Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K.. vekili 11.02.2012 tarihli dilekçesiyle; davacı tarafından nama ifa için satışı talep edilen 5 numaralı bağımsız bölümün müvekkili tarafından yükleniciden satın alındığını ileri sürerek, HUMK'nın 53. maddesi gereğince davalı yanında davaya kabulüne ve bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikleri davalı yüklenici nam ve hesabına rücu talepleri saklı kalmak kaydıyla yapmak için taraflarına yetki verilmesini istemiş, daha sonra 01.04.2013 tarihli dilekçesiyle de, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendisi adına tescilini istemiştir....

    Nama ifa; eseri yüklenicinin nam ve hesabına, iş sahibinin bizzat tamamlaması veya başka bir yükleniciye tamamlattırması demektir.Yüklenicinin eseri tamamlama olasılığı zayıf ve eserde tamamlanabilecek durumda ise, sözleşmenin tarafı olan iş sahibi, TBK 113, (BK 97) maddesi uyarınca nama ifaya izin isteyebilir. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere yasal olarak nama ifaya izin isteme hakkı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahiplerine ait olup, sözleşmenin tarafı olmadığından, davacının TBK 113, BK 97 maddelerinden yararlanarak, böyle bir davayı açmaya aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır....

      Bu durumda likid bir alacak bulunduğundan söz edilemeyeceğinden mahkemece icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. 3-Yargıtay uygulamalarında, nama ifaya izin davası talep edilmesi halinde, nama ifa talep edilen eksik ve kusurlu işlerin teker teker nelerden ibaret olduğu, bunların tamamlanması ve giderilmesi için yapılması gereken masrafların avans olarak da olsa miktarlarının tespit ettirilerek kararın hüküm fıkrasında teker teker gösterilmesinin zorunlu olduğu ve eksik ve kusurlu işlerin giderimini karşılayacak miktar ve değerde yükleniciye kalan bağımsız bölümün satışına izin ve yetki verilmesi gerektiği kabul edilmektedir....

        Sözüedilen kaçak yapıdaki proje ve eklerin aykırı kısımların ruhsata bağlanması olanaksız olup, yıkılarak düzeltilmesi gerektiğinden, mahkemece davalı yükleniciye bilirkişi raporunda tayin edilen 6 aylık uygun mehil verilmiş, davacı yüklenici verilen 6 aylık süre içerisinde çekme katı yıktırıp, binayı tasdikli proje ve ruhsata uygun hale getirmediğinden ve esasen inşaat %91.67 seviyesinde ikmal edildiğinden davacı arsa sahibinin sözleşmeyi fesih hakkı doğmuştur. Hal böyle iken, davacının sözleşmenin feshi isteminin kabulü yerine yazılı şekilde, reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, davacının bu yolda bir talebi bulunmadığı halde tasdikli projeye aykırı imalatın masrafı davalı yükleniciye ait olmak üzere davacıya nama ifa yoluyla inşaatın yasal hale getirilmesi için izin verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı görülmüş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.01.2009 gününde verilen dilekçe ile yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, kira kaybı nedeniyle tazminat; birleştirilen davada menfi tespit ve senetlerin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 08.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı yüklenici şirket ile davalı arsa sahipleri arasında noterde düzenlenen 15.12.2004 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca 14071 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilecek binadaki 2 ve 4 nolu dubleks dairelerin, müvekkili ile davalı yüklenici şirket arasında noterde düzenlenen 02.02.2006 tarihli satış...

            Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 1996/103 E, 1997/679 K sayılı kararı ile, 480.000,00 USD gecikme tazminatı, 533,41 TL proje denetim ücreti, 517,23 TL emlak vergisi alacakları ile nama ifaya karar verildiğini ve 02.02.1998 tarihinde bu kararın kesinleştiğini, binanın % 75’inin davalı yüklenici tarafından tamamlanması nedeniyle açılan davada 1, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin yüklenici adına tesciline karar verildiğini, bu kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 03.04.2008 tarih ve 2006/6966 E, 2008/2135 K sayılı ilamıyla, arsa sahipleri yararına kesinleşen ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 1996/103 E sayılı dava dosyasında hükmedilen alacağın tahsiline ilişkin başlatılan ... 13....

              Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 19.10.2010 gün ve 184-379 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık yükleniciden taşınmaz satın alanın maddi tazminat ve nama ifa istemlerinden kaynaklanmış olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bölge, 36450 ada ve 9 parsel sayılı olarak tapuya tescilli taşınmaza sözleşmede yazılı koşullarla inşaat yapmayı ve sözleşmenin 8. maddesi gereğince, ruhsat tarihinden itibaren 24 ay içinde arsa sahiplerine ait bağımsız bölümleri teslim etmeyi yüklenici davacı şirket yüklenmiştir. Yanlar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin (1 ve 2.) maddeleri hükümleri gereğince, sözleme tarihinden itibaren 6 ay içinde sözleşme konusu arsada bulunan gecekondular yıkılarak, başka şahıslara ait ev, kömürlük, garaj gibi yapılar varsa bu gibi yapıların da kaldırılarak, inşaat yapılacak arsanın yüklenici şirkete teslimini davalı arsa sahipleri yüklenmiştir. Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi hükmü gereğince, sözleşmenin (1. ve 2.) maddesinde belirtilen yükümlülükler, arsa sahiplerinin “öncelikli edimi” kapsamındadır. Sözleşmenin ifa ile sonuçlanabilmesi için taraflarının yüklenmiş oldukları edimlerini öncelik sırasına göre ifa etmeleri gerekmektedir....

                  Davalı bağımsız bölüm maliki ... cevap dilekçesinde; davalı yüklenici ... ile aralarında imzalanmış olan kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini yüklenicinin yerine getirmediğini, yükleniciye karşı edimini yerine getirmediği için nama ifa davası açtıklarını, yüklenicinin bu sözleşmedeki edimleri yerine getirmediği için hakkı kazanamadığı bağımsız bölümü 3. kişilere temlik edemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı yüklenici ... davaya cevap vermemiştir....

                    Somut olayda; davacı tarafça kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak gecikme tazminatı ve nama ifa talebinde bulunulmuş, ayrıca alacakların güvence altına alınması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. HMK'nın 389. Maddesinde ihtiyati tedbirin ancak "dava konusu" üzerine konulabileceği belirtilmiştir. Taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmaktadır. Bu tür sözleşmelerde yükleniciye devredilen bağımsız bölümler avans niteliğinde olduğundan, yüklenici ancak sözleşmeyle üstlendiği edimlerini yerine getirdiği oranda bu bağımsız bölümler üzerinde hak sahibi olmaktadır. Yüklenicinin eksik ve ayıplı imalatları, gecikme tazminatı borcu ve diğer borç ve yükümlülükleri yönünden arsa sahibi tarafından avans olarak verilen bağımsız bölümlerin bu borç ve yükümlülüklere isabet eden kısımlarının yüklenici tarafından hak kazanıldığından bahsedilemez....

                    UYAP Entegrasyonu