kurulu kararında imza atan yönetim kurulu üyelerinin seçilmiş olduğu genel kurulun tüm kararlarının yoklukla malul olduğunun istinaf kararıyla karara bağlandığını, dolayısıyla mahkemenin kararını dayandırdığı en önemli husus olan hisse devrinin yönetim kurulu tarafından onaylandığı savının da ortadan kalktığını, yönetim kurulunun seçildiği genel kurul yoklukla malul olduğundan, yönetim kurulunun seçilmemiş sayıldığını, dolayısıyla davacının hisselerinin pay defterine kaydı kararının da yoklukla malul olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirket ile yaptığı hisse devir sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan 18.12.1998 tarihli genelgeye göre, anonim şirketlerde nama veya hamiline hisse senedi ihraç edilmediği durumlarda, imzaları noter tarafından tasdik edilmiş devir sözleşmesi ile devre muvafakat edildiğini gösteren yönetim kurulu kararının noter tasdikli örneğinin ticaret sicil memurluklarına verilmesinin gerektiğini, aksi...
Gündemin 5. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına oy çokluğu ile karar verildiği, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıkları, yönetim kurulu üyeleri kanuna aykırı olarak kendileri dışındaki yöneticilere ilişkin ibra kararının alınmasında oy kullanmışlar ise de kullanılan bu oyların geçersiz kabul edilmesi durumunda dahi karar nisabının yine de sağlandığı, yönetim kurulu faaliyet raporları ve finansal tablolar ile ticari kayıt ve belgelerin usulüne uygun şekilde düzenlendiği ve şirket yöneticilerinin ibra edilmemesini gerektirir somut bir neden bulunmadığından, anılan maddeye ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karar da bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
tarihli ve 25/05/2011 tarihli sicilde ilan edilen yönetim kurulu toplantısında alınan kararlar incelendiğinde, temsil ve ilzama ilişkin görev taksiminin yapıldığı, başkaca bir karar alınmadığı, buna göre yönetim kurulu üyelik ücretinin ödemelerine ilişkin ayrıca alınan bir yönetim kurulu kararının bulunmadığı, 2012 yılı yönetim kurulu üyeliği alacağı bakımından da ödemelere ilişkin yönetim kurulu kararının olmadığı, dolayısıyla davacının bu taleplerinin de yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davalılar vekili, davacıların murisinin müvekkili şirketlerdeki hizmet ilişkisini 1992 yılında sonlandırdığından, intifa senedinin pay senedine dönüşme şartının gerçekleşmediğini, söz konusu senetlerin murisin sağlığında geçersiz hale geldiğini, kaldı ki aksi yönde, murisin sağlığında müvekkillerinde herhangi bir talebinin de olmadığını, iddia edilen tüm talep ve dava haklarının henüz murisin sağlığında zamanaşımına uğradığını, intifa senedi sahiplerinin genel kurul veya yönetim kurulu kararların iptalini talep etme hakkını haiz olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Gündem maddesinde''Yönetim Kurulumuzca alınana 20/04/2006 tarih ve 453 sayılı kararın onaylanmasına ..'' şeklinde genel kurulda karar alındığı, 20/04/2006 yönetim kurulu toplantısının 453 karar nolu kararın 2. Maddesi onaylandığı, daha sonrasında 21/06/2006 tarih ve 457 sayılı yönetim kurulu kararının 5 maddesi ile 20/04/2006 tarih ve 453 sayılı yönetim kurulu kararının 2. Maddesindeki maddi hata düzeltilerek(C 30 Blok önceki hatalı karar) C29 Blok 9.kat olarak kabul edilmiş ve tapu işlemleri bu şekilde yapıldığı, Tapuda C29 Blok 9.Kat 6 Bağımsız bölüm olarak 61,62,63,64,65 ve 66 numaralarında kayıtlı taşınmazlar olduğunu, bu taşınmazlardan C29 Blok 9. Kat 61,63,64,65, ve 66 nolu taşınmazlar 2007 yılında ferdileşme ile .... Belediyesinin bağışlama yolu ile aktif mal varlığı arttırılırken müvekkil yapı kooperatifinin aktif mal varlığı azaltıldığı, davacı kooperatifin eski yönetimi tarafından hukuka aykırı olarak işletme kooperatifine ... ili ... ilçesi, ......
Gündem maddesinde''Yönetim Kurulumuzca alınana 20/04/2006 tarih ve 453 sayılı kararın onaylanmasına ..'' şeklinde genel kurulda karar alındığı, 20/04/2006 yönetim kurulu toplantısının 453 karar nolu kararın 2. Maddesi onaylandığı, daha sonrasında 21/06/2006 tarih ve 457 sayılı yönetim kurulu kararının 5 maddesi ile 20/04/2006 tarih ve 453 sayılı yönetim kurulu kararının 2. Maddesindeki maddi hata düzeltilerek(C 30 Blok önceki hatalı karar) C29 Blok 9.kat olarak kabul edilmiş ve tapu işlemleri bu şekilde yapıldığı, Tapuda C29 Blok 9.Kat 6 Bağımsız bölüm olarak 61,62,63,64,65 ve 66 numaralarında kayıtlı taşınmazlar olduğunu, bu taşınmazlardan C29 Blok 9. Kat 61,63,64,65, ve 66 nolu taşınmazlar 2007 yılında ferdileşme ile .... Belediyesinin bağışlama yolu ile aktif mal varlığı arttırılırken müvekkil yapı kooperatifinin aktif mal varlığı azaltıldığı, davacı kooperatifin eski yönetimi tarafından hukuka aykırı olarak işletme kooperatifine ... ili ... ilçesi, ......
Gündem maddesinde''Yönetim Kurulumuzca alınana 20/04/2006 tarih ve 453 sayılı kararın onaylanmasına ..'' şeklinde genel kurulda karar alındığı, 20/04/2006 yönetim kurulu toplantısının 453 karar nolu kararın 2. Maddesi onaylandığı, daha sonrasında 21/06/2006 tarih ve 457 sayılı yönetim kurulu kararının 5 maddesi ile 20/04/2006 tarih ve 453 sayılı yönetim kurulu kararının 2. Maddesindeki maddi hata düzeltilerek(C 30 Blok önceki hatalı karar) C29 Blok 9.kat olarak kabul edilmiş ve tapu işlemleri bu şekilde yapıldığı, Tapuda C29 Blok 9.Kat 6 Bağımsız bölüm olarak 61,62,63,64,65 ve 66 numaralarında kayıtlı taşınmazlar olduğunu, bu taşınmazlardan C29 Blok 9. Kat 61,63,64,65, ve 66 nolu taşınmazlar 2007 yılında ferdileşme ile .... Belediyesinin bağışlama yolu ile aktif mal varlığı arttırılırken müvekkil yapı kooperatifinin aktif mal varlığı azaltıldığı, davacı kooperatifin eski yönetimi tarafından hukuka aykırı olarak işletme kooperatifine ... ili ... ilçesi, ......
, soruşturmanın devam ettiğini, TTK'nın 390.maddesi uyarınca yönetim kurulu kararının deftere işlenmesinin geçerlilik şartı olduğunu, ancak ortada hukuka uygun bir yönetim kurulu karar defterinin bulunmadığını ileri sürerek, kanuna aykırı olarak alınan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Diğer bir ifadeyle, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin kendi aralarında yapacakları görev dağılımı bir iç işlem niteliğinde olup üçüncü kişiler açısından bağlayıcı bir yönü bulunmamasının sonucu olarak yönetim kurulu içinde yapılan görev dağılımı uyarınca bazı üyelere şirketi, idari makamlar önünde temsil yetkisi verilmiş olması, temsil yetkisi verilmemiş olan yönetim kurulu üyelerinin belirtilen sorumluluğunun ortadan kalktığı sonucunu doğurmayacağı açıktır. Genel kurul tarafından yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ihtilafsız olan davacı ve diğer yönetim kurulu üyeleri şirket tüzel kişiliğini ve yönetim kurulunu temsilen belli hukuki muamele yapmaları konusunda görev ve yetki taksimi yapılan yönetim kurulu kararının, yönetim sorumluluğunun ismi belirtilen üye veya üyelere devredildiği anlamında yorumlanarak hüküm kurulması hukuka uygun düşmemiştir....
karar alınmadığından, 15.03.2010 tarihli genel kurul kararının tescil edildiği 27.05.2010 tarihi itibariyle davalı şirketi bir A grubu ve bir B grubu yönetim kurulu üyesinin müştereken temsil edebileceği, 15.02.2011 tarih ve 1 numaralı yönetim kurulu kararı ile temsil yetkisinin yeniden belirlendiği, bu kararın hükümsüz olduğunun tespiti için açılan davada 08.03.2011 tarihli tensip kararı ile 15.02.2011 tarih ve 1 numaralı yönetim kurulu kararının 3. kişiler nezdinde hüküm doğurmasının önlenmesine karar verildiğinden, 08.03.2011 tarihinden itibaren şirketi yeniden bir A grubu ve bir B grubu yönetim kurulu üyesinin temsil edebileceği, aynı davada yukarıdaki bentte belirtilen 20.05.2011 tarihli ara kararı ile bu tarihten itibaren şirketi ... ve ...'...