hükmün temyiz inceleme tarihi arasındaki sürenin 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddenin son cümlesi gereği birleştirilmesi durumunda, yargılamaya konu suç tarihi olan 14/08/2010 tarihi ile temyiz inceleme tarihi arasında 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e, 66/2 ve 67. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık olağanüstü zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş olması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenden dolayı 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA ve gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 15.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davacının ödenememiş alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiş, ayrıca zaman aşımı itirazında bulunmuştur. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı taraf temyiz etmiştir E)Gerekçe 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine, 2-Dava konusu edilen alacakların zaman aşımına uğrayıp uğramadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve ilk oturumda dava konusu edilen alacaklara karşı zaman aşımı definde bulunmuştur....
İTİRAZ SEBEPLERİ Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan açılan davada, dava zaman aşımı süresinin hesabında temel cezayı arttıran nitelikli hallerin de göz önünde bulundurulması gerektiğinden, dava zaman aşımını kesen son işlem olan karar tarihinden itibaren inceleme tarihine kadar 15 yıllık olağan dava zaman aşımı süresinin geçmemesi nedeni ile düşme kararının kaldırılması ve hükmün onanmasına karar verilmesi talebine ilişkindir. II. GEREKÇE Sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi ve beşinci fıkrası uygulanarak verilen mahkûmiyet kararında, aynı Kanun'un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve üçüncü fıkrası uyarınca olağan dava zaman aşımı süresinin 15 yıl olması nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. III. KARAR 1....
Dağıtım AŞ'nin süresinde ileri sürdüğü zaman aşımı defi'inin dikkate alınmaması hatalı olduğu gibi, manevi tazminat miktarının takdirinde yanılgıya düşüldüğü manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu ölüm olayının 01.11.2000 tarihinde meydana geldiği, davacıların murisinin davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü’nün işçisi olduğu, diğer davalı ...... ... ... Dağıtım AŞ ile davacılar murisi arasında akdi bir ilişkinin bulunmadığı, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 27.03.2006 tarihli kısmi dava ile 20.10.2008 tarihli ek davadaki talepler yönünden davalı ..... ... ... Dağıtım AŞ 'ne uygulanması gerekli zaman aşımı süresinin ne olduğu ve bu davaların anılan davalı bakımından zaman aşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı noktasındadır....
Bu durumda 7036 Sayılı Kanun 15. madde ile 4857 Sayılı Kanunu'na eklenen ek 3. madde ile, 16. madde ile eklenen geçici 8. madde gereği zaman aşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, ek 3 üncü maddede öngörülen süreden uzun olduğundan, değişen 5 yıllık sürenin dolması ile zaman aşımı süresi dolmuş sayılacaktır. Dosya içeriğine göre, zaman aşımı süresi 2022 yılında dolacağından ileri sürülen zaman aşımı defi yerinde değildir. Ancak Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1- ç ve 326. maddeleri gözetilerek dava öncesi ödenen arabuluculuk ücreti ile zorunlu giderlerin yargılama giderleri olarak hüküm altına alınmaması hatalıdır....
İİK'nın 71/2 maddesi uyarınca, borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zaman aşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır. Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nın 71/2 ve 33/a maddelerine dayanan zaman aşımı şikayetinin incelenmesi, bu şikayetin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir. (Yargıtay HGK'nun 04/11/1998 tarihli 1998/12- 763 Esas, 1998/799 Karar sayılı kararı) Öte yandan, icra takibine konu alacak hangi zaman aşımı süresine tabi ise; icra takibinde de aynı zaman aşımı süresi uygulanır. Alacaklı tarafından, genel haciz yolu ya da kambiyo senetlerine mahsus haciz yollarından herhangi birinin tercih edilmiş olması, dayanak belge bono niteliğini taşıdığı sürece sonuca etkili olmayıp, her iki halde de zaman aşımı süresi Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirlenir....
Maddesi hükmü uyarınca 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, anılan madde hükmü uyarınca inanç sözleşmelerinde zaman aşımı süresi inanılanın dava konusu taşınmazları tapuda devir aldığı tarihten değil, başka bir deyişle tapudaki satış tarihinden değil, inananın, inanılanın taşınmazları tapudan kendisine devredileceğine ilişkin ümidini yitirdiği tarihten itibaren başlar. Dava konusu taşınmazların zilyetliğinin davacı da olduğu ve dava tarihinden önce çekişmeli taşınmazların inanılan tarafından davacıya devredileceğine ilişkin ümidin yitirildiğini gösterir bir delil de bulunmadığından B.K.nun 125 maddesi hükmü uyarınca 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu kabul edilemez. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan yöntemce taraflara ait deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken zaman aşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Takibin konusu olan ilamın 2010 yılında takibe konu edildiğinden 2010 yılından itibaren 10 yıllık ilam zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;Takibin konusu ilamın kesinleşmesi üzerinden 15 sene geçtiğini, ilamların icrasının 10 yıllık zaman aşımı süresine bağlı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık, zaman aşımı nedeni ile icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
Davacı murisinin ölümüne neden olan kazanın 20/04/2012 tarihinde meydana geldiği, bu tür davalarda zaman aşımı süresinin KTK 109.maddesi gereğince; '' Zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten başlayarak 2 yıl olduğu '' bu anlamda 2 yıllık sürenin çoktan geçtiği, davada uzatılmış zaman aşımı süresinin de uygulanamayacağı, çünkü;KTK'nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için cezayı gerektiren bir fiilin varlığının gerektiği, kazanın tek taraflı trafik kazası niteliğinde olduğu, ortada bir suçun ve failin varlığından bahsedilemeyeceği, eylem suç teşkil etmediğinden ve ortada bir fail de bulunmadığından; davada, uzatılmış ceza zaman aşımı uygulanmayacağından ve dava 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde açılmadığı anlaşıldığından; davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir....
sayılı TCK'nin 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen "7 yıl 12 aylık" olağanüstü zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 12.10.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....