Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın faiz alacağı yönünden kaldırılmasına ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazı 23.07.2009 tarihinde satın aldığını, davalı ile önceki malik arasında yapılmış olan kira sözleşmesi gereği, kira bedellerini ödemesi için davalıya ihtarname gönderdiğini, davalının 2009 yılı Kasım ayı kira parasını ödememesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla tahliye istemli icra takibi başlatıldığını, davalının kira bedeli olan 1325 TL yi yasal sürede müvekkilinin hesabına yatırdığını, ancak takip dosyasında var olan faiz, takip masrafı ve vekalet ücretini ödemediğini, borca da itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, TÜFE oranlarından kaynaklanan artışın, aylıklara geç yansıtılmasından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2010 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.430 TL olarak değiştirmiş olup; 150,00 TL’nin tahsili istemli davanın kabulüne ilişkin hükme yönelik davalı temyizi, mahkemenin 05.10.2010 tarihli ek kararıyla, kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle reddedilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ...... oranlarından kaynaklanan artışın, aylıklara geç yansıtılmasından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2010 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.430 TL olarak değiştirmiş olup; 150,00 TL’nin tahsili istemli davada, istemin 136,49 TL'lik kısmının kabulüne ilişkin hükme yönelik davalı temyizi, mahkemenin 05.10.2010 tarihli ek kararıyla, kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle reddedilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, TÜFE oranlarından kaynaklanan artışın, aylıklara geç yansıtılmasından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2010 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.430 TL olarak değiştirmiş olup; 150 TL’nin tahsili istemli davada, istemin 137,82 TL'lik kısmının kabulüne ilişkin hükme yönelik davalı temyizi, mahkemenin 05.10.2010 tarihli ek kararıyla, kararın kesin olarak verildiği gerekçesiyle reddedilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR ESAS NO : 2021/245 Esas KARAR NO : 2022/119 DAVA : Çekişmeli Alacağın Tespiti Ve Konkordato Hükümleri Uyarınca Tahsili İstemli DAVA TARİHİ : 05/08/2020 KARAR TARİHİ : 09/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Çekişmeli Alacağın Tespiti Ve Konkordato Hükümleri Uyarınca Tahsili İstemli davanın yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacı banka ile davalı şirket arasında akdedilen kredi çerçeve sözleşmeleri uyarınca davalıya kredi kullandırıldığını, davalı tarafından kredi borcunun ödenmediğini, davalı tarafın konkordato talebinin mahkemece kabul edilmesi nedeniyle kredi alacağı için icra takibi yapamadıklarını, alacak kaydı taleplerinin borçlu tarafından itiraza uğrayıp komiser raporunda nisaba katılmadığını, konkordato dosyasında alacağa ilişkin bütün belgelerini sunmalarına rağmen mahkemenin itirazlarını dikkate alarak bilirkişi incelemesi yaptırmadan komiser raporuna göre müvekkilinin alacağının çekişmeli...
Olayımıza gelince; asıl davada yönetici uhdesinde kalan paraların tahsili istenmiş olup, mahkemece hükme esas bilirkişi raporunda davalı eksi yöneticinin davacı yönetime 3.920,30 USD borçlu bulunduğunun tespitine karar verilmiştir. Bu rapora her iki taraf da itiraz etmiştir. Mahkemece bu durumda; tarafların itiraz gerekçeleri ve istinafta ileri sürülen itirazlara göre, konusunda uzman en az 2 smm bilirkişi bulunan 3 lü bilirkişi heyetinden kurul raporu alınması, bilirkişi heyetinden önceki rapor ve rapora yönelik itirazlar yönünden açıklayıcı rapor alınması, bu şekilde davacı yönetimin alacağının hesaplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden tarafların bu yöne ilişkin itirazları yerinde olup, karar bu yönüyle hatalı olmuştur. -Ayrıca; dava konusu alacak eski yönetici uhdesinde kalan paranın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece alacak KMK 20 uyarınca bir alacak olmadığı halde, yasal faiz yerine aylık %5 oranında fazla faize hükmedilmesi de hatalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava ve birleşen dava dilekçelerinde 1.739,50TL alacağın tahsili için tahliye istemli olarak başlatılan icra takiplerine vaki itirazların iptali ile, icra inkar tazminatının yargılama giderleri ile birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davaların kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Ancak;İşlemiş faiz alacağının hesaplanması gerektiğinden ve takip tarihi itibariyle alacak likit olmadığından, takip konusu alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatına yönelik talebin reddi gerekirken, kabule karar verilmesi,Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; 2 nolu bendindeki (asıl alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının da davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,) cümlesinin çıkartılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava ve ıslah dilekçesinde 40592,34 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A YK A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, davalılar tarafından terminal olarak işgal edildiği gerekçesi ile geçmiş beş yıl için 40592,34 TL ecrimisilin tahsili istenilmiştir....
E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- HMK 107. maddesinin gerekçesine göre belirsiz alacak davasının, kısmen eda davasıyla birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkân dâhilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir. Bunun tam eda davasından farkı, belirlenebilen miktarın talebi yerine, kısmi bir miktarın istenebilmesidir. Örneğin belirsiz bir alacak için alacaklı tarafından belirsiz alacak davası açıldığında ve 100,00 TL için tahsil, kalan miktarı için ise alacağın tespiti istendiğinde kısmi eda külli tespit davasından söz edilir....