Mahkemece; Borçlar Kanunu'nda değişik sözleşmelerin düzenlenmiş olduğu, akdi ilişkilerde zaman aşımı süresinin farklı olarak belirlendiği, genel zaman aşımı süresinin 10 yıl olduğu, ancak davaya dayanak yapılan çekin 6 aylık zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/443 Esas sayılı dosyasında çekin zaman aşımına uğradığından bahisle icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu durumda davacının ancak nedensiz zenginleşmesi sebebiyle alacak talebinde bulunabileceği bu yönden de zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu, diğer yandan taraflar arasında 10 yıllık zamanaşımı gerektirecek akdi ilişki kanıtlamadığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak davasıdır....
Çünkü matrah takdiri amacıyla takdir komisyonuna sevk ile işleyen zaman aşımı yasa uyarınca durduktan sonra idare tarafından, yasal düzenlemeyle belirlenen bir yıllık süre içerisinde, vergilendirmede gerçek durumun esas olduğu ilkesinden hareketle konunun ayrıca inceleme elemanı vasıtasıyla incelenerek gerçek durumun ortaya çıkarılmasının amaçlandığında kuşku bulunmamaktadır. Hal böyle iken, takdire sevk üzerine duran zaman aşımı süresinin sona ermesinden önce düzenlenen rapordaki verilerin esas alınması suretiyle matrah takdir edilerek zaman aşımı süresi dolmadan ihbarnamelerle duyurulan cezalı vergilerin zaman aşımına uğradığından söz edilmeyeceğinden ve olayda da yukarıda yazılı Yasanın açık hükmüne göre zaman aşımı bulunmadığı anlaşıldığından, tarhiyata karşı açılan davanın esası incelenerek karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz....
Davaya ve cevaba ilişkin dilekçelere, diğer davalara ilişkin safahata, --- kayıtlarına ve tüm dosya kapsamına göre olayın ----tarihinde meydana geldiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, olayın adresi ve teminat kapsamında olup olmaması yönünden ihtilaf olduğu; zaman aşımı itirazı yönünden taraflar arasındaki ihtilafın zaman aşımı süresinin başlangıcına esas alınacak tarihin hangi tarih olması gerektiği ve zaman aşımını kesen sebep olup olmadığı noktasında toplandığı belirlenmiştir. Davacı taraf söz konusu tazminata ilişkin olan ve ---- mirasçıları tarafından açılan dava --- tarafından açılan davanın zaman aşımı süresini kestiğini ve ayrıca son ödemenin yapıldığı ----- tarihinin esas alınması gerektiğini ileri sürmüş davalı taraf ise ----- olay tarihinin esas alınması gerektiğini ve TTK. Madde 1420 düzenlemesine göre zaman aşımı süresinin geçtiğini savunarak zaman aşımı itirazında bulunmuştur. ----- tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun konuya ilişkin hükümleri: 12....
- KARAR - Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine kredi kartı borcu nedeniyle icra takibi başlatıldığını belirterek, dosyanın zaman aşımına uğraması nedeniyle müvekkilinin borcunun olmadığının tespitine, bu iddia reddedilirse, ilgili faiz ve avukatlık ücretinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun' un 5.maddesine aykırı olması sebebi ile geçersiz sayılmasına ve yasal faiz uygulanarak borcun tespitine, bu da mümkün değil ise TBK 120. ve 88. maddeleri uyarınca faiz hesaplaması yapılarak borcun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesinde zaman aşımı süresinin 20 yıl olması nedeniyle zaman aşımı itirazının yerinde olmadığını, davacının 2001 yılından beri borcunu ödemediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, ... tarihinde fiili ithalinin gerçekleştirilmiş olmasına karşın, vergilerin 3 yıllık zaman aşımı süresi geçirildikten sonra 10.10.1996 tarihli yazı ile mükelleften istenilmiş olması sebebiyle olayda zaman aşımı bulunduğu hususu karara gerekçe olarak alınmış ise de, yukarıda da belirtildiği üzere, davaya konu ek tahakkuk, ......
Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/7 Esas sayılı dosyası ile yaptığı yargılama neticesinde "...davalının zaman aşımı itirazında borçlar kanunu gereğince 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu değerlendirilmiş olup huzurdaki davanın 08/01/2020 tarihinde açıldığı nazara alındığında 08.01.2010 tarihinden önceki alacakların zaman aşımı uğrayacağı ve davacının talebinin dava konusu alacağın 2007 / 2008 tarihli ihale kapsamı sözleşmesi kapsamı fiyat artışlarına ilişkin olup 08.01.2010 tarihinden önceki alacakların zaman aşımı uğrayacağı değerlendirilmekle davanın zaman aşımı nedeniyle...'' gerekçesi ile dava konusu alacakların zaman aşımına uğradığını kabul ederek davayı zaman aşımından dolayı reddetmiştir. Davacı tarafça ihale şartnameleri ve sözleşmelerinde belirtilen ve her personel için ödeneceği bildirilen asgari ücretin katları tutarındaki fiyat farkı alacağı iddiasıyla, davalı aleyhine İstanbul Anadolu 9....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu yapılan çeklerin 15/12/2007, 30/12/2007 ve 30/11/2007 tarihli çekler olduğu, davacının sebepsiz zenginleşme temeline dayalı olarak dava açtığı, zaman aşımı süresinin TTK 732/4 (eski TTK md 644) TTK 818 yollamasıyla çekin zaman-aşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren 1 yıl olduğu, davalının süresinde zaman-aşımı definde bulunduğu gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve zamanaşımını kesen en son 19/01/2010 tarihli takip talebinden sonra da dava zamanaşımının gerçekleşmiş bulunmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Davalı, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ek davanın kabulü ile 55.665,55 TL'nin ilk dava (... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/1002 Esas 2014/418 Karar) tarihi olan 25.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile Yargıtayca onanarak kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1002 E - 2014/418 K. sayılı kararı ile saklı tutulmasına karar verilen 55.665,55 TL alacağın faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; davalı cevap dilekçesinde zaman aşımı definde bulunmuş olup, mahkemece davalının zaman aşımı def’i hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir....
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve tenfiz davaları basit yargılama usulüne tabi olup, zaman aşımı def'inin süresinde olması karşısında mahkemenin aksi yöndeki gerekçesi yerinde değil ise de, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının 19.04.2004 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 02.02.2005 tarihinde açıldığına, tenfiz davasında yabancı mahkeme kararına konu alacakla ilgili zaman aşımı yönünden inceleme yapılmasının mümkün olmamasına dair diğer gerekçesinin isabetli bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nin 86/2, 86/3-e, 31/3. maddelerinde düzenlenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, zaman aşımını kesen son sebep olan suça sürüklenen çocuk hakkında bozma öncesi mahkumiyet kararının verildiği 17.05.2016 tarihi ile inceleme tarihi arasında, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 66/2. maddelerinde öngörülen "5 yıl 4 aylık" asli zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğu gözetilerek, davanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi lüzumu, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle...