Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporuna göre dava konusu makinelerin üretim hatalı olduğu, davacı tarafından ayıp nedeniyle bedel iadesi istediği de dikkate alındığında, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullandığı ve bu durumda doğan menfi zararının tazmini talep edebileceği, davacının talep ettiği makinelerin ayıplı çıkması nedeniyle çamaşır yıkama hizmetini dışarıdan alması nedeniyle ödediği bedelin sözleşme kurulmasaydı da ödeyebileceği bir bedel olduğu müspet zarar olduğu, müspet zararların sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda istenebileceği dolayısıyla ödenen miktarın tazminini talep edemeyeceği kanaatiyle istinaf isteminin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

, itirazlar irdelenerek sunulan 23.04.2023 tarihli 2. ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatleri ile kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu rapor edilmiş olup, sunulan raporların, 5.050,00 TL'lik talep yönünden yapılan tespitler hariç olmak üzere, diğer tespitler yönünden hükme esas alınmaya uygun, denetime elverişli ve gerekçeli olması sebebiyle yeniden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, dosya kapsamından, satın alınan dava konusu makinede ayıp bulunduğu, bahse konu ayıbın ise ilk bakışta/muayenede anlaşılabilecek bir ayıp olmaması nedeniyle gizli ayıplı olduğu, yasal mevzuata göre ayıbı gidermekle yükümlü olan davalının, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, sunulan noter ihtarına göre davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, davacının ayıplı mal nedeniyle seçimlik hakkını kullanabileceği, seçimlik hak olarak sözleşmeden dönme ve uğranılan zararın tazmini hakkının kullanıldığı anlaşıldığı, her ne kadar sunulan raporlarda, 5.050,00 TL'lik talep yönünden...

    kaydıyla; davalı taraf ve müvekkili arasında akdedilen satım sözleşmesine göre; 18.11.2020 tarihinde müvekkil tarafından satın alınan, 2 adet ..., 2 adet ..., 4 adet ... marka ve model traktör lastiklerinde ortaya çıkan gizli ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme iradelerinin kabulü ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili tarafından ödenmiş olan 8.850,00 (sekizbinsekizyüzelli) TL satım bedelinin, sözleşmeden dönme nedeniyle temerrüt tarihi olan 01.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle sözleşmede aşamalı devir öngörülmüş olsa dahi yüklenicinin sözleşmeye aykırı davranması ya da temerrüde düşmüş olması sebebi ile sözleşmeden dönme ve fesih davasının açılmasından sonra arsa sahibi TBK’nın 97....

        Davacı 18/08/2020 tarihinde açtığı iş bu dava ile COVİD 19 salgını nedeniyle fuarın gerçekleştirilmeyecek olmasından dolayı mücbir durum nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenenin iadesi istenmekte, dosyaya sunulan delil ve belgeler ile bilirkişilerden alınan raporlara göre de COVİD 19 salgını ve bu salgın kapsamında alınan tedbirler nedeniyle sözleşilen tarihte fuar yapılmasının ve katılımının imkansız hale geldiği, TBK'nun 136,137 ve 138.maddelerine göre davacının COVİD 19 salgınından ötürü ifa güçlüğü içinde bulunması nedeniyle sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu, davacının çektiği ihtarlarla da bu hakkını kullandığı, bu durumda da sözleşmedeki imzaların davacıya ait olması nedeniyle genel hükümlere göre davacının bu fuar katılım sözleşmesindeki teklifname nedeniyle herhangi bir borcu bulunmadığından, davacı verilen çekin iptali ile kendisine iadesini, ödeme tutarı olan 185.000 TL'yi de dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile iadesini isteyebilir....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu (TBK md. 219) gerek mahallinde, gerekse İTÜ laboratuvarılarında bilirkişilerce yapılan incelemede cihazın arızasının sarf malzemesinin değiştirilmemesinden kaynaklı olduğu ve cihazda bir ayıp bulunmadığı, cihazın lazer ile bağlantısını sağlayan ve sarf malzemesi olan diyotun eskidiği, yenisi ile değiştirildiğinde çalışarak işlevini yerine getirdiğinin tespit edildiği, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabilmesi için cihazın tamir kabul etmez şekilde arızalı bulunduğunun ve bu arızanın satıştan evvel bulunduğunun tespitine bağlı olduğu, ancak cihazın kullanımla birlikte değişmesi gereken diyot malzemesinin eskimesiyle çalışmadığı tespit edildiğinden ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            Dava ön ödemeli konut sözleşmesi gereği davalıya verilen 38 adet bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Bilirkişi Ayça BAZAN raporunda; davacı ile davalı arasında 16/03/2019 tarihinde imzalanan ön ödemeli konut satış sözleşmesine göre ilgili gayrimenkulün KDV dahil toplam 394.910,00 TL karşılığında konutun teslime başlama tarihi 30/06/2019 olarak belirlenerek satışının kararlaştırıldığını, gayrimenkulün ödeme planına göre 27/03/2019 tarihli 100.000,00 TL lik 25.04.2019 tarihli 6.000,00 TL lik olmak üzere toplam 106.000,00 TL lık bono ödemesinin zamanında yapıldığını ve yapılan ödemeyle ilgili kaydın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, kalan toplam 288.910,00 TL tutarında 38 adet bononun Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'nde bulunduğunu tespit edilmiştir. Mahkeme davacının tüketici olduğu, satışa konu taşınmazın konut niteliğinde olması nedeniyle görevsizlik itirazının reddine karar vermiştir....

            Mahkemece; taşınmazın baştan itibaren ayıplı olması nedeniyle 1.000 TL peşin ödenen kira ve 1.000 TL depozito ve tespit ve ihtar masrafları yönünden davanın kısmen kabulüne ancak, davacının taşınmazın işyeri olarak kullanılıp kullanılmayacağını araştırmadığı gerekçesi ile yapılan faydalı masraflar yönünden %50 sinin kabulü ile, davalının ......

              Dava, avans olarak verildiği iddia edilen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, yargılama sırasında dava konusu tüm çek bedellerinin ödenmiş olması nedeniyle dava İİK 72 maddesi gereğince istirdat davasına dönüşmüştür. TBK 207. madde uyarınca davacının davalıya mal alımı için avans ödemesi yaptığını usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Zira, aslolan peşin satış olup, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdür. Kural olarak çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bunun aksini iddia eden ve çeklerin sipariş edilen mallara karşılık avans amacıyla verildiğini ve mal teslim edilmediğini ileri süren davacı iddiasını yazılı delillerle ispatla yükümlüdür....

                Aynı maddenin 6. fıkrasında, menfi tespit davası sırasında borç ödenmiş ise davaya istirdat davası olarak devam edileceği öngörülmüştür. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi anılan yasa gereği olup, davacılar vekilinin borcun icra dosyasına ödendiği yönündeki beyanına ve özellikle davacı vekilinin davaya istirdat davası olarak devam edilmesi talebine rağmen, mahkemenin davayı menfi tespit davası olarak sonuçlandırıp hüküm kurması hatalıdır. Davaya İcra İflas Kanunu'nun 72/6. maddesi uyarınca istirdat davası olarak devam edilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 11.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu