Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, davacı arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında, 05.03.1998 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacılara ait dairelerin eksiklikleriyle birlikte ancak 16.06.2004 tarihinde teslim edildiğini, davalı tarafından iskân ruhsatının halen alınmadığını, geç teslim nedeniyle kira kaybı bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek iskân ruhsatı alınması için davacılara yetki verilmesini, geç teslim nedeniyle oluşan kira kaybı bedellerinin tahsilini ve iskân ruhsatı alınması için davalıya ait 8 no'lu bağımsız bölümün nama ifa giderleri için satışına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dairelerin 08.11.2003 tarihinde teslim edildiğini, davalının tüm edimlerini yerine getirdiğini, iskân ruhsatının alınamamasında davalının kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

    Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan nama ifaya izin, eksik ve ayıplı işler bedeli ve gecikme kirası isteklerine ilişkindir. Davacı tarafça, davalı yüklenicinin edimlerinin eksik ve ayıplı olarak meydana getirdiği ayrıca iskan almak suretiyle teslimin gerçekleştirilmediği iddiasıyla eldeki dava açılmıştır. Kural olarak nama ifayla yüklenicinin eksik ve ayıplı işleri onun nam ve hesabına arsa sahiplerince giderileceğinden bu taleple aynı anda eksik ve ayıplı işler bedelinin de istenmesi aynı edimin 2 kez hükme bağlanması sonucunu doğurur. Mahkemece davacının talebinin nama ifa mı yoksa eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili istemine ilişkin mi olduğu açıklattırılmadan karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca nama ifaya izin talebinin mahiyeti gereği yüklenicinin işten el çektirilmesini gerektirdiği gözetilmeden yüklenicinin inşaattan el çektirilmesi talebinin reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır....

    Mıntıka 1605 ada 5 Parsel 10 Nolu bağımsız bölüm tarafından mal kaçırma, haksız ve üzerine dava konusu taşınmazlara dava esnasında, davalılar tarafından mal kaçırma, haksız ve kötü niyetli hareket etme ihtimaline binaen 3. şahıslara devrinin engellenmesi ve alacağın tahsilinin sağlanması ve davacının zarar görmemesi ve sözleşmede dikkate alınarak teminatsız olarak davalı T3 dairesinin üzerine ihtiyati haciz konulmasını, davalılardan şimdilik 35.000,00 TL bedelin, yüklenici davalı inşaat şirketini projede ve sözleşmede tarafların kararlaştırdığı şart ve nitelikteki teknik şartlara uygun yapılamayan ayıplı, eksik inşaat nedeniyle müspet ve menfi maddi zararlarının, temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen mahkemeniz dosyasına depo edilmesine ve/veya tahsiline, eksik işlerin yüklenici müteahhit adına yapılması ve ilgili resmi kurumlar alan Yozgat Belediyesi, Maliye ve SGK kurumlarında inşaatla ilgili işlemleri aynen ifa hükümleri gereği yapılması...

    Hakim bu talep üzerine konusunda uzman bilirkişi yardımı ile keşif yaparak eksik bırakılan ve ayıplı yapılmış olan iş kalemlerini ve bunların tamamlanması ile giderilmesi masraflarını, imalatın metraj, yöntem ve takribi bedellerini, diğer kurumlara olan borçları ve iskan masraflarını tahminen saptayarak izin kararını verir. İzin kararının hüküm fıkrasında da eksik ve ayıplı iş kalemleri ve diğer borç ve masrafların her birinin tahmini masrafları tek tek gösterilir. Genel nitelikli yetki ve izin verilemez. Bu durumda mahkemece; infazda tereddüde yol açmamak için nama ifasına izin ve yetki verilen iş ve işlemleri hüküm fıkrasında tek tek belirtilip gösterilmek suretiyle, infazı mümkün hüküm kurulması ve nama ifa için belirlenen giderlerin ne suretle karşılanacağının gösterilmesi gerekirken, HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olarak, infazda tereddüde yer verecek şekilde genel ifadelerle satışı izin verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

      Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin ve yetki verilmesi, olmadığı takdirde tazminat; karşı dava ise sözleşmenin feshi, tapudaki şerhin terkini, maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine, karşı davanın sözleşmenin feshi, terkin ile ıslah dilekçesi de gözetilerek maddi tazminat talebinin kabulü ile manevi tazminat talebinin reddine dair verilen karar, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Bozma ilamı ile 5 no.lu dairenin ifa yoluyla satılarak eksikliklerin giderilmesi yönündeki nama ifa taleplerinin değerlendirilmesinin gerektiği belirtildiğinden, mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereği yapılmamak suretiyle yanlış ve yanılgılı değerlendirme ile iskan belgesinin bu süreç içerisinde temin edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur. Yerel mahkemece yapılması gereken iş; davacıların dava dilekçesi ile eksiklikler ve genel iskan alınması masraflarının karşılanması için nama ifa talebinde bulundukları dikkate alınarak, iskan masrafları dışında taleplerine konu eksikliklerin giderilmesiyle ilgili olarak davadan feragat eden davacının hissesi de düşülerek karar verilmesinden ibarettir. VII. KARAR 1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan bir kısım davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2....

          ın ihtarnameye rağmen kat irtifakı kurulması işlemlerine katılmadığını ve yetki vermediğini, bu nedenle müvekkilinin üçüncü şahıslara olan edimleri yerine getiremediğini ileri sürerek, davalı ...'ın sözleşme uyarınca kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisi yetkisi vermesi için aynen ifa kararı verilmesini, tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin eksik iş ve işlemlerini yapabilmesi, sözleşme ve sözleşme dışı üçüncü kişilere karşı edimlerini yerine getirebilmesi için davalının ifaya icbarına ve aynen ifa kararı verilmesini, aynen ifa talepleri doğrultusunda davalı namına kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisi hususlarında ifa yetkisinin (nama ifaya izin talebi) yahut tapuya mahkeme hükmüyle kat irtifakı tescili kararı verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

            Davalı ... vekili, davanın Tüketici Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini, BK'nın 207. maddesi uyarınca bir yıllık ve altı aylık zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, müvekkilinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan tescil isteme hakkı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine aykırı olarak inşaatı ayıplı ve noksan inşa eden yüklenici ... aleyhine nama ifa davası açtıklarını, davanın derdest olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bu davadan önce davalı ... tarafından ... aleyhine alacak ve nama ifaya izin davasının açıldığı, davanın kabulü yönünde verilen kararın kesinleştiği, tescil davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 12.03.2013 tarih ve 2012/5951-2013/2206 E-K sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

              Somut olayda mahkemece, satışına izin istenilen taşınmazların bedeli ile ifasına izin istenilen işlerin bedeli arasında aşırı orantısızlık bulunduğundan nama ifa (satışa izin) talebinin Türk Medeni Kanunu'nun .... maddesi gereğince hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesine dayanılarak, hüküm fıkrasının .... bendinde yer bulan ayıplı imalât bedelinin de nama ifaya izin talebi kapsamında olduğu kabul edilerek, ayrıca davacı tarafça ortak alanlardaki eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili amacıyla alacak davası açılmasının mümkün olduğu da dikkate alınarak nama ifaya izin isteminin reddine karar verilmesi gerekirken davacı tarafın ıslahı olmaksızın verilecek depo kararıyla ya da şimdi olduğu gibi tahsil hükmü kurulmak suretiyle nama ifaya izin isteminin zarar tazminine dönüştürülmesi suretiyle hüküm kurulması doğru olmamıştır....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, davalı kooperatif ile davacı yüklenici şirket arasında Noterde düzenlenen 22/10/2004 tarihli Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat ve Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca davalı kooperatif tarafından davacı yüklenici şirket aleyhine açılan ve Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/92 Esas sayılı dosyasında görülen nama ifa davasında mahkemece satışına karar verilen bağımsız bölümlerin, karara aykırı şekilde üçüncü kişilere satıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu