Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ne verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 11.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davacı, banka tarafından adına yapılan ek ödemeyi ilk talep tarihinden itibaren derhal geri ödeyeceğini, aksi halde ödeme tarihine kadar geçecek süre için temerrüt faizi ile sorumlu olacağını kabul etmiş bulunmaktadır. Şu durumda mahkemece; öncelikle davalı bankanın alacağını davacıdan talep ettiği tarih ile ilgili bir araştırma yapılarak temerrüt tarihinin açıklığa kavuşturulması, sonrasında ise davacının ödemekle sorumlu bulunduğu faiz miktarının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi ve ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken; hâkime ait olan sözleşmenin yorumlanmasına ilişkin yetkinin (BK. md/18) bilirkişiye devredilmesi ve bunun sonucunda yanılgılı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporu esas alınarak istemin tümüyle reddi, usul ve yasaya aykırıdır....
Şti. için dosyanın yenilenmesinin talep edildiğini, Rukiye için yenileme talebinde bulunulmadığını, yenileme talebi olsa bile yenileme işleminin zaman aşımını kesen işlemlerden olmadığını belirterek, müvekkilleri T2 ve T1 için zaman aşımı gerçekleştiğinden müvekkilleri aleyhine başlatılan icranın geri bırakılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, takibe dayanak belge, kambiyo senedi niteliğini haiz çekler olmakla ibraz süreleri 10/10/2006,26/01/2007 ve 29/11/2006 tarihinden bitiş olup zaman aşımı süreleri bu tarihten sonra başlamış olacağından 6762 sayılı TTK.'nun 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanun'un 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz sürelerinin dolması nedeniyle 6 aylık zaman aşımı süresine tabi oldukları ve davalı tarafından takip kesinleştiği tarih olan 16/04/2007 tarihinden sonra 19/06/2008 tarihinde sonra 6 aylık zaman aşımı süresi geçtikten sonra davalı alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulduğu görülmekle davacının davasının kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar vermek gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle takip konusu çeklerin takipten sonra zamanaşımı sürelerinin dolduğu görülmekle İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA karar verilmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin 2006 yılı Ocak ayı aidat ödemesinin yapılmadığını öğrenmesi üzerine ödeme yaptığını ve makbuz aldığını, kendisinin 214,96 TL borcu olduğunun bildirilmesi üzerine itirazi kayıt ile ödemeyi yaptığını, bu ödemenin 2006 yılı Ocak ayı aidatına işletilen faiz olduğunu öğrendiklerini, kooperatifin bildirim yapmaması nedeniyle kusurlu olduğunu, faiz miktarının fahiş olduğunu, daha sonra müvekkiline 4.184,51 TL borç bildirildiğini ve bunu da itirazi kayıt ile ödediğini, 24.09.2008 tarihli mektup ile de borcun 4.369,10 TL olduğunun bildirildiğini, davacının borçlu olmadığını aksine alacaklı bulunduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile 4.184,51 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere ve temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin tüm ve davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, davacının SYZ ödemeleri nedeniyle davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile itirazi kayıt ile ödediği miktarın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının davalı kuruma 192.812,84 TL borçlu olmadığının tespitine, iş bu miktarın ödeme tarihi olan 22/06/2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. 6100 sayılı H.M.K.'nın 26/1. maddesinde hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği yazılıdır....
TEHDİT VE HAKARETDENEME SÜRESİ İÇİNDE SUÇ İŞLENMESİHÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARININ KALDIRILMASITÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 106TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 125TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 62TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 52CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 231 "İçtihat Metni"Tehdit ve hakaret suçlarından sanık M.. K..'...
Hukuk Dairesi, sözleşmenin tek suret olması ve sözleşme aslının davalı tarafça muhafaza ediliyor olması nedeniyle davalının itirazi kayıt niteliğindeki bu çıkıntıya onay verdiği gerekçesiyle mahkememizin kararını bozmuştur. Yüce Daire, davacının el yazısıyla sözleşmenin altına yazdığı ibarenin itirazi kayıt niteliğinde olduğunu, davalının sözleşmeyi bu itirazi kayıtla kabul edip sakladığını belirtmiştir. Oysa, bir sözleşmenin kuruluşu aşamasında itirazi kayıttan söz edilemez. Somut olayda itirazi kayıt değil, sözleşmedeki gerçek taraf iradelerinin ne olduğu, sözleşmenin hangi koşullarda kurulduğu sorunu vardır. Sözleşme, tarafların karşılıklı icap ve kabulleriyle kurulur (TBK'nın 1. maddesi). Sözleşme, hazır olanlar arasında yapılan ve ıslak imzayla imzalanmış bir sözleşmedir. TBK'nın 1. maddesi uyarınca, sözleşmenin kurulmasına esas irade açıklaması açık veya örtülü olabilir....
Asliye Ticaret Mahkemesince kabul kararı verilmesi üzerine icra müdürlüğünce takibin derhal durdurulduğunu, takibin durmasının akabinde borçlu ve işbu davanın davalısı T3 tarafından icra dosyasından konulan hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğini ve müdürlükçe bu talebin öncelikle reddedildiğini, fakat sonrasında kabul edildiğini, T3 tarafından icra dosyasına açılan 15.04.2022 tarihli talep evrakında menfi tespit davasında verilen kararın kesinleşmesine müteakip iade almak koşulu ile paranın ödeneceği ve hacizlerin kaldırılması talep edildiğini, bu talebin icra müdürlüğünce kabul edildiğini ve borçlu tarafından itirazi kayıtla ödeme yapıldığını, borçlunun ödeme dekontuna da açıkça "itirazi kayıtla borç ödemesidir" ibaresini eklediğini, tahsilat makbuzu ile de bu hususun sabit olduğunu, sabit olduğu üzere borçlu tarafından ödenen tutarın müvekkiline ödeme yapılmasına dair bir muvafakat ve açık rıza beyanı bulunmadığını, yaşanan süreçte 18.04.2022 tarihinde icra müdürlüğüne talep açtıklarını...