WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin müvekkili aleyhinde vermiş olduğu kısa kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tavşanlı İcra Müdürlüğü tarafından davacıya 11.08.2011 tarihli ödeme emrinin gönderildiğini, ilgili ödeme emrinin 24.08.2011 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiğini, davacının tebliğ almış olduğu icra ödeme emrine karşı herhangi bir itirazda bulunmadığını ve takibin kesinleştiğini, hal böyle olunca kesinleşen bir icra takibine karşı zaman aşımı itirazında bulunulamayacağını, süresi dışında yapılan imzaya, borca ve faize itirazın reddinin gerektiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, takibin kesinleştiğini, borca dair herhangi bir itirazın bulunmadığını, borçlu olmadığı yönünde de herhangi bir dava açmadığını, davacının kötü niyetli olarak hareket ettiğini, borcun herhangi bir zamanaşımına uğramasının söz konusu olmadığını, icra takibinin zamanaşımı dolmadan açıldığını, bu sebepten dolayı alacağın zamanaşımına uğradığından...

Yapılan incelenmesinde özetle; alacaklının ...Akdeniz Elektrik A.Ş., borçlunun ...olduğu, 1.839,48 TL üzerinden takibe geçildiği, davalının yapılan takibe itiraz etmesi üzerine takibin geçici olarak durduğu görülmüştür Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan takibe itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali davasıdır. Öncelikle usuli yönden değerlendirme yapılmış, alacak niteliği itibari ile zaman aşımına uğramış bir borca ilişkin olsa da davacı yanca zaman aşımı def'i ileri sürülmediğinden bu husus değerlendirilmeyerek yargılamaya esas yönünden devam edilmiştir. Her ne kadar davacı yanca davalının abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağı olduğu belirtilmiş ise de, verilen kesin süre içerisinde alacağa ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır. Davacı ön inceleme duruşmasında başkaca sunacağı bir delil olmadığını da beyan etmiştir....

    söyleyerek zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını istemiştir....

    Davacı alacaklı tarafça davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili istemli olarak başlatılan ilamsız icra takibinde, davalı borçlunun süresinde zaman aşımı ve borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davalı borçlunun kira akdine veya şartlarına yönelik herhangi bir itirazı bulunmayıp, borca yönelik itirazını ancak İİK'nun 269/c maddesindeki yazılı belgelerden biri ile ispatlayabileceği aşikardır. Takibe konu kira alacakları, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi gereğince 5 yıllık zamanaşımına tabidir....

    Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibin kesinleşmesinden sonra borçlu, zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemiyle icra mahkemesine başvurmuş mahkemece; istem süreden reddedilmiştir. Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet, İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince bir süreye tabi olmayıp, iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2022 NUMARASI : 2022/256 ESAS, 2022/330 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Taraflar arasında görülen borca itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....

    Ayrıca, borçlunun bakiye borç hesabına itirazı ilama aykırılık nedenine dayalı olup, HGK'nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere, başvuru bu hali ile de süreye tabi bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece borçlunun, itirazının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle süre aşımı nedeniyle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu durumda, borçlunun 03.01.2020 tarihinde mahkememize yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmakla; şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ayrıca ilamsız icra takiplerinde borca ve yetkiye itiraz icra müdürlüğüne yapılacağından mahkememize yapılan itirazlar hüküm ifade etmez." gerekçesiyle "Davacının tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, icra takibinin ilamsız olması nedeniyle borçlu davacının borca, imzaya ve yetkiye itirazlarının reddine" şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Erzurum 1....

      Suç tarihinin temadiyi kesen 18.07.2007 azil tarihi olduğu gözetilerek yapılan incelemede, sanığa yüklenen görevi kötüye kullanma suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla dava zaman aşımı süresinin 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olduğu, aynı Kanunun 67/4. maddesi uyarınca olağanüstü zaman aşımının ise 12 yıl olacağı, suç tarihi olan 18.07.2007 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında durma süresi de nazara alındığında 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin geçmiş bulunduğu, zaman aşımını kesen başkaca bir sebebin de bulunmadığı anlaşıldığından diğer yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 04.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, davacı - borçluya ödeme emrinin 20/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı - borçlunun vekili aracılığıyla 28/10/2022 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunularak borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, bu durumda davacı - borçlunun takipten ve tebligattan en geç 28/10/2022 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Sonuç olarak takipten ve tebligattan haberdar olunduğu 28/10/2022 tarihi itibariyle ve bu öğrenme tarihine göre 22/02/2023 tarihinde açılan davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre geçtikten sonra olduğu sabittir. Bu durumda ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir ki mahkeme kararı da bu doğrultudadır....

        UYAP Entegrasyonu