KTK 109/4. maddesi hükmü uyarınca işbu rücu davası bakımından 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, davalının zaman aşımı definin yerinde olduğu sonucuna varılmakla, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı yasal süre içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile birlikte zaman aşımı defi ileri sürünce, davacı vekili 26/09/2024 tarihli beyan dilekçesinde, 2918 s. KTK 109/2. maddesi hükmü uyarınca ölüm ve yaralanmalı trafik kazasında uzamış ceza zaman aşımının söz konusu olacağını, bu nedenle 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçerli olmadığını savunmuştur. Ancak, 2918 s. KTK 109/2. maddesi hükmü uyarınca uzamış ceza zaman aşımı süresinin, zarar görenin cismani zarara dayalı yahut destekten yoksun kalma istemlerine dayalı maddi tazminat talepleri açısından geçerli olduğu bunun dışında 2918 s....
Davalı taraf yapılan 24.05.2017 tarihinde tebligat üzerine süresi içinde 30.05.2017 de süre uzatım talebinde bulunmuş, talebi 2 hafta uzatma şeklinde kabul edilmiş, 21.06.2017 de ilk tebligattan itibaren 4 haftalık sürenin dolmasından önce zaman aşımı itirazı ileri sürülmekle, zaman aşımı ile ilgili değerlendirme yapılması gerekmiştir. PDG bakımında onay tarihi itibariyle 10 yıllık zaman aşımı süresi bulunduğundan, zaman aşımı süresi dolmamıştır. Tedavi gideri ve geçici iş göremezlik bakımından da zaman aşımı süresi eski BK 125. Maddesi gereği yine 10 yıldır. Başlangıç tarihi ise 10 HD 2016/4200 esas 2018/6587 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere masraf ve ödemeler bakımından sarf ve ödeme tarihidir. Bun agöre bilirkişi raporunda tablolaştırılan GİGÖ ödemelerinin iş kazası kolundan yapıldığı ve 2000 ile en son 12.12.2001 de ödendiği, 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, bu konudaki alacak talebinin zaman aşımı sebebiyle reddi gerekmiştir....
hatalı olduğunu, Davacı diğer kalemlerde zaman aşımı itirazında bulunmuş olmasına karşın fazla mesai alacağı kaleminde zaman aşımı itirazında bulunmadığını, Dava dilekçesine karşı cevap dilekçesinde böylesi bir zaman aşımı itirazı olmadığı cihetle artık bu aşamada bu konuda, fazla mesai alacağı konusunda artık zaman aşımı itirazında bulunamayacağını, yaptığı zaman aşımı itirazı dinlenemeyeceğini, Bu nedenle davalının bu aşamada yaptığı zaman aşımı itirazının da bir hükmü olmadığını ve bu itiraza göre bir hesaplama yapılmasının da kabulü mümkün olmadığını belirterek beyanda bulunmuştur....
e isnat edilen tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddelerine göre 7 yıl 6 aylık eklemeli zaman aşımı süresine tabi olduğu, suç tarihinin 20.11.2002 tarihi olduğu, bu tarih itibariyle karar gününde zaman aşımı sürelerinin dolduğunun anlaşıldığı, Gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşmesine dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan Maliye Hazinesi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 08.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 16.5.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 30/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Dava zaman aşımı süresinin dolmamış olması, olumsuz bir yargılama (dava) şartı olup, dava zaman aşımı süresinin dolması halinde Devletin yargılama hakkı düşer. Somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 18.06.2013 tarihinden, denetim süresinde işlenerek hükmün açıklanmasına sebep olan suçun işlendiği 15.12.2014 tarihleri arasında gerçekleşen durma süresi ile son olarak açıklanan 17.05.2016 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü de dahil olmak üzere kesme sebepleri de dikkate alındığında, aynı zamanda uzatılmış dava zaman aşımı süresi de dolmuştur. Elbette hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz üzerine mercii tarafından kaldırılmışsa, bu karara herhangi bir sonuç bağlanamaz. Örneğin; yoklukta verilmesi, tebligat, itiraz ve nihayet itiraz merciinin kaldırma kararı arasında geçen sürede dava zaman aşımı süresinin durduğu kabul edilemez. Ancak, verilen bir mahkûmiyet hükmü hatalı da olsa dava zaman aşımını süresini keser....
Dava zaman aşımı süresinin dolmamış olması, olumsuz bir yargılama (dava) şartı olup, dava zaman aşımı süresinin dolması halinde Devletin yargılama hakkı düşer. Somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 21/12/2009 tarihinden, denetim süresinde işlenerek hükmün açıklanmasına sebep olan suçun işlendiği 30/01/2011 tarihleri arasında gerçekleşen durma süresi ile son olarak açıklanan 26/05/2016 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü de dahil olmak üzere kesme sebepleri de dikkate alındığında, aynı zamanda uzatılmış dava zaman aşımı süresi de dolmuştur. Elbette hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz üzerine mercii tarafından kaldırılmışsa, bu karara herhangi bir sonuç bağlanamaz. Örneğin; yoklukta verilmesi, tebligat, itiraz ve nihayet itiraz merciinin kaldırma kararı arasında geçen sürede dava zaman aşımı süresinin durduğu kabul edilemez. Ancak, verilen bir mahkûmiyet hükmü hatalı da olsa dava zaman aşımını süresini keser....
Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, sanığın eylemlerine uyan suçlar için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zaman aşımının aynı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olacağı, zaman aşımını kesen son işlem olan sanığın mahkeme huzurundaki savunmasının alındığı 16.02.2010 tarihinden, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklandığı 14.04.2021 tarihine kadar geçen süreden, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 24.02.2010 tarihi ile denetim süresi içerisindeki kasıtlı suçun işlendiği 03.08.2010 tarihi arasında geçen durma süresi mahsup edildiğinde, geriye kalan 10 yıl 8 ay 18 günlük süre boyunca zaman aşımı süresi işlemek suretiyle 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından, zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun...
1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, suça sürüklenen çocuk hakkında görülen kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince zaman aşımı sebebiyle DÜŞMESİNE, 11.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....