Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 53. maddesi hükmüne göre, genel kurul kararlarının alındığı tarihten başlamak üzere bir ay içerisinde açılması gerekmektedir. Davacılar vekili, kanunun buyurucu nitelikteki 56. ve anasözleşmenin 43. maddelerine aykırı surette seçim yapıldığını, kooperatif başkanının yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunmasının yasal düzenlemeye uygun düşmediğini ileri sürmektedir. Bu durumda, KK.'nun 53. maddesindeki koşullar aranmaksızın genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu öne süren ortakların da dava açma hakları bulunmaktadır. Batıl olan genel kurul kararları kooperatif ortakları ve üçüncü kişiler için hiçbir hak ve borç doğurmaz. Bu gibi kararların iptali bir aylık hak düşürücü süreye tabi olmayıp her zaman istenebilir. Bu nedenle, genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu ileri süren ortakların, genel kurut toplantılarında hazır bulunması ve itirazını tutanağa yazdırması da şart değildir....

    Davalı şirket yönetim kurulu başkanı T5 görüşünde; genel kurul kararlarının yürütülmesinin verilecek ihtiyati tedbir kararıyla geri bırakılması taleplerinin yerinde olmadığını belirttiği görülmüştür....

    Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA ESAS NO : 2018/258 KARAR NO : 2019/25 BAŞKAN : ÜYE : ÜYE : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLLERİ : DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İstemli DAVA TARİHİ : 25/04/2018 KARAR TARİHİ: 16/01/2019 K.YAZIM TARİHİ: 24/01/2019 Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu belirterek, davalı şirket yönetim kurulu tarafından şirkete ait hastane işletme ruhsatı ve hastane olarak kullanan taşınmazın ve buna bağlı hak ve mal varlığının satış, devrine ve kiralanmasına ilişkin olarak alınan yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir....

      E.sayılı dosyasında genel kurulu kararlarının iptali ile yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği ve artık 28/04/2021 günkü hukuki duruma geri dönüldüğünü, bu durumda müvekkilinin o dönem için hala yönetim kurulu üyesi olduğunu, müvekkilinin hukuka uygun girişimlerine rağmen karşı diğer yönetim kurulu üyeleri (... ve ...) tarafından 15.12.2021 tarihli ilanla davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısına çağrıldığını, yapılan çağrıda, olağanüstü genel kurulun toplantıya çağrılmasına "yönetim kurulunun oybirliği" ile karar aldığı şeklinde çağrı ve ilan yapıldığını, ancak yönetim kurulu başkanı olan müvekkilinin bir yönetim kurulu toplantısının yapıldığından haberi dahi olmadığını, müvekkilinin davacının katılmadığı bir toplantıya katıldığı şeklinde bir ilan yapıldığını, Dürüstlük kuralına aykırı bu girişimin hukuk tarafından korunmaması gerektiğini, 07.01.2021 tarihli genel kurulun| yapılabilmesine ilişkin olarak öncelikle yönetim kurulunun toplanması gerektiğiydi, zira yönetim...

        Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/366 Esas sayılı dosyasında derdest olduğu, bu nedenle 5 Mayıs 2020 tarihli genel kurulda seçilen yönetim kurulunun yaptığı genel kurula çağrı dahil tüm işlemlerin de geçersiz olduğunu, ayrıca 11 Kasım 2020 genel kurul toplantısında gündeminin (2) nci maddesi uyarınca alınan mali hakların tespiti kararının, TTK’nın 445 inci maddesi uyarınca kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu iddia edilerek davalı şirketin 11 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısı’nda alınan (2) sayılı kararın TTK’nın 449 uncu ve HMK’nın 389 uncu ve devamı maddeleri uyarınca yürütmesinin karar kesinleşinceye kadar geri bırakılmasına, dava konusu 11 Kasım 2020 genel kurul toplantısının yapılması için çağrıda bulunulması yönündeki Yönetim Kurulu kararının yoklukla malul olduğunun veya batıl olduğunun tespit edilmesine, 11 Kasım 2020 GK Toplantısı’nın yoklukla malul olduğunun veya batıl olduğunun tespit edilmesine, olmadığı takdirde, 11 Kasım...

          Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/221 Esas sayılı dava dosyasına konu 12.04.2012 tarihli ve 78 no'lu kararının bu davaya etkisi, bu dava konusu, sermaye borcunun temerrüt faizi ile birlikte tahsilinin istenildiği 12/05/2012 tarih 80 sayılı yönetim kurulu kararı ile 01/09/2012 tarih 87 sayılı ortaklıktan ıskat edildiğine ilişkin davalı anonim şirketin yönetim kurulu kararlarının yoklukla batıl olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Mülga 6762 sayılı TTK'da hangi işlem ve kararların batıl olduğu özel olarak sayılmamış, kararların hükümsüzlük hallerine ilişkin özel bir düzenleme yapılmamış, kamu düzenine, ahlaka veya emredici hükümlere aykırı kararların batıl olduğu kabul edilmiştir....

            HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava, davacının ortağı olduğu davalı anonim şirketin 12.05.2012 tarihli ve 80 no'lu yönetim kurulu kararı ile 01.09.2012 tarihli ve 87 no'lu yönetim kurulu kararının yokluğunun tespiti istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir....

            Dava dilekçesinde, ibra kararlarının yerinde olmadığına yönelik, yönetim kurulunun kooperatifi zarara uğrattığına veya bilançodaki hangi kalemlerin gerçeği yansıtmadığına ilişkin somut bir iddia ileri sürülmemiştir. Sadece genel kurula çağrı yapan yönetim kurulu üyelerinin gerçekte kooperatif ortağı olmadıkları, yetkisiz oldukları, dolayısıyla yetkisiz kişilerce genel kurula çağrı vs. işlemlerin tamamının geçersiz olması nedeniyle genel kurulun ve alınan kararların yok hükmünde olduğu iddia edilmiştir. Yine bu kapsamda ortak olmayan kişilerin genel kurula katıldığı iddia edilmiştir. Bir önceki 22.03.2015 tarihli genel kurul gündeminin 4. maddesinde, ..., ... ve ...’in yönetim kurulu asil üyeliklerine seçildiği belirlenmiştir. Dolayısıyla iptale konu genel kurul bu yönetim kurulu tarafından yapılmıştır. Yukarıda ayrıntılı belirtilen ... Ticaret Mahkemesi’nin 09.05.2019 tarih ve ... E. ... K....

              Öncelikle davacının pay sahipliğinin dava sırasında ıskat nedeniyle kalmadığının kabulü halinde karşı davalı şirket aleyhine açtığı genel kurul kararlarının batıl olduğunun tespiti davasını devam edip edemeyeceği hususunun tartışılması gereklidir. Şirket ortağı olmayan kişilerin anonim şirket genel kurullarında alınan kararların batıl olduğunun tespitini istemekte halen mevcut hukuki yararının bulunması ve bu durumun yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınacak olması (Bkz. Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu-Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, Yedinci Baskı, syf.177),gerekmekte olup batıl olduğu tespit edilen genel kurul kararları incelendiğinde eski yönetim kurulu üyesi ve ortak olan davalının dava açmakta mevcut hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....

                Öncelikle davacının pay sahipliğinin dava sırasında ıskat nedeniyle kalmadığının kabulü halinde karşı davalı şirket aleyhine açtığı genel kurul kararlarının batıl olduğunun tespiti davasını devam edip edemeyeceği hususunun tartışılması gereklidir. Şirket ortağı olmayan kişilerin anonim şirket genel kurullarında alınan kararların batıl olduğunun tespitini istemekte halen mevcut hukuki yararının bulunması ve bu durumun yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınacak olması (Bkz. Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu-Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, Yedinci Baskı, syf.177),gerekmekte olup batıl olduğu tespit edilen genel kurul kararları incelendiğinde eski yönetim kurulu üyesi ve ortak olan davalının dava açmakta mevcut hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu