Anılan hükümler karşısında somut uyuşmazlığa gelindiğinde, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine, mümkün olmaması halinde genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiş, dava dilekçesinde ayrıca dava konusu genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Dava genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğundan mahkemece usul ve yasaya uygun olarak, TTK'nun 449. maddesi uyarınca yönetim kurulunun görüşünü aldıktan sonra davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmiştir....
DAVANIN KONUSU: Şirket yönetim kurulu kararının butlanının tespiti Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili ...'un davalı şirketin kurucu ortaklarından olup, batıl olduğunun tespiti talep edilen yönetim kurulu kararının alındığı 2000 tarihinde de şirkette pay sahibi olduğunu, davalı şirkete ait 08/11/2000 tarih 2000/2 sayılı yönetim kurulu kararı ile şirket yönetim kurulu başkanı ...'...
ATM nin dosyasında dava dışı şahıs tarafından davalı şirket aleyhine davamız konusu yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti talebi ile dava açıldığı ve cevap dilekçesi ile davanın kabul edildiği nedeni ile kararın kesinleştiği ve ilgili yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespit edildiği tespit edilmiştir. Eldeki davada davacı tarafından ticari işletmenin devrine dair sözleşmenin geçerli olduğunun tespiti talep edilmiştir. Zira Anadolu 12. ATM nin kararı ile yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verilse de verilen bu hüküm kanunen mahkememiz davacısı aleyhine bir hüküm doğurmayacaktır. Başka bir deyiş ile geçerli bir yönetim kurulu kararına binaen işletmeyi devralan davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır zira devre konu ticari işletmenin kullanımı davalı tarafından engellenmemektedir....
Şti’ nin hissedarı olduğunu, 27/07/2017 tarihli çağrısız genel kurul görüşme tutanağının batıl ve yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptali, yöneticinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılması, kayyum tayini, alacak ve yöneticinin davalı şirketlere verdiği zararın tespiti ile tazminat istemlerine ilişkin olarak açmış oldukları davalarında, her iki şirket müdürü olan davalı ...’ın münferit yetkili olduğu, iş bu davada açıkca menfaat çakışmasının sabit olması ve ayrıca her iki şirketin zararlandırıcı başka eylemlere maruz kalmaması için şirket ve defter kayıtlarına göre davalı yöneticinin kötüniyetli ve hukuka aykırı usülsüz iş ve işlemlerinin önüne geçilmesinin gerektiğini, dava konusu edilen malların delil tespiti suretiyle tespiti ile, 3.şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir konulmasını, ihtiyati tedbir yoluyla her iki şirkete ayrı ayrı temsil ve yönetim kayyumu atanmasını talep etmiştir....
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. Ayrıca verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerekir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. (Yargıtay 19....
itibariyle de dikkat çekici olduğunu, hissedarlık yönünden azlık konumunda olan, davacı ile diğer iki yönetim kurulu üyesi iki kez davete rağmen genel kurul çağrı kararı alınması gündemiyle toplanan yönetim kurulu toplantısına katılmayarak yönetim kurulunu kilitlediklerini, Davacı ile birlikte iki kez davete rağmen yönetim kurulu toplantısına katılmayan diğer iki yönetim kurulu üyesi aynı zamanda şirket çalışanı (genel müdür ve genel müdür yardımcısı) oldukları halde, çalışan sıfatıyla da bilgi vermek için davet edildikleri halde yönetim kurulu toplantısına gelmedekileri için yönetim kurulu üyelikleri baki kalarak; hizmet sözleşmeleri feshedildiğini, Hizmet sözleşmelerinin feshi üzerine adı geçenler tarafından iş mahkemelerinde işe iade ve işçilik alacakları davaları açıldığını, söz konusu fesih işlemleri ile ilgili olarak aktif dava ehliyeti bulunmadığı halde .......
Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/777 Esas sayılı dava dosyasının, ihtiyati tedbire yönelik 20/11/2023 tarihli ara kararın kaldırılmasına, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Talep; 23.10.2023 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların uygulanmasının tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik kararın kaldırılması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 6102 sayılı TTK'nın 449. maddesi gereğince davalı şirketin yönetim kurulu üyesinin yazılı görüşü alınarak değerlendirme yapılmıştır. Genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulması talebinin reddine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirmede; TTK'nın 449. Maddesine göre, genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir....
olduğundan bahisle öncelikle genel kurul toplantısında alınan kararların uygulanmasının karar kesinleşinceye kadar geri bırakılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, neticeten davalı şirketin 16/09/2022 tarihinde yaptığı genel kurul toplantısının kanun, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunun tespiti ile kanun ve esas sözleşmeye aykırı olarak yapılan genel kurul toplantısının butlan ile batıl olduğuna, mahkeme aksi kanaatte olursa iptaline, yine davalı şirketin 16/09/2022 tarihinde yaptığı genel kurul toplantısında yönetim kurulunun ibrasına ilişkin alınan kararların usulüne uygun olmadığı nedeniyle ilgili maddelerin kanun, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunun tespiti ile kanun ve esas sözleşmeye aykırı olarak yapılan genel kurul toplantısının veyahut ilgili maddeyi içeren ortaklar kurulu kararının butlan ile batıl olduğuna, mahkeme aksi kanaatte olursa iptaline, davetsiz olarak gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davalı şirketin 29/12/2021 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, davacı vekili, 23/07/2017 tarihli "Satış Sözleşmesi Ptotokolü" başlıklı protokolle ... Ürünlerinin satışı hususunda adi ortaklık kurulduğu, davalı şirketin ilgili yönetim kurulu kararlarının, devredilemez yetkilerin ihlali niteliğinde, eşit işlem ilkesine aykırı, sermayenin korunmasını gözetmeyen ve pay sahiplerinin ve üçüncü kişilerin haklarını ihlal eder içerikte olduğunu ileri sürerek kararların batıl olduğunu ileri sürmüştür. 6102 sayılı TTK'nın, Batıl kararlar, başlıklı; 391/1.maddesi:"Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davalı şirketin 29/12/2021 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, davacı vekili, 23/07/2017 tarihli "Satış Sözleşmesi Ptotokolü" başlıklı protokolle ... Ürünlerinin satışı hususunda adi ortaklık kurulduğu, davalı şirketin ilgili yönetim kurulu kararlarının, devredilemez yetkilerin ihlali niteliğinde, eşit işlem ilkesine aykırı, sermayenin korunmasını gözetmeyen ve pay sahiplerinin ve üçüncü kişilerin haklarını ihlal eder içerikte olduğunu ileri sürerek kararların batıl olduğunu ileri sürmüştür. 6102 sayılı TTK'nın, Batıl kararlar, başlıklı; 391/1.maddesi:"Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir....