DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden; üç yıllık zaman aşımı süresinin geçirilmesinden sonra tebliğ edilen vergilere vaki itirazın reddine dair işlemin; Mahkemece, tahakkuk zaman aşımı süresi içerisinde zaman aşımını durduracak ceza davası açılmadığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Oysa; 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 197. maddesinin 2. fıkrasından farklı bir durumu düzenleyen 4. fıkrasının olay tarihindeki şekli uyarınca, vergi alacağının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zaman aşımının daha uzun bulunması halinde, ceza zaman aşımının uygulanması gerekmekte olup, ceza davasının, vergilerin tebligatı için öngörülen üç yıllık süre içerisinde açılması zorunlu değildir. Bu bakımdan; uyuşmazlığın, ilgililer hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasının sonucuna göre çözümlenmesi gerekirken, aksi yolda verilen kararda isabet görülmemiştir....
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın incelenmesinden; üç yıllık zaman aşımı süresinin geçirilmesinden sonra tebliğ edilen vergilere vaki itirazın reddine dair işlemin; Mahkemece, tahakkuk zaman aşımı süresi içerisinde zaman aşımını durduracak ceza davası açılmadığı gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır. Oysa; 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 197. maddesinin 2. fıkrasından farklı bir durumu düzenleyen 4. fıkrasının olay tarihindeki şekli uyarınca, vergi alacağının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zaman aşımının daha uzun bulunması halinde, ceza zaman aşımının uygulanması gerekmekte olup, ceza davasının, vergilerin tebligatı için öngörülen üç yıllık süre içerisinde açılması zorunlu değildir. Bu bakımdan; uyuşmazlığın, ilgililer hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasının sonucuna göre çözümlenmesi gerekirken, aksi yolda verilen kararda isabet görülmemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, MÖHUK 24 kapsamında ağırlıklı edimin ifa yerinin hukuku uygulanacağı Alman hukuku kapsamında, 1 yıllık zaman aşımı süresinin öngörüldüğü, TBK'nın 125 kapsamında 10 yıllık zaman aşımı süresinin davada uygulanamayacağı, taşıma sözleşmesi uyarınca Alman hukuku dahi uygulansa 1 yıllık zaman aşımı süresinin dava tarihi itibariyle geçtiği, borca katılma sözleşmesi çerçevesinde, Alman hukukundaki kabul edilen sonuçlar bakımından iflas mahkemesi nezdindeki kayda dayalı olarak, davacının alacak talebini dayandıramayacağı, T. şirketinin temerrüde düşmüş olması halinde dahi davalının temerrüdünden söz edilemeyeceği, BK'nın 154 kapsamında zaman aşımının kesilmesi ile igili Alman hukukuyla paralel hükümler değerlendirildiğinde zaman aşımı bakımından 1 yıllık sürenin kesilmesine ilişkin unsurlar da dikkate alındığında her halükarda bilirkişi raporlarıyla da belirlendiği üzere 1 yıllık yasal sürenin dolduğu, davalının zaman aşımı definin...
Uyuşmazlık uygulanması gerekli zaman aşımı süresinin ne olduğu ve zaman aşımı süresi içerisinde davanın açılıp açılmadığı noktasındadır. İşverenin iş kazalarından doğan tazminat sorumluluğu B.K.’nun 332. maddesi gereğince hizmet akdinden doğan işçiyi koruma ve gözetme yükümlülüğüne ve 1475 sayılı eski İş Kanunun 73. , 4857 sayılı yeni İş Kanunun 77. maddesinde öngörülen iş güvenliği ve işçi sağlığına ilişkin yükümlülüklerine aykırı davranmasından kaynaklanmaktadır. Sorumluluğun yasal dayanağı itibariyle işverene karşı dava açılan B.K.’nun 125 maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Somut olayda, zararlandırıcı sigorta olayının 23.01.2002 tarihinde meydana geldiği davanın ise 14.06.2011 tarihinde açıldığı ortadadır. Hal böyle olunca, B.K.’nun 125 maddesinde öngörülen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmasından önce davanın açıldığı ortadadır....
Davalı vekili; alacağın zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini dilemiştir. İcra takibine yönelik itiraz dilekçesinde de zaman aşımı defisinin ileri sürüldüğü görülmüştür. İlk derece mahkemesince; davanın, zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İddia konusu yapılan işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunun Madde 125'e göre; bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dava on senelik müruru zamana tabidir. Benzer düzenlemeye 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 146.maddesinde de yer verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunun 128.maddesi ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 149 maddesi) uyarınca; müruru zaman alacağın muaccel olduğu zamandan başlar, alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise müruru zaman bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan eder."...
Mahkemece, dava konusu alacak bakımından temerrüt tarihinin 11.05.2001 olduğu, bu tarihin üzerinden takip tarihi 03.10.2012'e kadar 11 yıl 4 ay 22 gün süre geçtiği, davacı vekilinin zaman aşımı süresinin 20 yıl olduğunu ileri sürdüğü, ancak dava konusu somut olayda uygulanması gereken zaman aşımı süresinin 10 yıl olduğu, davalıların zaman aşımı itirazlarının haklı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İcra takibi ve dava konusu edilen “tarımsal krediler ikraz sözleşmesi” 11.05.2000 tarihlidir. Sözleşmenin 6. maddesinde kullandırılan kredinin vadeli olduğu belirtilmişse de madde içeriğinden her hangi bir vade tarihi bulunmadığı görülmektedir. 6098 sayılı TBK'nun 149. Maddesinde (818 sayılı BK'nun 128.md. ) zaman aşımı süresinin alacağın muaccel olması ile işlemeye başlayacağı hükmünü içermektedir....
Eğer eylem, ceza kanunları uyarınca daha uzun zaman aşımı süresi bulunan cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş ise ceza zaman aşımı süresi uygulanır. Şu halde, davaya konu olayın 31/08/2005 tarihinde gerçekleştiği ve işbu davanın 14/10/2015 tarihinde açılmış olduğu dikkate alınarak yasada öngörülen ceza ve genel zaman aşımı süresi dolmuştur. Bu sebeple davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararı yukarıda açıklanan sebeplerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zaman aşımı süresinin 6 ay olduğunu, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı ikame edildiğini, iş dava türünde de zaman aşımı süresinin 1 yıl olup iş bu süre çekin 6 aylık zaman aşımı süresi geçtikten sonra hesap edileceğini, bu hali ile 06.12.2011 tarihinden hesap edildiğinde 06.06.2013' te sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava ikame etmek için zaman aşımının yaklaşık 7 yıl önce dolduğunu, takibin ikinci kez işlemsiz bırakıldığı 27.02.2015 tarihinden dahi zaman aşımı süresi hesaplanacak olursa; 27.08.2016 zaman aşımı süresinin dolduğu tarih olduğunu ve dava bu süresinin üzerine 3 yıldan daha fazla zaman geçtikten sonra ikame edildiğini, bu hali ile de alacağın zaman aşımına uğradığının açık olduğunu savunmuştur....
Maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zaman aşımı süresinin 6 ay olduğunu, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı ikame edildiğini, iş dava türünde de zaman aşımı süresinin 1 yıl olup iş bu süre çekin 6 aylık zaman aşımı süresi geçtikten sonra hesap edileceğini, bu hali ile 06.12.2011 tarihinden hesap edildiğinde 06.06.2013' te sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava ikame etmek için zaman aşımının yaklaşık 7 yıl önce dolduğunu, takibin ikinci kez işlemsiz bırakıldığı 27.02.2015 tarihinden dahi zaman aşımı süresi hesaplanacak olursa; 27.08.2016 zaman aşımı süresinin dolduğu tarih olduğunu ve dava bu süresinin üzerine 3 yıldan daha fazla zaman geçtikten sonra ikame edildiğini, bu hali ile de alacağın zaman aşımına uğradığının açık olduğunu savunmuştur....
Maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zaman aşımı süresinin 6 ay olduğunu, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı ikame edildiğini, iş dava türünde de zaman aşımı süresinin 1 yıl olup iş bu süre çekin 6 aylık zaman aşımı süresi geçtikten sonra hesap edileceğini, bu hali ile 06.12.2011 tarihinden hesap edildiğinde 06.06.2013' te sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava ikame etmek için zaman aşımının yaklaşık 7 yıl önce dolduğunu, takibin ikinci kez işlemsiz bırakıldığı 27.02.2015 tarihinden dahi zaman aşımı süresi hesaplanacak olursa; 27.08.2016 zaman aşımı süresinin dolduğu tarih olduğunu ve dava bu süresinin üzerine 3 yıldan daha fazla zaman geçtikten sonra ikame edildiğini, bu hali ile de alacağın zaman aşımına uğradığının açık olduğunu savunmuştur....