Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Somut olayda, kazanın ... tarihinde meydana geldiği, trafik kazasının maddi hasarlı meydana gelmesi, herhangi bir yaralanmanın olmaması sebebiyle ortada cezayı gerektirir bir fiilin bulunmadığı, bu nedenle uygulanması gereken 2 yıllık zaman aşımı süresinin ... tarihinde dolduğu, tahkim komisyonuna başvurulması TBK' nın 154. Maddesi uyarınca zaman aşımını kesen bir sebep ise de; somut olayda zaman aşımı süresi geçtikten sonra ... tarihinde tahkim komisyonuna başvurulduğu, bu nedenle ... tarihinde açılan işbu davada da zaman aşımı süresinin geçtiği anlaşılmakla, davalı sigorta şirketinin süresi içerisinde sunduğu zaman aşımı defiinin kabulü ile, davalı sigorta şirketine yöneltilen davanın zaman aşımı sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Taraflar arasındaki ihtilafın, zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı, süre dolmamış ise, birleşmeden önce o şirketin genel kurulunda alınan ibra kararının bu davanın açılmasına engel teşkil edip etmediği, davada zaman aşımı söz konusu değil ve ibrada dava açılmasına engel teşkil etmiyorsa o taktirde de şirket yöneticisinin akçalı sorumluluğunu gerektiren kasti ya da kusurla verdiği bir zararın bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.Mahkememizce öncelikle zaman aşımı ve ibra üzerinde durulmuş olup; TTK 560 madde gereğince yöneticinin şirkete verdiği zararlardan dolayı açılacak davalarda zaman aşımı, fiilin öğrenildiği andan itibaren 5 yıl ve her halükarda zararı doğuran fiilin işlendiği tarihten itibaren 5 yıldır. Davacı taraf söz konusu zararı almış bulunduğu 01/07/2021 tarihli olan ve 3 kişilik heyet tarafından hazırlanan uzman raporuyla öğrendiğini, o tarihe kadar bilmediğini ileriye sürmüştür....

      DAVA KONUSU : Zamanaşımı Nedeniyle İcranın Geri Bırakılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine kambiyo senedine istinaden icra takibi başlatıldığını, takip kesinleştirilerek en son işlemin 12/07/2016 tarihinde yapıldığını, bu tarihten yenileme tarihi 06/07/2020 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmadığını, zaman aşımını kesen nedenlerin bulunmadığını, takip kesinleştikten sonra ki zaman aşımı itirazının süreye tabi olmadığını belirterek davanın kabulü ile zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına, tüm icra işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlunun meskeniyet şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece taşınmaz üzerinde ticari krediden kaynaklanan ipotek bulunduğu ve borcun ödenmediği belirtilerek şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....

        İcra kefaletinin Borçlar Kanunu'na göre geçerli olmadığından icra emri gönderilemeyeceği şikayeti, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir. O halde mahkemece, başvurunun süresiz şikayete tâbi olduğu gözetilerek işin esası incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle reddi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu sebeple bozulması yerine Dairemizce maddi hataya müstenit olarak onandığı anlaşıldığından, şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.SONUÇ : Şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.6.2015 tarih ve 2015/6419 E.-2015/16111 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyetine dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Suç tarihinden sonra dava zaman aşımını kesen sebepler olup 765 sayılı ve 5237 sayılı ceza kanunlarındaki dava zaman aşımı süreleri dolmadığından tebliğnamedeki zaman aşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün talebe aykırı olarak ONANMASINA, 06.06.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            zaman aşımı gerçekleştiği, kıymet takdirine itiraz bakımından İİK'nın 363/1 maddesi uyarınca kesin nitelikte olup istinaf incelemesi yapılamayacağı gerekçesiyle alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

              Sözleşmeye dayalı alacaklar için zaman aşımı 10 yıldır. Bu süre takipten önce ancak dava açılması, takip yapılması gibi sebeplerle kesilir. Takipten sonra ise alacağın tahsiline yönelik işlemler zaman aşımını kesecektir. Bunun yanında bir takibin zaman aşımına uğramasından bahsedebilmek için öncelikle takibin usulünce kesinleşmesi gerekir. Somut olayda takip 2021 yılına kadar kesinleşmediğinden bir zaman aşımı işlemesinden de söz edilemeyecektir. Bu sebeple davacının iddiasının yerinde olmadığı görülmüş ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

                Yapılan tüm açıklamalar ışığında, mahkemece limit aşımı şikayeti incelenip bu konuda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  HD'nin 05/05/2015 tarihli kararı ile bozulduğu, bozma gerekçesi olarak davanın hem zaman aşımından hem de esastan reddine karar verildiği, öncelikle incelenmesi gereken hususun zaman aşımı veya hak düşürücü sürelere ilişkin olduğu, önce zaman aşımı yönünden değerlendirme yapıp uygun bir sonuç dairesince karar verilmesi gerekirken zaman aşımı yanında esastan da incelenip red kararı verilmesinin doğru olmadığı hususuna dayanıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur. Esasen bozma öncesi mahkeme gerekçesinde olgular tespit edilmekle beraber gerekçede zaman aşımı savunmasına tebliğ usulsüzlüğü de irdelenip neden itibar edildiği belirtildiği gibi, olayda, BK'nun genel dava zaman aşımının uygulanacağı açıklanmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu