Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda da süresinde zaman aşımı def-i nin ileri sürüldüğü anlaşıldığından 27.9.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile istenen 14.004.42-TL maddi tazminata yönelik davanın zaman aşımı nedeniyle reddinin gerektiği açık ve seçiktir. Hal böyle olunca, davalı tarafça süresinde zaman aşımı def'inde bulunulan 27.9.2010 tarihli ıslah dilekçesinin konusunu oluşturan 14.004.42-TL maddi tazminat isteminin zaman aşımı nedeniyle reddi gerekirken,yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 21.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    aşımı süresinin 8 yıl, aynı Kanunun 67/4. maddesi göz önünde bulundurulduğunda kesintili dava zaman aşımı süresinin ise 12 yıl olduğu; ancak, 19.03.2011 tarihinde işlendiği iddia edilen eylemin işlendiği sırada suça sürüklenen çocuğun on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamasından dolayı TCK’nın 66/2. maddesi uyarınca 15-18 yaş grubundaki suça sürüklenen çocuk açısından asli dava zaman aşımı süresinin 5 yıl 4 ay, kesintili dava zaman aşımı süresinin ise 7 yıl 12 ay olduğu, TCK'nın 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık kesintili dava zaman aşımının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 30.01.2012 tarihi itibarıyla durduğu, denetim süresi içinde kasıtlı yeni suçun işlendiği 22.06.2012 tarihinde yeniden işlemeye başladığı ve önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle hesaplandığında, 7 yıl 12 aylık dava zaman aşımının, 19.03.2011 olan suç tarihinden hükmün 2. kez açıklanarak mahkumiyet kararı...

      Hal böyle olunca, birleşen davada yukarıda sözü geçen maddenin öngördüğü 10 yıllık zaman aşımı süresinin gerçekleştiği ortadadır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara ve özellikle, anılan içtihadı birleştirme kararına aykırı biçimde, birleşen ek davanın zaman aşımı süresinin geçmesinden sonra açıldığı göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

        davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine, c- Sanık hakkında meskun mahalde silah atma suçunu işlediği iddiasıyla 5237 sayılı TCK'nin 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılması istemesiyle kamu davası açılmış ise de, atılı suçun zaman aşımı süresinin 8 yıl olup 12 yıllık olağan üstü zaman aşımına tabi olduğu ve suç tarihi dikkate alınınca açılan kamu davasının bu eylem açısından zaman aşımına uğradığı sabit olmakla 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67/4 maddeleri gereği açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine ç- Sanık hakkında müşteki ...'...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/2. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığının belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12- 753 E. 1998/797 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı süreye bağlı değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tâbidir. Somut olayda, davalı alacaklı tarafça başlatılan icra takibi, genel kredi sözleşmesi alacağına bağlı ilamsız icra takibi olup, 10 yıllık genel zaman aşımı süresine göre değerlendirme yapılması zorunludur....

          Davacı hakkında verilmiş takibin durdurulmasına dair herhangi bir tedbir kararı bulunmadığı, 07/01/2016- 19/02/2020 tarihleri arasında zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bono için geçerli olan 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde zaman aşımı süresi gerçekleştiğinden İİK'nın 169. maddesi kapsamında takibin durdurulmasına karar verilmesine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davalının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          Davalılar, davanın derdestlik ve zaman aşımı ve esastan reddini savunmuşlardır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkeme kararı, Dairemizin 22.11.2012 gün, 2012/12565 E., 2012/26302 K. sayılı ilamı ile onanmış, bu kez davalı ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Dava, halefiyete dayalı rücu davası olup zaman aşımı süresi B.K.'nun 125. maddesi uyarınca 10 yıldır. Rücu istemine konu ödeme tarihi, 17.08.1999 olup işbu dava tarihi ise 31.12.2009'dur. Yani 10 yıllık zaman aşımı süresi dolmuştur. Daha önce ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/171 E., 2009/462 K. sayılı dosyada davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Açılmamış sayılma kararı ile söz konusu davanın bütün hüküm ve sonuçları ile birlikte ortadan kalkacağının tabii bulunmasına göre, zaman aşımının kesilmesi de söz konusu olmayacaktır....

            Tahsil talepli belirsiz alacak davasında, dava tarihinde alacağın tamamı için zaman aşımı kesilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 157. maddesi uyarınca, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra zaman aşımı yeniden işlemeye başlar. Bu nedenle yargılama sırasında alacağın zaman aşımına uğradığından söz edilemeyeceğinden, davacının talep artırım dilekçesi üzerine ileri sürülen zaman aşımı definin de sonuca bir etkisi olmaz. Buna göre mahkemece fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışma ücreti alacakları yönünden ıslaha karşı zaman aşımı itirazı gözetilmeden karar verilmesinde bir hata olmadığı anlaşılmıştır. Diğer alacaklar bakımından ise zamanaşımının söz konusu olmadığı görülmüştür....

            Tahsil talepli belirsiz alacak davasında, dava tarihinde alacağın tamamı için zaman aşımı kesilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 157. maddesi uyarınca, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra zaman aşımı yeniden işlemeye başlar. Bu nedenle yargılama sırasında alacağın zaman aşımına uğradığından söz edilemeyeceğinden, davacının talep artırım dilekçesi üzerine ileri sürülen zaman aşımı definin de sonuca bir etkisi olmaz. Buna göre mahkemece fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışma ücreti alacakları yönünden ıslaha karşı zaman aşımı itirazı gözetilmeden karar verilmesinde bir hata olmadığı anlaşılmıştır. Diğer alacaklar bakımından ise zamanaşımının söz konusu olmadığı görülmüştür....

            DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak, davacının müvekkili idareden ihale yolu ile iş alan dava dışı işverenler nezdinde çalıştığını, davalı idare ile bu işverenler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının ihaleyi alan firma işçisi olduğunu, talep edilen alacaklardan sorumlu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece Mahkemesi tarafından kararda belirtilen gerekçelerle “ Davanın KABULÜNE ” karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur....

            UYAP Entegrasyonu