sıfatıyla, … Madencilik Sanayi Ticaret AŞ'nin ödenmeyen vergi borçlarının davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada … Vergi Mahkemesi tarafından verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan temyiz başvurusu sonucunda Danıştay Dördüncü Dairesinin 27/5/2013 tarih ve E:2010/2304, K:2013/3761 sayılı kararı ile, "davacının yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği 20/06/2007 tarihi itibarıyla kanuni temsilcilik sıfatı dolayısıyla doğan sorumluluğun sona erdiğine" hükmedildiği, dolayısıyla davacının yönetim kurulu üyeliğinin ve kanuni temsilcilik sıfatıyla doğan vergisel yükümlülüklerinin sona erdiği tarih, istifa tarihi olan 20/06/2007 tarihi olduğundan, 03/10/2007 tarihli yönetim kurulu kararındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının iş bu davada tespit edilmesi lüzumunun bulunmadığı, zira söz konusu imzanın davacıya ait olması durumunda dahi, bu durumun davacının yönetim kurulu üyeliğinin devam ettiği sonucunu doğurmayacağı ve fakat...
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Kooperatif kayıtlarına göre, davacı ...’ın 14.07.1993 tarih ve 25 karar nolu yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğine kabul edildiğini, 1999 yılında ...’ın kendisine tahsis edilen 8 blok 10 nolu dükkanı devretmek isteğini kooperatif yönetimine bildirdiğini, 25.02.1999 tarih 25 nolu yönetim kurulu kararı ile ... adına tahsis edilen 8 blok 10 nolu dükkanın ...’a devri ve ...’un kooperatif üyeliğinin kabulüne karar verildiğini, Kooperatif ana sözleşmesi gereğince, peşin üye mevcut olmayıp her yıl genel kurul gereği aidat miktarı ve uygulanacak gecikme faizinin her üyeye eşitlik gereği uygulanmasının kooperatif hukuku bakımından mutlak nitelikte olduğunu, birçok üyenin aidat ve katılım payı ödememesinden dolayı ortaklıktan çıkarıldığını, davacı ...’ın 12.07.2000 tarih ve 56 no.lu yönetim kurulu kararıyla, kooperatif genel kurulu gereği ödemesi gereken aidat ve katılım payı ile gecikme faizlerini ödemediği için kooperatif üyeliğinden çıkarıldığını...
Vergi dairesi başkanlığının temyiz istemini inceleyen Danıştay Doku zuncu Dairesi 25.10.1993 günlü ve 1993/3696 sayılı kararıyla; Türk Ticaret Kanununun 300, 33 ve 38.maddelerinde yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesinin, durumun ticaret siciline tescil ve ilan edilmesine bağlanması ve davacının istifasının tescil ve ilan edilmemesi karşısında, davacının yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle, vergi mahkemesi kararını bozmuştur. Bozma kararına uymayan ......
. … İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Adapazarı Ziraat Odası Yönetim Kurulu ve İktisadi İşletme Yönetim Kurulu'nda (eski) muhasip üye olarak görev yapan davacının, Birlik Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararı ile 6964 sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanunu'nun 18. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca oda meclis üyeliğinin ve yönetim kurulu üyeliğinin sona erdirilmesine ilişkin kararı ile bu kararın tebliğine ilişkin … tarih ve … sayılı Türkiye Ziraat Odaları Birliği işleminin iptali istenilmiştir İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …....
Kişiye satılmış olması nedeni ile davalı kooperatiften ... tarihinde istifa ettiği, bu tarihten itibaren kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin tespitinin ve bu sebeple istifanın tebliğ tarihi olan ... tarihinden sonra davalı kooperatifin üye aidatı, katkı payı ve bilimum diğer borçlarından sorumlu olmadığının tespitinin talep edildiği, davalı kooperatif karar defterleri ve ortaklar pay defterleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla yapılan incelemelerde davacının ortaklar pay defterinin 28. Sayfasında davalı kooperatifin 15 nolu üyesi olarak kayıtlı olduğu ve üyeliğinin halen devam ettiği, davalının kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği veya üyelikten istifasının kabul edildiğine dair herhangi bir yönetim kurulu kararının olmadığı, istifa içeren ihtarnamenin davalı kooperatife ... tarihinde tebliğ edildiği, davacının davalı kooperatif üyeliği karşılığı olan ... nolu bağımsız bölümün ...tarihinde 3....
Özetle dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörerek derneğin genel kurullarının kanun ve dernek tüzüğünde belirtilen zaman aralıklarında yapılmasını ve derneğin tüzel kişiliğinin devam etmesini öngörmüşken, yönetim kurulunun bu görevini yerine getirip dernek üyelerini usulüne uygun toplantıya çağırmasına rağmen üst üste iki genel kurul toplantısının yapılamamasını ise kendiliğinden sona erme sebebi kabul etmiştir....
Özetle dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörerek derneğin genel kurullarının kanun ve dernek tüzüğünde belirtilen zaman aralıklarında yapılmasını ve derneğin tüzel kişiliğinin devam etmesini öngörmüşken, yönetim kurulunun bu görevini yerine getirip dernek üyelerini usulüne uygun toplantıya çağırmasına rağmen üst üste iki genel kurul toplantısının yapılamamasını ise kendiliğinden sona erme sebebi kabul etmiştir....
Bu bilgiler çerçevesinde eldeki dava dosyası incelendiğinde öncelikle mahkemece, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dava dışı şirketin ortaklık yapısı belirlenmeli, anılan şirket içinde, şirket tüzelkişiliği olarak başka bir şirketin yönetim kurulu üyeliğinin bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa ise tarihleri tespit edilmeli, bunun yanında davacının da şirket tüzel kişiliği olarak yönetim kurulunda yer alan şirketteki konumu belirlenmeli ve özellikle anılan şirkette yönetim kurulu üyeliğinin bulunup bulunmadığı hususu araştırılmalı, şayet davacının belirtilen şirkette yönetim kurulu üyesi olması halinde ise, davaya konu ödeme emirlerinin dönemi de dikkate alınarak sorumlu olabileceği hususu dikkate alınmalıdır....
Sayfasında; ... ...’nin 07.01.2024 tarihine kadar Yönetim Kurulu üyesi olarak seçildiği, daha önce yönetim kurulu üyesi olan ...’ın önceki üyeliğinin sona erdiği, ... ...’nin 07.01.2024 tarihine kadar (Yönetim Kurulu Başkanı) Temsile Yetkili olarak seçildiği, davaya konu olan ... Bankası ......
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti DAVA TARİHİ : ... KARAR TARİHİ :... Birleşen Dosya Bilgileri : ... DAVACI : ... VEKİLİ : Av. ... DAVALI : ... DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti DAVA TARİHİ : ... KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2022 Mahkememize açılan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan yargılaması sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kayseri Ticaret sicil Müdürlüğünde 22391 sicil numarası ile kayıtlı S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi'nin Yönetim Kurulu Üyeliğinden ... tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan karar ile istifa ettiğini ve söz konusu kararın Kayseri ... Noterliğinin ... tarih ... yevmiye sayısı ile onaylatıldığını, bu istifanın kooperatifin yetkili temsilcileri tarafından yasal süresinde Kayseri Ticaret Sicil Memurluğuna tescil ettirilmediğini ve halen kooperatif yöneticisi olarak sicil kayıtlarında yer aldığını öğrenen müvekkilinin ......