında 5237 sayılı TCK'nın 116/1. maddesi gereğince konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan zamanaşımı içerisinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın 20.02.2015 tarihli eylemini içeren ve birleştirme kararı verilen Avanos Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/440 Esas sayılı dosyası hakkında zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür. 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
diğer taraftan 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’un 18.maddesiyle değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 346.maddesinin son fıkrasına göre de “Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara icra mahkemesinde bakılır" hükümleri karşısında, sanığa yöneltilen suç hakkında iddianame ile dava açılmasının gerekmediği, icra mahkemesine verilecek dilekçe ile veya şifahi beyanla yargılamaya başlanacağı hususu gözönüne alındığında, bu usulün sanığın eylemine konu İİK’nun 331.maddesi açısından da geçerli olduğunun kabulü gerekmekle birlikte, zamanaşımı süresi içerisinde her zaman bu suçtan bir karar verilebilmesi mümkün görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı ... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Kadastro sırasında 119 ada 4 parsel sayılı 7100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir. ... ve ... ...'ın bir başka tapu kaydına ve irsen intikale dayanan itirazları sonucu kadastro komisyonu aynı kuvvet ve mahiyette kayıtlara dayanıldığından taşınmazın malikinin mahkemece tayin edilmesi için tutanak ve eklerini kadastro mahkemesine göndermiştir. Mahkemece davanın kabulüne dava konusu 119 ada 4 parselin 1/2'şer payları arasında ... ve ... ... adına tapuya tesçiline dair 26.7.2000 tarih 1999/39-2000/14 sayılı kararı deracattan geçerek 5.1.2001 tarihinde kesinleşmiştir. ...'...
Şikayete konu haberin yer aldığı Hür Fikir Gazetesinin günlük süreli yayınlardan olması karşısında, iki aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılması gerekeceği hususunda tereddüt bulunmayıp, gazetenin 15.09.2006 tarihli nüshasında yer alan şikayete konu haberin, Cumhuriyet Başsavcılığınca, daha önce öğrenildiğine ilişkin belge ya da bilgi bulunmaması karşısında, katılan vekilinin 02.11.2006 tarihli şikayeti üzerine haberin Cumhuriyet Başsavcılığınca öğrenildiği, iki aylık hak düşürücü dava açma süresinin de bu tarihten başlayacağı dikkate alınarak, 18.04.2007 tarihinde iddianamenin kabulüyle açılmış sayılan kamu davasının, kovuşturma koşulunun oluşmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK.'...
Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık ... hakkında katılan ... ’a karşı hakaret suçundan 27.10.2014 tarihli iddianame ile açılan kamu davasına ilişkin zamanaşımı süresince hüküm kurulması mümkün görülmüştür....
Borçlunun ilamlı takibe karşı yaptığı, İİK.nun 33/1. maddesi kapsamında zamanaşımı, ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceği, alacağın genel hükümlere göre icra edilemeyeceği yönündeki şikayetleri İİK.nun 16/l. maddesi gereğince yedi günlük süreye tabi ise de; ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiği itirazı, ilama aykırılık şikayeti olarak değerlendirilmelidir. HGK.nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere başvuru ilama aykırılık nedenine dayalı olduğu takdirde süreye tabi bulunmamaktadır. O halde mahkemece borçlunun ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiğine ilişkin şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle ret kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, icra tehdidi altında iken davalı ...’ten aldığı borç para karşılığında geri verilmesi koşulu ile maliki olduğu 13 numaralı bağımsız bölümü davalıya satış suretiyle devrettiğini, davalının da bunun karşılığında icra dosyasına ödeme yaptığını,borcunu ödemesine rağmen davalının taşınmazın iade etmediği gibi, kendisine karşı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açtığını, öte yandan şikayeti üzerine davalı hakkında tefecilik suçundan soruşturma başlatıldığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir....