HD'nin 05/05/2015 tarihli kararı ile bozulduğu, bozma gerekçesi olarak davanın hem zaman aşımından hem de esastan reddine karar verildiği, öncelikle incelenmesi gereken hususun zaman aşımı veya hak düşürücü sürelere ilişkin olduğu, önce zaman aşımı yönünden değerlendirme yapıp uygun bir sonuç dairesince karar verilmesi gerekirken zaman aşımı yanında esastan da incelenip red kararı verilmesinin doğru olmadığı hususuna dayanıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur. Esasen bozma öncesi mahkeme gerekçesinde olgular tespit edilmekle beraber gerekçede zaman aşımı savunmasına tebliğ usulsüzlüğü de irdelenip neden itibar edildiği belirtildiği gibi, olayda, BK'nun genel dava zaman aşımının uygulanacağı açıklanmıştır....
Çünkü matrah takdiri amacıyla takdir komisyonuna sevk ile işleyen zaman aşımı yasa uyarınca durduktan sonra idare tarafından, yasal düzenlemeyle belirlenen bir yıllık süre içerisinde, vergilendirmede gerçek durumun esas olduğu ilkesinden hareketle konunun ayrıca inceleme elemanı vasıtasıyla incelenerek gerçek durumun ortaya çıkarılmasının amaçlandığında kuşku bulunmamaktadır. Hal böyle iken, takdire sevk üzerine duran zaman aşımı süresinin sona ermesinden önce düzenlenen rapordaki verilerin esas alınması suretiyle matrah takdir edilerek zaman aşımı süresi dolmadan ihbarnamelerle duyurulan cezalı vergilerin zaman aşımına uğradığından söz edilmeyeceğinden ve olayda da yukarıda yazılı Yasanın açık hükmüne göre zaman aşımı bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum....
, bu nedenle zaman aşımı süresinin dolduğu 31/12/2015 tarihinden sonra yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır....
Maddesinde belirlenen 2 yıllık zaman aşımı süresinin 28/02/2019 tarihinden itibaren işlemeye başladığı, 2 yıllık sürenin sonunun 28/02/2021 olduğu, arabulucuya başvuru tarihinin 16/02/2021 olduğu, sürecin 24/03/2021 de sona erdiği, aradaki 37 gün zaman aşımı süresinin arabuluculukta geçen sürede zaman aşımı süresinin hesabında dikkate alınmaması gerektiğinden süre hesabından düşülmesi gerektiği, 13/03/2020 ile 30/04/2020 tarihleri arasında 26/03/2020 tarihli ----yayınlanan 7226 sayılı yasanın geçici 1. Maddesi gereği COVİD nedeniyle sürelerin durduğu, yine salgın hastalık nedeniyle 01/05/2020- 15/06/2020 tarihleri arasında da sürelerin durduğu, toplam 95 gün salgın hastalık ve 37 gün arabuluculuk sürecinde geçen sürelerin, 28/02/2021 tarihine eklendiğinde tarihin 10/07/2021 olduğu, davanın ise 13/07/2021 açıldığı anlaşılmış, davacı tarafça davalının taraflarını oyaladığı, bunun üzerine zaman aşımı defi ileri sürülmesinin TMK 2....
e yönelik tehdit suçundan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan olup, temyiz yeteneğinin bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükme yönelik temyiz istemi CMK'nın 264. maddesi hükmüne göre itiraz niteliğinde kabul edilip bu konuda gerekli kararın mahallinde merciince verilmesi gerektiğinden diğer hükümlerle sınırlı yapılan incelemede gereği görüşüldü: Suça sürüklenen çocuk hakkında mağdure ...’a yönelik şantaj suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Oluşa uygun kabule göre olay tarihinde on beş-on sekiz yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği şantaj suçunun 5237 sayılı TCK'nın 107. maddesinde düzenlenip, ön görülen cezanın üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e, 66/2 maddeleri uyarınca 5 yıl 4 aylık asli dava zaman aşımı süresine tabi bulunduğu ve zaman aşımını son olarak kesen 10.09.2013 tarihli mahkumiyet...
Davacının ıslah dilekçesi 16.02.2016 tarihinde davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekilinin ise süresi içinde 29.02.2016 tarihinde ıslaha karşı zaman aşımı itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında davalının süresi içerisinde yapıtığı zaman aşımı itirazı değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/13414 sayılı dosyası üzerinden çeke dayalı olarak başlatılan icra takibinin itirazı ile durduğunu, davalının itirazının kötü niyetli ve haksız olduğunu belirterek davalı borçlunun vaki itirazın iptalini ve alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibine konu çekin zaman aşımına uğradığını ve bu nedenle zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise; dava konusu çekin, davacıya değil, davacının sahibi olduğu ... isimli şirkete verildiğini,bu kapsamda avans olarak keşide edilerek sekiz adet çek verildiğini, müvekkili tarafından bahse çeklere karşılık yapılan ödemelerin bazen davacının şahsi hesabına, bazen de davaya ait şirket hesabına havale yolu ile ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalı, davanın zaman aşımı süresi içinde açılmadığını, temlikten itibaren bakım borcunu yerine getirdiğini, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalıya ölünceye kadar bakma koşuluyla temlik edildiği, davalının akitten doğan bakım borcunu yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 978.00.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar, zaman aşımı nedeniyle davanın reddini savunmuşlardır. Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; davacıların öncelikli isteklerinin tapu iptal ve tescil olduğuna, mahkemenin bu durumu gözetmeden tazminata karar veremeyeceğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle davalılar Timur, Orhan ve Saadet yönünden husumet yokluğundan davanın reddine, davalı ... yönünden ise davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının temyiz itirazı yerinde değildir....
Davalı, dava konusu taşınmaz payını bedelini ödeyerek satın aldığını, davanın zaman aşımı süresinde açılmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaz payının davalıya temlikinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle miras bırakanın çekişmeli payı diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalıya temlik etmediği, işlemin gerçek satış olduğu belirlenmek suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir....