Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine göre yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu yönündeki gerekçe ile usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine, Zaman aşımı itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; Takip dosyası üzerinde yapılan incelemede, 10 yıllık zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı yönündeki gerekçe ile zaman aşımı itirazı yönünden davanın reddine, Davacı borçlu hakkında örnek 7 ilamsız icra takibi başlatıldığı, bu tür takiplere karşı itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, somut olayda da davacı şirket tarafından icra dosyasına usulsüz tebligat ve borca itiraz konulu itirazlarda bulunulduğu, takibin kesinleştiği, usulsüz tebligat yönünden inceleme yetkileri bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, mahkemece de usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın reddine karar verildiği yönündeki gerekçeler ile davacının borca itiraz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür....

Bu sebeple zaman aşımı def'i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zaman aşımı def'i de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Somut olayda, dava konusu alacaklar davacı tarafça 28.09.2011 tarihinde ıslah edilmiş olup, davalı ... İnş. Tur. Ltd. Şti. vekili ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar zaman aşımı def'i ileri sürememiş ise de, 23.02.2012 tarihli ek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ıslaha konu olan miktar yönünden zaman aşımı def'ini ileri sürmüştür. Söz konusu dilekçe aynı tarihli oturumda okunmuş ve bir sureti davacı vekiline verilmiştir. Davacı vekili zaman aşımı definin süresinde yapılmadığına dair hemen ve açıkça karşı çıkmamıştır. Böyle olunca ıslaha konu olan miktar yönünden zaman aşımı def'i değerlendirilerek bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir....

    Davalı vekili, davacının ücretinden yapılan tasarruf teşvik kesintilerinin banka hesabına aktarıldığını, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; uyuşmazlığın işverence kesilmeyen ve bankaya yatırılmayan tasarrufu teşvik kesintileri ve katkı payları ile bunların nemalarının tahsiline yönelik olduğu, bu niteliği ile işçi işveren arasındaki bir alacak konusunu teşkil ettiği ve beş yıllık zaman aşımı süresine tabii olduğu, zaman aşımı süresinin başlangıç tarihinin 3417 sayılı İş Kanun'un yürürlükten kaldırıldığı 29/04/2003 tarihi olması sebebi ile davanın açıldığı 14/07/2008 tarihinde zaman aşımı süresinin dolmuş gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında, davaya konu tasarruf teşvik ve nema alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık; bonoyu dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, borca ve fer'ilere itiraza, ayrıca takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. A) DAVACI TARAFIN ÖDEME EMRİNİN USULSÜZ TEBLİĞİ ŞİKAYETİ İLE BORCA VE FER'İLERE İLİŞKİN İTİRAZI YÖNÜNDEN YAPILAN İSTİNAF İNCELEMESİNDE; Bu yöndeki şikayet, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir....

      SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinin tamamının hezeyanlardan ibaret olduğunu, zaman aşımı nedeniyle düşürülen davanın suç işlemediği şeklinde yorumlanmasının mantık dışı olduğunu, davacının suç işlediğini ancak yasanın boşluğundan istifade ettiğini, cinayet işleyen suçlunun suçunun sabit olduğu halde kaçtığını ve zaman aşımı dolduğu için cezadan kurtulduğunu, ceza mahkemesinin gerekçeli kararı incelendiğinde suçun işlendiğinin açık ve net olduğunu, T1 hakkında siyasi araştırma yapılmasını, üstünlerin hukukunun bu davadan uzak tutulmasının sağlanmasını belirterek davanın esastan reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda özetle; davalının anayasal hakkını kullandığı, açılanan gerekçelerle davalının maddi veyahut manevi tazminat talebi adı altında davalıdan talepte bulunmasının da mümkün olmadığı değerlendirilmekle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir....

      Ancak takibin ilamsız takip olarak yapılması tarafların lehtar ve keşideci olmakla davacı alacaklının temel ilişkiye dayalı olarak genel zaman aşımı süresi içinde her zaman talepte bulunabileceği, iddia edilen temel ilişki olan hisse devrinden kaynaklı alacakların 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, davalının bu doğrultudaki zaman aşımı itirazını ikinci cevap dilekçesi olarak adlandırdığı 17.10.2018 tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü, dava basit yargılama usulüne tabi olup cevap dilekçesinin verilmesiyle dilekçeler aşaması tamamlanıp ön inceleme safhasına geçildiğinden ve zaman aşımı itirazının dilekçeler aşamasında ileri sürülmesi gerektiğinden somut olayda 5 yıllık zaman aşımı definin cevap dilekçesiyle birlikte ileri sürülmemesi sebebiyle davalının zaman aşımı itirazlarının reddine karar verilmiştir....

        ve bu suretle takibin 3 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu belirtilerek bozma kararına direnilmiş ve önceki hüküm yeniden kurulmuş, direnme kararı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir....

          Ancak mahkeme karar tarihinde savunmanın alındığı tarihten itibaren sekiz yıllık asli dava zaman aşımı süresinin dolduğunu dikkate almamıştır. Savunmanın alındığı tarihten itibaren işlemeye başlayan sekiz yıllık asli dava zaman aşımı süresi karar tarihinden önce dolmuştur. Bu nedenle mahkemenin asli dava zaman aşımı süresinin dolduğunu gözetmeden kurduğu 24/11/2015 tarihli mahkumiyet hükmü hukuka aykırıdır....

            Bu haliyle ödeme emrinin iptali talebi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğrudur. Davacının bu yöndeki istinaf başvurusu da yerinde değildir. Bunun yanında mahkemece ödeme emrinin iptali talebinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de gerekçe kısmında sadece meskeniyet şikayeti yönünden değerlendirme yapıldığı, meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği yönündeki gerekçe ile her iki talebin de süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görüldüğünden ödeme emrinin iptali talebinin süre aşımı nedeniyle reddi kararı yönünden gerekçede hata edildiği açıktır....

            İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Söz konusu düzenlemeye göre, şikayet süresi, işlemin öğrenilmesinden itibaren başlar. Somut olayda, davacıya şikayete konu hacze ilişkin 103 davetiyesi tebliğ edilmiş ise de, davacı borçlunun 07/07/2020 tarihinde icra müdürlüğünde ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu tarih itibariyle hacizden haberdar olduğu, şikayetin 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

            UYAP Entegrasyonu