Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 5237 sayılı CMK’nın 231/8. maddesinin “Denetim süresi içerisinde dava zaman aşımı durur.” biçimindeki âmir hükmü ve yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen istikrarlı içtihatları uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihten, denetim süresi içerisinde kasten işlenen (bu suçtan dolayı verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi kaydıyla) suçun işlendiği tarihe kadar dava zaman aşımı süresi durur. Öte yandan TCK’nın 67/2-d maddesinin amir hükmü uyarınca, mahkumiyet hükmünün verilmesi dava zaman aşımı süresini kesen sebeplerdendir. Bu tarihten sonra dava zaman aşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Mahkûmiyet hükmünün sonradan kanun yolu denetimi esnasında her hangi bir nedenle bozulması, kesme sonucunu ortadan kaldırmaz....

    Dolayısıyla öğrenmenin daha sonra başladığı ve Eskişehir İcra Müdürlüğündeki takibin zaman aşımını kestiği kabul edilse dahi takibin iptali ile bu etki sona ermiştir. Davacı bu takip sonrasında alacağını davamıza konu Sakarya .... İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı dosyasında 09/02/2022 tarihinde tekrar talep etmiştir. Davacının sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak talebi açısından 02/03/2011 tarihinde iki yıllık zaman aşımı süresi dolmuş, 02/03/2009 tarihinden itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresi içinde de zaman aşımını kesen başkaca bir işlem bulunmadığından 10 yıllık zaman aşımı süresi dahi 02/03/2019 tarihi itibariyle tamamlanmıştır. Açıklanan gerekçelerle davalının süresinde yaptığı zaman aşımı defi nazara alınarak davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir. Kötü niyet tazminat koşulları ise somut olayda gerçekleşmemiştir. Zira zaman aşımına uğramış borcun talep edilmesinde ve defi ileri sürülmemesi halinde tahsilinde bir engel bulunmamaktadır....

      Aynı gayeyle yapılan başka istemler için zaman süresi ertelenemez hükmü bulunmaktadır. 06/12/2022 tarihli bilirkişi raporu, dosya kapsamandan ağır kusurun varlığına ait bir emare bulunmadığından (trafik kazasındaki ağır kusur veya tam kusur, CMR Konvansiyonundaki ağrı kusura karşılık gelmemektedir.)----- zamanaşımı süresi bir yıl olarak kabul edilmekle, hasarın meydana geldiği tarih ------- olduğu davadışı ----içerisinde temlik almış ve davacıya rücu ettiği davacı tarafın ----- tarihinde ödeme yapmasıyla bir yıllık zaman aşımı süresi başladığı CMR Konvansiyonu 32/1-c’de ‘-----başladığı gün bu döneme dahil edilmeyecektir’ hükmü ile davacının rücu için zaman aşımı---- tarihinde sona ereceği Davacı zaman aşımının dolmasına 1 gün kala, CMR Konvansiyonu Madde 39/4’e göre rücu talebinde bulunamayacağı davalı---------- aleyhine takip başlatmakla zaman aşımı kesildiği Davalının --- tarihinde itirazı ile bir yıllık zaman aşımı süresi yeniden başladığı (zaman aşımını kesen işlem sonrası bir...

        Davalı cevap dilekçesinde davanın zaman aşımına uğradığı için zaman aşımı itirazında bulunduğunu, kusur ve maluliyet raporu alınması gerektiğini, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı için bunların istenemeyeceğini, hatır taşıması olduğu için indirim gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren istenebileceğini, davanın reddini talep etmiştir. Dava 10/03/2017 tarihinde açılmıştır. Kaza tarihi ise 14/06/2010 tarihidir. Dolayısıyla 8 yıllık ceza zaman aşımı süresi dolmadan dava açılmıştır. Davacı olaya ilişkin ... CBS'nin ... soruşturma nolu dosyasında 14/06/2010 tarihli karakol beyanında şikayetçi olmamış ise de soruşturmanın taksirle yaralama soruşturması olduğu ve 8 yıllık dava zaman aşımına tabi olduğu dolayısıyla iş bu tazminat davasının da ceza soruşturmasından dolayı uzamış zaman aşımına tabi olduğu, 8 yıllık uzamış zaman aşımı dolmadan dava açıldığı anlaşılmakla zaman aşımı itirazı kabul edilmemiştir....

          Burada ---- tavan zaman aşımı süresi ile sınırlı olup, zarar veren eylemin işlenmesinden itibaren ---geçtikten sonra zarar ve zarar veren kişi öğrenilmiş olsa bile tazminat istemi zaman aşımı defi ile karşılaştığında red edilir....

            Mahkememizce öncelikle tarafların zaman aşımı itirazı ele alınmıştır. TBK 147/6 maddesi gereğince " yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında; eser sözleşmesinden doğan alacakların " ---- yıllık zaman aşımına tabi olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla, davacımızın talep ettiği gecikme cezasından kaynaklanan alacağı da---yıllık zaman aşımına tabidir. Söz konusu zaman aşımının başlangıcı inşaatın teslim tarihidir. Davacı taraf, dava dilekçesinde bu tarihin ---- olduğu ve bu tarihten itibaren cezai şartın hesaplanması gerektiğini bildirmiştir. Hal böyle olunca, davacı tarafın talebi için dava zaman aşımı ---- tarihinde dolmuştur. Oysa icra takibi ----- tarihinde yapılmıştır. İcra takibine kadar zaman aşımı dolmuştur....

              İzah edilen nedenlerle; davalı vekilinin istinaf talebinin -ıslah zaman aşımı yönünden- kısmen kabulü ile mahkeme kararı kaldırılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu bononun düzenleme tarihinin 24/08/2004 olduğunu, sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle borcun doğduğunu ve muaccel hale geldiğini, takip tarihinde 10 yıllık zaman aşımı süresinin B.K.'nın 146. maddesi uyarınca dolduğunu, mahkemesinin zaman aşımı süresinin vade tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 169/maddesi uyarınca açılmış kambiyo takibinde zaman aşımı itirazıdır....

              İl Özel İdaresine ait peynir fabrikasının camını kırarak atılı suçu işleyen sanık hakkında, zaman aşımı içerisinde mala zarar verme eylemi ile ilgili yerinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; sanık ... savunmanının temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 03.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı 5327 sayılı TCK'nin 87/3. maddesi uyarınca "kasten yaralama" suçu için öngörülen cezanın türü, üst haddine göre ve 5560 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik de dikkate alınarak, zaman aşımında lehe kanun prensibi geçerli olduğundan TCK'nin 66/1-e, 67/3-4. maddelerinde "8 yıllık olağan zaman aşımı süresi" ve "12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi"nin öngörülmüş olduğu, yapılan temyiz incelemesinde sanık hakkında zaman aşımını son kesen işlem olan hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet kararının verildiği 12/04/2016 tarihi ile temyize konu hüküm tarihi arasında "8 yıllık olağan zaman aşımı" süresinin dolmadığı bu haliyle mahkemece verilen düşme kararının yerinde olmadığı ancak; 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinin son cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra denetim süresi içerisinde dava zaman aşımının durduğu gözetilerek, hükmün...

                  UYAP Entegrasyonu