Mahkememizce öncelikle tarafların zaman aşımı itirazı ele alınmıştır. TBK 147/6 maddesi gereğince " yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında; eser sözleşmesinden doğan alacakların " ---- yıllık zaman aşımına tabi olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla, davacımızın talep ettiği gecikme cezasından kaynaklanan alacağı da---yıllık zaman aşımına tabidir. Söz konusu zaman aşımının başlangıcı inşaatın teslim tarihidir. Davacı taraf, dava dilekçesinde bu tarihin ---- olduğu ve bu tarihten itibaren cezai şartın hesaplanması gerektiğini bildirmiştir. Hal böyle olunca, davacı tarafın talebi için dava zaman aşımı ---- tarihinde dolmuştur. Oysa icra takibi ----- tarihinde yapılmıştır. İcra takibine kadar zaman aşımı dolmuştur....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu bononun düzenleme tarihinin 24/08/2004 olduğunu, sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle borcun doğduğunu ve muaccel hale geldiğini, takip tarihinde 10 yıllık zaman aşımı süresinin B.K.'nın 146. maddesi uyarınca dolduğunu, mahkemesinin zaman aşımı süresinin vade tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 169/maddesi uyarınca açılmış kambiyo takibinde zaman aşımı itirazıdır....
Somut olayda gelinen aşama, davalı yanın süresinde ileri sürdüğü zaman aşımı itirazı gözetilerek davacı vekilinin HMK'nun 389 vd. maddeleri kapsamında koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin esas hakkında kurulan hükme yönelik istinaf itirazlarına gelindiğinde; mahkemece 09/12/2021 tarihli celsede davacı ve davalılar vekillerinin katılımı ile duruşma yapılarak uyuşmazlık tespit edildikten sonra davalılar vekilinin zaman aşımı itirazı değerlendirilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı yanın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinden söz edilemeyecektir. Davacı ile davalı ... şirketi arasında akdedilen 14/11/2012 tarihli ikale sözleşmesi başlıklı sözleşme, davalı ... şirketinin diğer davalı şirkette sahip olduğu hisselerini davacıya devir vaadini içermektedir. Anılan sözleşme adi yazılı şekilde yapılmıştır....
İl Özel İdaresine ait peynir fabrikasının camını kırarak atılı suçu işleyen sanık hakkında, zaman aşımı içerisinde mala zarar verme eylemi ile ilgili yerinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; sanık ... savunmanının temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 03.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine konu bedelin zaman aşımına uğramadığını, verilen kararın haksız olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun olarak gönderildiğini, takibin kesinleştiğini, borca itiraz edilmediğini, davacı tarafın müvekkili ile anlaşmada bulunarak zaman aşımı define dayanmaktan feragat ettiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık HÜKÜM : Kamu davasının düşürülmesi Gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle duran dava zamana aşımı süresi de dikkate alındığında, sanık hakkında açılan kamu davasının dava zaman aşımı süresinin hüküm tarihi itibariyle dolmadığı dikkate alınmadan Dairemizin 22.06.2021 tarihli ve 2021/3086 Esas, 2021/16540 Karar sayılı bozma ilamında belirtilen eksik hususlar giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde koşulları oluşmamasına rağmen sanık hakkında dava zaman aşımının gerçekleştiği gerekçesiyle düşme kararı verilmesi, Yasaya aykırı ise de; sanığa yüklenen 6136 sayılı suçun yasa maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dönemdeki durma süresi de belirtilen olağanüstü...
TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı 5327 sayılı TCK'nin 87/3. maddesi uyarınca "kasten yaralama" suçu için öngörülen cezanın türü, üst haddine göre ve 5560 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik de dikkate alınarak, zaman aşımında lehe kanun prensibi geçerli olduğundan TCK'nin 66/1-e, 67/3-4. maddelerinde "8 yıllık olağan zaman aşımı süresi" ve "12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi"nin öngörülmüş olduğu, yapılan temyiz incelemesinde sanık hakkında zaman aşımını son kesen işlem olan hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet kararının verildiği 12/04/2016 tarihi ile temyize konu hüküm tarihi arasında "8 yıllık olağan zaman aşımı" süresinin dolmadığı bu haliyle mahkemece verilen düşme kararının yerinde olmadığı ancak; 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinin son cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra denetim süresi içerisinde dava zaman aşımının durduğu gözetilerek, hükmün...
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; ... tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacını yaralandığından bahisle cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemli eldeki dava açılmışsa da; davalı vekili tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunulmuş olup, olayda uygulanması gereken zaman aşımı hükümlerinin 2918 sayılı KTK 109/2 maddesinde ön görülen ceza zaman aşımı süresine tabi olduğu, kaza tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK' nın 102/4 maddesine göre de; ceza zaman aşımı süresinin olayda bir kişinin yaralanması nedeniyle 5 yıllık süreye tabi olduğu, zaman aşımının süresinin başlangıcının da TCK nın 103 maddesi uyarınca kaza tarihi olup, zaman aşımını kesen sebepler de değerlendirildiğinde ödeme yapılan en son ...tarihinden itibaren dava tarihi .. tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduğundan zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; itiraz ve savunmalarının mahkemece dikkate alınmadığını, husumet ve zaman aşımı itirazları bulunduğunu, davalı Bakanlığın ihale makamı olduğunu, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, davacı tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve UBGT ücreti alacağı bulunmadığını, talep edilen alacaklardan dolayı davalı Bakanlığın sorumluluğunun bulunmadığını beyanla mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; feshe, kıdem ve ihbar tazminatına, davalının talep edilen alacaklardan dolayı sorumlu olup olmadığına, husumet itirazı ve zaman aşımı def’inin mahkemece değerlendirilip değirlendirilmediğine, davacı tanık beyanlarına, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve UBGT ücretine ilişkindir....
Davalı, 20.5.2002 tarihi itibariyle davacıya ödeme yaptığını, yasada öngörülen zaman aşımı süresinin fazlasıyla geçtiğini, savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalının, davacının vekili olduğu ve davacı adına belediye tarafından verilen 43.849.890.000 Tl. ödeme çekinin 21.5.2002 tarihinde davalı tarafından alındığı tarafların kabulündedir. Davalının zaman aşımı itirazı, mahkemece davalının davacıya tahsil etti paradan ödeme yaptığı 20.5.2002 tarihinde davacının tahsilatı öğrendi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 40. maddesi gereğince 1 yıllık zaman aşımının süresi geçtikten sonra dava açıldığından, bilirkişi raporu da esas alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....