WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, yapılandırmaya konu edilen dönemler ile davalı kurumca iptal edilen dönemler belirlenip, bu çerçevede davanın konusuz kalıp kalmadığı irdelenmeli ve infaza elverişli bir biçimde, ödeme emri takip numarası belirtilmek suretiyle söz konusu ödeme emirleri ve dönemleri hükümde gösterilmelidir. Diğer yandan davacının yönetim kurulu üyeliğinin ne zaman sona erdiğinin ticaret sicil müdürlüğü ile yazışma yapılarak öğrenilmesi yerine, bir yıl süre ile seçildiğinden yola çıkılarak yazılı şekilde mahkeme tarafından belirlenmesi yerinde değildir. Bu itibarla ticaret sicil müdürlüğünden gerekli araştırma yapılarak davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönem tespit edilmeli, elde edilecek sonuca göre davacının ödeme emirlerinden sorumluluğu değerlendirilerek karar verilmelidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    mevcut olduğunu, dava sonuna kadar yönetim ve temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.Müdahil ---------- vekili cevap dilekçesinde; davalı şirkete güvenilir ve tarafsız bir kişi olarak ---------- en azından dava konuna kadar ihtiyaten tek başına temsil ve yönetim kayyımı olarak atanmasına mahkeme aksi kanaate ise davacı sigorta şirketi ile hiç bir ilişkisi bulunmayan güvenilir ve tarafsız üçüncü bir kişinin en azından dava konuna kadar yönetim ve temsil kayyımı olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Somut olayda, davalı Sendikanın Genel Merkezinin 08.01.2021 tarihli Diyarbakır Şube Başkanlığın davacının ana tüzüğün 9/a maddesi gereğince üyeliğinin ve görevinin sona erdiği bildirilmiş, bunun üzerine davalı sendikanın Diyarbakır Şubesinin davacıya hitaben gönderdiği 26.01.2021 tarihli yazısında, “İLGİ: 08.01.2021 tarih ve E.2021- TSE-3336 sayılı Sendikamız Genel Merkezin yazısı, Ana Tüzüğümüzün amir hükmü ve Yönetim Kurulumuzun 25.01.2021 tarih ve 169 sayılı kararı gereğince Sendika üyeliğiniz ve Yönetim Kurulu üyeliğiniz sona ermiştir.” denilmiştir. Bu durumda, 6356 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 4. fıkrasına aykırı olarak davacının sendika üyeliği ve şube yönetim kurulu üyeliğinin, yönetim kurulu tarafından sona erdirilmesinin hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece davanın kabulü yerine, reddine karar verilmesi hatalıdır....

      Somut olayda, davalı Sendikanın Genel Merkezinin 08.01.2021 tarihli Diyarbakır Şube Başkanlığın davacının ana tüzüğün 9/a maddesi gereğince üyeliğinin ve görevinin sona erdiği bildirilmiş, bunun üzerine davalı sendikanın Diyarbakır Şubesinin davacıya hitaben gönderdiği 26.01.2021 tarihli yazısında, “İLGİ: 08.01.2021 tarih ve E.2021- TSE-3336 sayılı Sendikamız Genel Merkezin yazısı, Ana Tüzüğümüzün amir hükmü ve Yönetim Kurulumuzun 25.01.2021 tarih ve 169 sayılı kararı gereğince Sendika üyeliğiniz ve Yönetim Kurulu üyeliğiniz sona ermiştir.” denilmiştir. Bu durumda, 6356 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 4. fıkrasına aykırı olarak davacının sendika üyeliği ve şube yönetim kurulu üyeliğinin, yönetim kurulu tarafından sona erdirilmesinin hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece davanın kabulü yerine, reddine karar verilmesi hatalıdır....

      Şti. ' nin ortağı ve yönetim kurulu üyesi iken 19.6.2000 tarihinde tüm şirketlerin yönetim kurulu üyeliklerinden ayrıldığını ve davalı bankayada 21.12.2000 tarihli ihtarname ile adı geçen şirketlere verdikleri kefaletinde sona erdiğinin bildirildiğini, davalı bankanın ihtara rağmen kredi borçlularını takip etmediğini, sona ... kefaletten dolayı kendilerinden bir talepte bulunamayacağını iddia ederek, kefalet sorumluluğunun sona erdiğinin tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacının 9.12.1999, 6.1.2000 ve 17.1.2000 tarihli borçlusu ... Ltd. Şti. olan Genel Kredi Sözleşmelerin müşterek borçlu ve mütesilsil kefil olarak imzaladığını, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide olunup alacağın tahsili için 2001/5831 esas sayılı icra takibi başlatıldığını, borç tamamen ödenmeden kefaletin sona ermeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....

        Davalı vekili, iş bölümü itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunarak, davacının yönetim kurulu üyesi seçilmesinin ardından Bakanlık talimatı ile yönetim kurulu üyeliğinin düştüğünü, davacının bu karara karşı dava açmamış olduğunu, kooperatifi mahkemece atanan kayyım yönetip bu kayyıma ücret verilmiş olduğunu, davacının ücret alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

          Maddesi gereğince ilk genel kurul toplantısının yazılı bildirimi izleyen altı aylık süre içerisinde yapılmadığının tespit edildiğini, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 87/2 maddesinde "İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması" durumunda derneğin kendiliğinden sona ereceği ve bu durumda her ilgilinin sulh olması" durumunda derneğin kendiliğinden sone erdiğinin tespitinin istenebileceğinin düzenlendiğini belirterek TMK'nın 87. Maddesi gereği derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı taraf davaya karşı cevaplarını ve itirazlarını ibraz etmemiş olduğu görüldü. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada; "...Dava TMK' nın 87/2. maddesine göre derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istemlidir....

          nin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tesbit ve tescili, bunun kabul edilmemesi halinde uğradığı zararın saptanıp tahsili, birleşen davada, davalı kooperatifin 29.09.2008 gün 43 sayılı yönetim kurulu kararının iptali talep edilmiştir....

            'ın seçildiğini, kooperatifin en son genel kurul toplantısını 12/08/2016 tarihinde yaptığını, toplantıya dair gündemin 16.maddesinde yönetim kurulu ile denetleme kurulu üyelerinin seçimi olmasına rağmen aynı organların seçiminin yapılmadığını, kooperatifin sevk ve idaresinden sorumlu olan yönetim kurulu üyelerinin biten 2016-2017-2018-2019-2020 ve 2021 mali yıllarına ait olağan genel kurul toplantısını yapmadığının tespit edildiğini beyanla 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81 ve 98.m. gereğince Anonim Şirketlerin fesih ve tasfiyesine ilişkin hükümler çerçevesinde fesih ve tasfiyesi yapılmak üzere davalı kooperatifin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP VE SAVUNMA : Davalı kooperatif yetkili temsilcileri olan ... ......

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin sona erdiğinin tespit edilmesi ve davalı kooperatife ait taşınmaz varlıklardan, davacıya pay verilmesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulü ile, davacının 06/11/2015 tarihi itibariyle kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin tespitine, davacı tarafın kooperatiften çıkma payı talebinin reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu