GEREKÇE Suç tarihi itibarıyla suça sürüklenen çocuğa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve ikinci fıkrası ile 67 inci maddeleri uyarınca 5 yıl 4 ay olağan zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımını kesen işlemlerin yapılması halinde zaman aşımı süresinin yeniden işlemeye başlayacağı, zaman aşımını kesen en son işlem tarihinin 17.12.2015 tarihli mahkumiyet hükmü olduğu, bu tarihten sonra zaman aşımını kesen başka bir işlemin bulunmadığı, suç tarihi itibari ile, 5 yıl 4 ay olağan zaman aşımı süresinin 17.04.2021 tarihinde dolduğu anlaşıldığından, hüküm bu yönüyle hukuka uygun bulunmuştur. V. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle ... 3....
Davalı vekili; teminat limitinin 225.000 TL ile sınırlı olduğunu, öncelikle talebin zaman aşımından reddi gerektiğini savunarak davanın esastan da reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. İstinaf eden davalı vekili; 27/10/2012 kaza tarihinden 2 yıl geçtikten sonra açılan davanın zaman aşımından reddi gerekirken zaman aşımı itirazının gerekçesiz olarak reddedildiğini, destek tazminatı talebinin teminat kapsamı dışında olduğunu, esas yönüyle ise destek zararı hesabında ölenin sağ olan annesinin payının dikkate alınmadığını, ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, tek taraflı trafik kazasında desteğin kaybı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK'nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre; 1-Zamanaşımı bakımından; Yargıtay 4....
konusu alacağın sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabii olduğunu ve bu nitelikteki alacaklar için Borçlar Kanunu'nun 61. maddesine bir yıllık zaman aşımı süresinin öngörüldüğünü, davacı tarafça her ne kadar bu alacağın tahsili için 13.03.2006 tarihinde ilamsız icra takibi başlatılmış ise de, takip dosyasının 02.07.2008 tarihinde işlemsiz bırakıldığını ve 29.09.201 tarihine kadar yenilenmediğini, alacağın zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Bu duruma göre de ... hakkında B.K.’nun 125. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması mümkün değildir. ... yönünden davanın yasal dayanağını B.K.’nun 41. maddesinin oluşturmasına göre, bu davalının haksız fiillerin tabi olduğu bir ve on yıllık zamanaşımı süresine tabi olacağı, ölüm olayı davalılarla bağlantısı bulunmayan üçüncü kişinin kasti eylemi sonucu gerçekleştiğinden uzamış ceza zaman aşımı süresinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı kuşkusuzdur. Hal böyle oluca da Kadıköy Belediye Başkanlığının süresinde ileri sürdüğü zaman aşımı defi'i değerlendirilmeksizin karar verilmiş bulunması isabetsizdir. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde davalı ... Başkanlığının zaman aşımı def'i değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı ... Başkanlığının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, D) Sanık ...'...
Davalının zaman aşımı itirazı var ise de TBK 147'ye göre eser sözleşmeleri 5 yıllık dava zaman aşımına tabi olup dava tarihi dikkate alındığında zaman aşımı dolmamıştır. Dava kısmi dava olup ıslah edilen kısım yönünden de ıslah tarihi dikkate alındığında işin teslim edilip ücrete hak kazanma tarihinden itibaren 5 yıllık süre geçmediğinden zaman aşımı itirazı kabul edilmemiştir. Sonuç olarak davanın kabulü yoluna gidilmiştir....
ilişkin olması ve zaman aşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olması kaydıyla, idari yaptırım kararlarının Türk Ceza Kanunu'ndaki dava ve ceza zaman aşımı süreleri içerisinde uygulanacağı, 2. fıkrasında gümrük vergileri alacağına bağlı idari para cezalarında zaman aşımının, bu idari para cezalarına ilişkin gümrük vergilerinin zaman aşımına tabi olacağı hükme bağlanmıştır....
TTK'nun 1420. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden doğan bütün işlemlerin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 2 yıl, TTK'nun 1482. maddesi uyarıncada her halükarda rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıl içinde zaman aşımına uğrayacağı belirtilmiştir. TTK'nun 1420. maddesi uyarınca 2 yıllık zaman aşımı hem mal sigortaları hem de sorumluluk sigortaları için geçerlidir, yine aynı kanun uyarınca mal sigortaları için rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren 6 yıllık bir çatı zaman aşımı belirlenmiştir, TTK'nun 1482. madde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı ise mal sigortalarında uygulanması gereken bir zaman aşımı süresidir. Zaman aşımı süreleri belirlenirken taraflar arasındaki sigorta poliçesinin mal sigortası mı sorumluluk sigortasının olduğunun tespiti gerekmektedir. Ancak öncelikle zaman aşımının başlangıç tarihinin tespit edilmesi önem arz etmektedir....
diğer taraftan takip içi zaman aşımından bahsettiğini, alacak zaman aşımı ile takip içi zaman aşımı birbirinden farklı terimler olup davacı vekilinin bu hususta beyanlarının yersiz ve tutarsız olduğunu, süreye ilişkin itirazları gözetilerek davanın süre yönünden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, borçlunun senelerce borcunu ödemediğini, davanın kabulünün haksız olduğunu, Mahkemenin satış talebi ile dosyaya yatırılan satış avansını göz ardı ettiğini, davanın kabulüne ilişkin kararın haksız olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürülüğünün 2022/12543 Esas sayılı dosyası ile nın 22.4.2022 tarihli takip talebi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu ,takiple zaman aşımı süresinin kesildiği ve bu tarihten itibaren yeniden işlemeye başladığı ,davacının takibe konu bonoda keşideci olduğu ve 3 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu ,zaman aşımının kesilmesinden sonra takip tarihine kadar 3 yıllık zaman aşımı süresi geçmediği anlaşıldığından davanın reddine ilişkin mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....