Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı şirketlere ortak olmadığı, yurtdışında mukim ve ayrı bir tüzel kişiliği olan şirkete ortak olduğu, her şirketin tüzel kişiliğinin ayrı bulunduğu, yönetim kurulu üyeleri aynı olsa da tüzel kişiliklerin farklı olması nedeniyle davalı şirketlere husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemlerine ilişkin olup mahkemece, davacının davalı şirketlere ortak olmadığı ve bu nedenle de davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile reddedilmiştir....

    Bu karara karşı davacı kadın tarafından tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Yerel mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Ancak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çok olup, bozma ilamının amacına uygun bulunmamıştır....

      kabul edileceği" ortak çocuk Süleyman'ın baba yanında kalacağı belirtilmiştir....

        O halde mahkemece, bankada bulunan mevduatın ortak hesap olduğu gözetilerek, murisler .... ve....'in ayrı ayrı mirasçılık belgeleri temin edilerek her iki pay hakkında ayrı ayrı elbirliği mülkiyetinin müşterek mülkiyete çevrilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, ortak hesaptaki tüm paranın murislerden ...'e ait olduğu sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle ortak çocuk yararına aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğinin anlaşılmasına göre erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 13/10/2015 tarihli ilamı ile davacı kadın lehine takdir edilen maddi tazminatın ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarlarının az olması sebebiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur. Mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda kadın yararına 30.000 TL maddi tazminata hükmedilmiştir....

            Ş… ……ün anataşınmazın ortak giderlerden payına düşen 122.000.000 TL. ortak gideri ödemediğinden bu paranın faizi ile birlikte tahsili için hakkında icra takibi yapıldığını, borçlunun bu borca itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibe konu alacağın faizi ile birlikte tahsili ile % 40 icra inkar tazminatını davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yargılamanın ilk oturumunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın (miktar da gözönünde tutularak) 4822 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Kurulu tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden davanın kesin olarak reddine karar verilmiş; bu karara karşı HUMK'nun 427. maddesi gereğince Adalet Bakanlığının gördüğü lüzum üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz yoluna başvurulmuştur....

              annesine karşı doldurarak çocuğu annesinden uzaklaştırmaya çalıştığı, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda erkeğin tam ve asli kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine kadının davasnın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetini anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 1.560,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir....

                tarafından yapı ortaklığı şeklinde yapılan inşaata harici sözleşme ile ortak olduklarını,ancak davalıların sözleşmeye aykırı davrandıklarını,tapuyu da ödedikleri parayı da vermediklerini ileri sürerek ayrı ayrı 25 000 000 000 TL zararın ticari faizi ile tahsilini istemişlerdir. Davalı,... taşınmazın ... adına kayıtlı olduğunu kendisinin devir yükümlülüğünün bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Birleşen davanın davacıları Kadir ve ... ise ...’ın 20 124 435 000 TL,...’in 19 023 320 000 TL ödediğini, bakiye 4.142.175.000 TL daha ödemeleri gerektiğini ileri sürerek bu paranın davalılardan tahsilini istemişlerdir....

                  Bitkisel ...şirketine davacının ortak olması için tarafların sözlü olarak anlaştığını, 90.000,00 TL ve 36.000,00 TL nin ortaklık bedeli adı altında, 8.270,00 TL nin ise borç adı altında davalıya gönderilmesine rağmen davalının ortaklığın kurulması için edimini yerine getirmediğini, verilen bedelden sadece 20.000,00 TL yi iade ettiğini, kalan miktar için takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi ve ekleri davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalının davaya süresinde cevap sunmadığı anlaşılmıştır. Davalının sunduğu beyan dilekçesi de ise; müvekkilinin davacı ile hiçbir bağının bulunmadığını, müvekkilinin eşinin davacı ile ortak olma konusunda görüşme yaptığını ve ortak olduklarını, müvekkilinin eşinin hesaplarının blokeli olduğu için davacının ödemeyi davalıya yaptığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın reddini talep etmiştir....

                    Buna göre; bölge adliye mahkemesince velâyetleri anneye bırakılan ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının miktarı yönünden davacı kadının istinaf talebi kabul edildiği halde, velayetleri anneye bırakılan diğer ortak çocuklar ...ve... yararına iştirak nafakasına ilişkin hüküm kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu