WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının ücretinden yapılan tasarruf teşvik kesintilerinin banka hesabına aktarıldığını, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; uyuşmazlığın işverence kesilmeyen ve bankaya yatırılmayan tasarrufu teşvik kesintileri ve katkı payları ile bunların nemalarının tahsiline yönelik olduğu, bu niteliği ile işçi işveren arasındaki bir alacak konusunu teşkil ettiği ve beş yıllık zaman aşımı süresine tabii olduğu, zaman aşımı süresinin başlangıç tarihinin 3417 sayılı İş Kanun'un yürürlükten kaldırıldığı 29/04/2003 tarihi olması sebebi ile davanın açıldığı 14/07/2008 tarihinde zaman aşımı süresinin dolmuş gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında, davaya konu tasarruf teşvik ve nema alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır....

    Ancak takibin ilamsız takip olarak yapılması tarafların lehtar ve keşideci olmakla davacı alacaklının temel ilişkiye dayalı olarak genel zaman aşımı süresi içinde her zaman talepte bulunabileceği, iddia edilen temel ilişki olan hisse devrinden kaynaklı alacakların 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, davalının bu doğrultudaki zaman aşımı itirazını ikinci cevap dilekçesi olarak adlandırdığı 17.10.2018 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü, dava basit yargılama usulüne tabi olup cevap dilekçesinin verilmesiyle dilekçeler aşaması tamamlanıp ön inceleme safhasına geçildiğinden ve zaman aşımı itirazının dilekçeler aşamasında ileri sürülmesi gerektiğinden somut olayda 5 yıllık zaman aşımı definin cevap dilekçesiyle birlikte ileri sürülmemesi sebebiyle davalının zaman aşımı itirazlarının reddine karar verilmiştir....

      ve bu suretle takibin 3 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu belirtilerek bozma kararına direnilmiş ve önceki hüküm yeniden kurulmuş, direnme kararı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir....

        Ancak mahkeme karar tarihinde savunmanın alındığı tarihten itibaren sekiz yıllık asli dava zaman aşımı süresinin dolduğunu dikkate almamıştır. Savunmanın alındığı tarihten itibaren işlemeye başlayan sekiz yıllık asli dava zaman aşımı süresi karar tarihinden önce dolmuştur. Bu nedenle mahkemenin asli dava zaman aşımı süresinin dolduğunu gözetmeden kurduğu 24/11/2015 tarihli mahkumiyet hükmü hukuka aykırıdır....

          Bu haliyle ödeme emrinin iptali talebi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğrudur. Davacının bu yöndeki istinaf başvurusu da yerinde değildir. Bunun yanında mahkemece ödeme emrinin iptali talebinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de gerekçe kısmında sadece meskeniyet şikayeti yönünden değerlendirme yapıldığı, meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği yönündeki gerekçe ile her iki talebin de süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görüldüğünden ödeme emrinin iptali talebinin süre aşımı nedeniyle reddi kararı yönünden gerekçede hata edildiği açıktır....

          İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Söz konusu düzenlemeye göre, şikayet süresi, işlemin öğrenilmesinden itibaren başlar. Somut olayda, davacıya şikayete konu hacze ilişkin 103 davetiyesi tebliğ edilmiş ise de, davacı borçlunun 07/07/2020 tarihinde icra müdürlüğünde ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu tarih itibariyle hacizden haberdar olduğu, şikayetin 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

          Limit aşımına ilişkin şikayet, süresiz olarak her zaman ileri sürülebilir. Öte yandan 6100 sayılı HMK'nın "Taleple Bağlılık" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrası; “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmünü amirdir. Somut olayda, ipotek borçlusunun mirasçısı tarafından icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde limit aşımı iddiasında bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Limit aşımına ilişkin şikayet her ne kadar süresiz olarak her zaman ileri sürülebilir ise de mahkemece talepten fazlasına hükmedilemeyeceğinden, resen bu hususun değerlendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, ilk derece mahkemesince, taleple bağlılık ilkesini düzenleyen HMK'nun 26. maddesine aykırı olacak şekilde, limit aşımına dair resen karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Alacaklı ...'...

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2014 KARAR NO : 2023/1436 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KUŞADASI İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/05/2022 NUMARASI : 2021/531 ESAS, 2022/207 KARAR DAVA KONUSU : Zaman aşımı Şikayeti KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, zaman aşımı şikayetinde bulunarak, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanında, davanın süreden reddine karar verilmesini istemiştir. Kuşadası İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, şikayetin kabulü ile; davacı hakkında Kuşadası İcra Müdürlüğünün 2018/23791 Esas sayılı dosyasın ile yapılan takibin İİK'nın 33/a maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....

            O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 22.03.2006 tarihli hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayet konusu yapılmayan 28.07.2000 tarihli haciz esas alınarak istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 19.02.2013 tarihli hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup, mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayet konusu yapılmayan 22.10.2007 tarihli haciz esas alınarak istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu