İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Davacı açtığı dava ile Usulsüz Tebligat, Yetkiye ve Borca İtiraz ile takipten önce zaman aşımı iddialarını öne sürmüştür. Bakırköy 14. İcra Müdürlüğünün 2018/1672 E. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının 21.07.2020 tarihinde bizzat icra dairesine başvurarak takip dosyasında örnek aldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere usulsüz tebligat iddiasının öğrenilmesinden itibaren yasal yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde öne sürülmesi gerekmekte olup, 12.08.2020 tarihinde açılan işbu davanın yasal yedi günlük hak düşürücü süreden sonra olduğu anlaşılmakla usulsüz tebligat iddiasının süre yönünden reddine " dair karar verildiği görülmüştür....
Davacının anlaşmazlığı sürdürme iradesinin mevcut olduğu anlaşıldığından, ödeme emri tebliğ edilemese bile davalının itirazı geçerlidir. Kaldı ki, davalının takipte vekille temsil edilmesi nedeniyle ödeme emrinin davalı vekiline tebliğ edilmesi gerekir ise de, takibin öğrenilmesi üzerine davalı vekilinin borca itiraz etmesi karşısında, davalı vekiline ödeme emrinin tebliğinin istenilmesinde hukuki yarar yoktur. Takibin durdurulmasına ilişkin icra memur işleminin davacı tarafça şikayet konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının yasal süresi içinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşıldığından, şikayete konu icra memur işleminde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....
İİK'nın 50/2. ve 169/a-1. maddeleri uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun yetki itirazı ile birlikte diğer itiraz ve şikayetlerde bulunması halinde öncelikle yetki itirazının değerlendirilip karara bağlanacağı açıktır. İlk derece mahkemesince de öncelikle davacının yetki itirazı incelenip, kabul edilerek takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verildiğinden, davacının diğer itiraz ve şikayetleri hakkında bir karar verilmemesi yerindedir. Alacaklının süresinde gönderme talebinde bulunması halinde yetkili icra dairesince borçlu hakkında yeniden ödeme emri düzenlenip tebliği gerekeceğinden yeniden borca ve senet vasfına yönelik itiraz ve şikayet hakkı doğacağı tabidir. Açıklanan nedenlerle; istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatı gözetilerek yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca yetki itirazı, borca itiraz ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda, davacı borçlu şikayet konusu işlemi 10/09/2021 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve mahkemece düzeltilmesine karar verilen ödeme emri tebliğ tarihine göre, yetki itirazı yasal süresindedir. HMK'nın 355. maddesinde "inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir" düzenlemesine yer verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan borca itiraz davasına ilişkindir....
alacağını ispat amaçlı mahkemeye sunduğu delil olan çekin 30/12/2010 tarihli olup icra takibininin başlatıldığı tarihin ise 19/10/2020 olduğunu, tarihlere bakıldığında borcu kanıtlayacak olan belgenin henüz 10 yıllık zaman aşımı süresi dolmadan bu takibin başlatıldığını, herhangi bir zaman aşımı dolma ihtimalinin bulunmadığını, mevcut olan borca dayalı yapılan icra takibinin yasal olduğunu, davalı tarafın itirazında imzaya yönelik bir itirazda bulunulmadığından dolayı delil olarak sunulan bu çekin imzası ikrar edilmiş senet niteliğinde İİK'nın 68. maddesinde belirtilen belgelerden birisi olduğunu, % 20 kötüniyet tazminatına karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak talep gibi karar verilmesini istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki borca ve yetkiye itiraz ile şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince, isteminin reddine karar verilmiştir. Kararın muteriz borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı muteriz borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. İTİRAZ VE ŞİKAYET Borçlu icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; takip dayanağı senedin alacaklının kız kardeşi ile borçlunun evlenmesi halinde ev alınacağı sözünü teminen verildiğini, ancak evlenme gerçekleşmeden senedin takibe konulduğunu, alacaklıya borcu bulunmadığını, senette yer alan " Ödeme günü, nakten ve ......
Borçlunun itfa itirazına dayanak yaptığı ibranamede bir tarih bulunmamakla birlikte, itiraz dilekçesi içeriğine göre yapıldığı iddia edilen ödeme takipten önce olup, takibin kesinleşmesinden önce borcun itfa edildiğine yönelik itiraz İİK. nun 168/5. maddesi kapsamında olup, bu maddeye göre itirazın beş günlük süre içinde yapılması gerekir. Ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü de iddia edilmediğinden mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddi yerine işin esasının incelenerek, takibin durmasına karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davalı/alacaklı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: İstek, kambiyo senedine dayalı takipte borca itiraza ilişkindir....
Davalı ... icra takibinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Diğer davalılar icra takibinde borca itiraz etmişler; davaya verdikleri cevapta ise zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılardan birinin yerleşim yerinde de kıyas yoluyla icra takibi yapılabileceği ancak, hiç bir icra takip borçlusunun yerleşim yeri Konya olmadığı, dolayısıyla ...'nın icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazının doğru olduğu; yine diğer davalılar yönünden de, suç tarihi olan 2001 yılı mayıs ayı ile icra takip tarihi olan 10/12/2013 tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında zaman aşımı süresi dolduğundan, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davalı-borçluların haksız fiillerinden kaynaklanan zarar nedeniyle icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. İcra takip tarihi olan 10/12/2013 tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK yürürlüktedir....
Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder" hükmü yer almaktadır.Somut olayda, borçlu vekili İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğini taşıyan nedenlere dayalı olarak da icra mahkemesine başvurduğuna göre, bu konudaki itirazın incelenmesi aynı Kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılmalıdır....