Davalıların yetki itirazı bakımından yapılan değerlendirmede, birden fazla davalıya karşı açılan davalarda davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde davanın açılabileceği, ve davalılardan biri Sigorta Şirketi ise davalı sigorta Şirketinin İzmir ilinde de şubesi bulunduğundan İzmir ilinde de dava açılabileceğinden davalıların yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Ayrıca zaman aşımı itirazı bakımından yapılan değerlendirmede ise , kaza tarihi olan 19.08.2020 tarihi dikkate alındığında 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde davanın açıldığından zaman aşımı savunmalarının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı ...'...
Borçlunun sair temyiz itirazlarının reddi ile yapılan incelemede; Takibin dayanağı kredi sözleşmesi olup kural olarak borcun muaccel olduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca zaman aşımı süresi 10 yıldır. Aynı Kanunun 133. maddesinde zaman aşımını kesen sebepler düzenlenmiştir. Buna göre; 1- Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde; 2- Alacaklı, dava veya defi zımnında mahkemeye veya hakeme müracaatla veya icrai takibat yahut iflas masasına müdahale ile hakkını talep eylediği halde zaman aşımı kesilir. Yine aynı Kanunun 135. maddesinde; "Müruru zaman katedilmiş olunca kat'ıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeye başlar." düzenlemesine yer verilmiştir....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesi uyarınca matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının tarh zaman aşımı süresini durduracağı, davacının 2010 yılı hesaplarının zaman aşımı süresi içerisinde takdir komisyonuna sevk edildiği ve zaman aşımı süresi bitmeden takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden salınan vergi ve kesilen cezanın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç :Tefecilik yapma Hüküm :Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı 26/04/2012 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında belirtilen sürenin gerçekleştiği, başkaca zaman aşımını kesen sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 11/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik Yapmak Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı 26.04.2012 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında belirtilen sürenin gerçekleştiği, başkaca zaman aşımını kesen sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 09.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik Yapmak Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı 11.01.2012 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında belirtilen sürenin gerçekleştiği, başkaca zaman aşımını kesen sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 09.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma Hüküm : TCK'nın 267/1, 58, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınıra göre, TCK'nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen dava zaman aşımı hüküm ve inceleme tarihleri arasında gerçekleşmiş olduğundan sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmemekle hükmün BOZULMASINA, davanın zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı işverence iş sözleşmesinin haklı nedene dayalı olarak feshedildiği ispatlanamadığından davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil çalışma ücreti alacaklarının tanık ifadelerine ve dosya kapsamına uygun olarak hesap edildiği, davaya karşı zaman aşımı itirazı bulunmadığı gibi fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil çalışma ücreti yönünden davanın ıslah da edilmediği, bu nedenle zaman aşımına uğrayan alacak bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafından husumet yönünden itiraz edilmiş ise de, yapılan işin niteliği ve deliller dikkate alındığında davalının asıl işveren olduğu saptanmış olup, asıl işverenin işçinin alacakları yönünden sorumlu tutulmasının isabetli olduğu, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır...
Davalı temsilcisi, davacıya ait fatura bedellerinin banka havalesi yolu ile ödendiğini, davacıya borçlarının bulunmadığını ayrıca borcun zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafından yapılan takibin dayanağının takip talebinde cari hesap ekstresi olarak gösterildiği, cari hesap sözleşmesine dayanan davaların sözleşmenin sona ermesinden itibaren beş yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı, davalının süresinde zaman aşımı definde bulunduğu, cari hesap ekstresinin 2006 yılına ilişkin olduğu, cari hesap ilişkisi nedeni ile yapılan takipte zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.06.2017 tarih ve 2017/2196 esas – 2017/4731 karar sayılı ilamı ile “Dava ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptaline ilişkindir....
Somut olayda ise talep üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili olup, TBK'nın 147/4. maddesi uyarınca beş yıllık zaman aşımı süresine tâbidir. İflasın açıldığı zaman görülmekte olan (Derdest) olan davalarla ilgili olan, İİK'nın 194/2. maddesindeki "Dava durduğu müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez." hükmünün görülmekte olan (derdest) bir dava bulunmadığından somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Buna göre İlk derece Mahkemesince, takip hukukundan doğan iş bu itirazın iptali davasının icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olduğu gözetilerek, takip konusu alacağın tamamının zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 08.05.2018 tarihli duruşmanın 2 nolu bendinde, TBK'nın 147/4 maddesi gereği zaman aşımı süresi beş yıl olduğundan davalı yanın zaman aşımına yönelik itirazının reddine karar verilmesi ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmamıştır....