Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 33/2. maddesinde "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir". Ayrıca, borçlunun bakiye borç hesabına itirazı ilama aykırılık nedenine dayalı olup, HGK'nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere, başvuru bu hali ile de süreye tabi bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece borçlunun, itirazının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle süre aşımı nedeniyle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    nin itirazı Kadastro Komisyonunca kabul edilerek taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmiştir. Davacı Hazine, davalı yararına kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın veraset ilamlarındaki payları oranında davalı... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      nin eylemine uyan ve 5237 sayılı Kanunun 142/1-e, 31/2. maddelerinde düzenlenen hırsızlık suçunun cezasının üst sınırlarına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık zamanaşımının, hüküm tarihi ile inceleme tarihi arasında geçtiği ve bu sürede zamanışımını kesen işlem yapılmadığının anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanının temyiz itirazı ve tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 24/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        aşımı süresinin uygulanma imkanının bulunduğu, zararın öğrenilmesi halinde ise 10 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanamayacağı, bu hali ile dava konusu talep yönünden uygulanması gereken zaman aşımı süresinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109/2. maddesi uyarınca 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 2-e, 66/1-e maddeleri uyarınca ceza zaman aşımı süresi olan 8 yıl olduğu, davanın açıldığı 16/04/2015 tarihi itibari ile 8 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, anlaşıldığından davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay 4....

          e yönelik tehdit suçundan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan olup, temyiz yeteneğinin bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükme yönelik temyiz istemi CMK'nın 264. maddesi hükmüne göre itiraz niteliğinde kabul edilip bu konuda gerekli kararın mahallinde merciince verilmesi gerektiğinden diğer hükümlerle sınırlı yapılan incelemede gereği görüşüldü: Suça sürüklenen çocuk hakkında mağdure ...’a yönelik şantaj suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Oluşa uygun kabule göre olay tarihinde on beş-on sekiz yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği şantaj suçunun 5237 sayılı TCK'nın 107. maddesinde düzenlenip, ön görülen cezanın üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e, 66/2 maddeleri uyarınca 5 yıl 4 aylık asli dava zaman aşımı süresine tabi bulunduğu ve zaman aşımını son olarak kesen 10.09.2013 tarihli mahkumiyet...

            Davacının ıslah dilekçesi 16.02.2016 tarihinde davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekilinin ise süresi içinde 29.02.2016 tarihinde ıslaha karşı zaman aşımı itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında davalının süresi içerisinde yapıtığı zaman aşımı itirazı değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              İcra Müdürlüğü'nün 2012/13414 sayılı dosyası üzerinden çeke dayalı olarak başlatılan icra takibinin itirazı ile durduğunu, davalının itirazının kötü niyetli ve haksız olduğunu belirterek davalı borçlunun vaki itirazın iptalini ve alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibine konu çekin zaman aşımına uğradığını ve bu nedenle zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise; dava konusu çekin, davacıya değil, davacının sahibi olduğu ... isimli şirkete verildiğini,bu kapsamda avans olarak keşide edilerek sekiz adet çek verildiğini, müvekkili tarafından bahse çeklere karşılık yapılan ödemelerin bazen davacının şahsi hesabına, bazen de davaya ait şirket hesabına havale yolu ile ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                (TBK-147/5) 5 yıllık zaman aşımına tabidir. Davacının iddiası 22/08/2004- 28/02/2005 tarihlerine ilişkin olup, 28/02/2010 tarihi itibariyle alacak zaman aşımına uğramıştır. Mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin ticari komisyonculuk olduğu belirtilerek zaman aşımı itirazı reddedilmiş ise de 818 sy. BK 449.maddesinde ticari mümessil ve 6762 sy. TTK 100.maddesinde ticari simsarlık düzenlenmiş, ticari komisyonculuk düzenlenmemiştir. Taraflar arasındaki ilişki ticari temsilcilik veya ticari simsarlık ilişkisi değildir. Mahkemenin bu husustaki nitelemesi hatalı olup, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece davanın reddi kararı doğru ise de gerekçesi hatalıdır. Açıklanan gerekçeler ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak gerekçesi değiştirilmek suretiyle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 855. maddesinde, taşıma ilişkisinden doğan alacakların bir yıllık zaman aşımına tabi tutulduğu, dava konusu alacağa ilişkin faturaların 10/10/2019 - 27/11/2019 tarihli olup, davacı tarafça taşıma hizmetinin en geç bu tarihte verildiği, icra takibinin 21/05/2021 tarihinde, Türk Ticaret Kanununun 855. maddesinde belirtilen 1 yıllık zaman aşımı süresinin geçmesinden sonra başlatıldığı gerekçesiyle davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir....

                  Mahkememizce ilk celsede ihtilaf belirlenmiş, zaman aşımı itirazı öncelikle ele alınmış olup; zaman aşımı defiyle ilgili iddia edilen revize sözleşme istenmiş, ikinci celsede taraflar arasındaki ---- yazılı sözleşmeyle düzeltildiği, revize edildiği; bu tarihe göre dahi eser sözleşmelerindeki ---- yıllık zaman aşımının icra takibine kadar dolmadığı nazara alınarak davalının zaman aşımı defi reddedilmiş; davanın esasına girilmiştir. Davacının, davalı aleyhine ----işlemiş faiz üzerinden icra takibinde bulunduğu, davalının takibe borcum yoktur şeklinde itiraz ettiği, süresinde yapılan itirazla takibin durduğu ve iş bu davanında bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı belirlenmiştir. İş bedelinin ---- olduğu sabit olup, bunun büyük kısmının ödendiği, geriye icra takibine konan ----kaldığı, bu kısmın ödenmediği de ihtilafsızdır. Davalı taraf, davacının üstlendiği edimlerini eksik yerine getirdiğini, bu sebeple kalan kısmı ödemediğini savunmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu