Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının adi yazılı belge niteliğinde olan senetle alacağını ispatladığı, zaman aşımı süresinin 10 yıl olması nedeniyle zaman aşımının dolmadığı ve davalının ödemeyi ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verildiği ve icra inkar tazminatına hükmedildiği görülmüştür....
Takip ehliyeti, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan, her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İcra müdürü ve icra mahkemesi, bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden (re'sen) gözetmelidir. Borçlunun hakkında yapılan takipte pasif takip ehliyeti bulunmadığı yönündeki başvurusu şikayet niteliğinde olup, genel haciz yoluyla takipte borçlunun, icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak, takip ehliyeti yokluğu nedeniyle takibin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Bir başka anlatımla, borçlunun özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır. Somut olayda borçlu tarafından ileri sürülen husus kefaletin şekil şartlarına ilişkin olup, bu husus açılacak olan itirazın iptali davasında değerlendirilecektir....
Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borca ve zaman aşımına itiraz ile kambiyo vasfına yönelik İİK madde 170/a kapsamında şikayet üzerine yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile ödeme emrindeki faiz oranın %2,25 olarak düzeltilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, yasal şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu ve alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; her iki tarafın istinaf başvurularının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlunun itirazının kısmen kabulüne, takipten sonra talep edilen faiz bakımından asıl alacağa 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca Euro cinsinden bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanacak şekilde ödeme emrinin düzeltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Somut olayda mahkemece 15.03.2012 tarih ve 2011/119 – 2012/290 sayılı kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizce 06.12.2012 tarih ve 2012/31723 – 41771 sayılı kararı ile BOZULMASI üzerine mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek davalının zaman aşımı def'inin değerlendirilerek bozma gereği yerine getirilmiş ve yeniden yapılan yargılamada zaman aşımı savunmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 17.12.2013 tarih ve 2013/25925 – 22568 sayılı kararı ile zaman aşımı savunmasına itibar edilmeyerek bozma kararına kısmen eylemli olarak direnildiği gerekçesiyle dosya Dairemize gönderilmiştir. Ancak bozma kararında "zamanaşımı itirazının değerlendirilmesine" işaret edilmiş, kesin bir bozma yapılmamış, mahkemece zaman aşımı itirazı değerlendirilerek alacağın hüküm altına alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda eylemli de olsa direnme kararından söz edilemez....
Borçlu davalı şirket elektrik saati bağlatmış ve aylık fatura tüketim bedellerini ödememiştir. 06.08.2021 tarihli itirazda hiçbir gerekçe göstermeden Müvekkile hiçbir borcunun olmadığı iddiasinda bulunarak borca, faize, yetkiye (mts dosyalarında yetkiye itiraz edilmesinin -borca itiraz. ile birlikte- bir hükmü yoktur zira borca itiraz da mevcut olduğundan dosya alacaklılar tarafından kabul edilse dahi yetkili olduğu iddia edilen yerlere gönderilememektedir.) ve diğer tüm fer'ilere itiraz etmiştir. Davalı ile Müvekkil arasında aboneliğe ilişkin imzalanmış sözleşme mevcuttur. Açıklanan tüm nedenler ve toplanacak deliller, borçlunun itirazıın yerinde olmadığını gösterecektir. Bu sebeple borçlunun yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, asıl Alacağın %20'sinden az olmamak kaydı ile davalının icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davalının ... 2. İcra Dairesi... E....
İcra Müdürlüğünün 2015/19618 Esas sayılı dosyasında davalılar aleyhine takip başlattığı, bu dosyada davalı Lütfi'nin borca, davalı Necmettin'in borca ve yetkiye itiraz ettiği, bunun üzerine takip dosyasının gönderildiği Çaldıran İcra Müdürlüğünün 2016/81 E sayılı dosyasında davalıların borca yeniden itiraz ettikleri, mahkemece davalı Necmettin yönünden davanın kabulüne, davalı Lütfi yönünden davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Van 1. İcra Müdürlüğünde açılan takibin, borçlulardan birinin yetkiye ve borca itirazı üzerine icra dairesinin sehven iki borçlu yönünden de takip dosyasını Çaldıran İcra Dairesine gönderildiğini, ancak davalı Lütfi'nin Çaldıran İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyip yalnız borca itiraz ettiğinden bu borçlu yönünden usulden ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. İtirazın iptali davasının ön şartı, geçerli bir takibin bulunmasıdır. Davaya konu icra takibi Van 1....
Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır" hükmü gereğince kanuna muhalif işlemlerden dolayı öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde şikayette bulunması gerektiği, TK 32. maddesi: "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır." hükmü gereğince davacı vekilinin icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde ödeme emri ve takipten 11.04.2018 tarihinden haberdar oldukları, mahkememize 20.04.2018 tarihli şikayet başvurusunun İİK 16/1. maddesi gereğince 7 günlük şikayet süresinin geçtikten sonra yapıldığı anlaşıldığından şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, tensip ara kararı ile verilen tedbir kararının kaldırılmasına, usulsüz tebliğ nedeniyle süresinde yapılan şikayet olmadığından davacının hacizlerin iptal edilmesi ve mevcut hacizlerin kaldırılması talebinin reddine, davalı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin dava konusunun usulsüz tebligat ve hacizlere yönelik şikayet olması nedeniyle" şeklindeki gerekçe...
İTİRAZ VE ŞİKAYET Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; komşuya haber verilmeden, kapıya bildirim asılmadan doğrudan muhtara yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, tebliğden 14.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, alacaklıya borcu olmadığını, senetteki imzaya, borca, faize, faiz oranına, tüm ferilerine, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini belirterek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek süresinde açılmayan davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini ve borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. III....
Somut olayda, şikayet eden tarafından ibraz edilen 07/08/2019 tarihli borca itiraz dilekçesinin ekinde yer alan vekaletname, Almanya'da noter tarafından onaylanmak suretiyle tanzim edilmiş ve ekinde apostil veya Türk makamlarınca yapılan bir tasdik olmadığından usulüne uygun bulunmamakla icra müdürlüğü tarafından 08/08/2019 tarihli tensip kararıyla söz konusu eksikliğin giderilmesi için şikayet eden vekiline 7 günlük kesin süre verilmiş, buna dair 10/09/2019 tarihinde şikayet eden vekiline tebliğ edilmiş, verilen kesin süre içerisinde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir vekaletname ibraz edilmediğinden itiraz geçersiz sayılarak borçlu hakkında yapılan takibin kesinleştiğinden bahisle haciz işlemlerine devam olunmuştur....
karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın zaman aşımı nedeni ile reddine yönelik verilen kararın yerinde değildir....