Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, boşanma kararından bugüne kadar nafakayı düzenli olarak yatırdığını nafaka dışında müşterek çocuğun maddi ihtiyaçlarını da karşıladığını, davalının Hopa ilçesinde evlendiğini, davalının evlenmesinden sonra Ankara iline yerleştiğini ve çocuğunu kendisine göstermediğini, iştirak nafakasını aylık 400,00.- TL olarak ödediğini fakat bu nafakayı ödeme kabiliyetine sahip olmadığını, kendisinin de başkası ile evlendiğini ve bu evlilikten iki tane daha çocuğunun bulunduğunu maddi durumu ile zaten şu anki ailesinin bile geçimini sağlayamadığını, davalı ile olan müşterek çocuğuna her ay ödediği nafakanın ödenmesinde bile zorlandığını, davalının maddi durumunun kendisinden daha iyi olduğunu, dolayısıyla davalının müşterek çocuğa zaten bakabildiğini belirterek; hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

konulduğunu, dosya borcunun bugün için yaklaşık 200.000,00TL olduğunu, davacının boşanma dava sürecinden beri yoksulluk halinde olduğu için icra dosyasına ödeme yapmadığını, davalının yoksulluk hali ve nafakaya ihtiyacı olmadığını, babasından yetim aylığı aldığını, babasından miras kaldığını, boşanma ve nafaka kararından sonra davalının ekonomik durumunun iyileştiğini belirterek aylık 700,00TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Mahkemece iştirak ve yardım nafakası taleplerinin kısmen kabulüne yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olup, hüküm yoksulluk nafakası yönünden hatalı bulunarak, Dairemizin 21.06.2016 tarih, 2016/6286-9615 E-K sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, “bozmaya uyulmuş ise de; davacı kadının gelir durumunun yoksulluk sınırının üstünde olduğu ve davalı ile gelir durumunun birbirine yakın olduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına daha önce iştirak ve yardım nafakalarına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları Yargıtay tarafından reddolduğundan bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir. Bu defa hükmü, davacı yoksulluk nafakası yönünden; davalı iştirak ve yardım nafakaları yönünden temyiz etmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2017 tarihinden itibaren 2.270 TL'ye çıkarılmıştır....

    -TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş ve mahkemece bu dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf istemine konu olan ve kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakası miktarı yıllık (200,00.-TL x 12) 2.400,00.-TL olup hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen kabul edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nun 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan,yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

    -TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş ve mahkemece bu dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf istemine konu olan ve kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakası miktarı yıllık (200,00.-TL x 12) 2.400,00.-TL olup hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen kabul edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nun 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan,yoksulluk nafakasının kaldırılması davası yönünden davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

    karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....

    HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı-k. davacı kadının iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, istinaf istemi kabul edilen yönden yeniden esas hakkında karar verileceğinden ilk derece mahkemesinin kararının iştirak ve yoksulluk nafakasına yönelik B-4 ve 5 nolu hüküm fıkralarının iştirak ve yoksulluk nafakasına ilişkin kısımlarının KALDIRILMASINA, ve HMK'nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) 2.maddesi uyarınca bu konuda yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına Buna göre;; a-)Davalı davacı kadın için boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere TMK 175 maddesi uyarınca aylık 750 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davacı davalı erkekten alınarak davalı davacı kadına verilmesine, b-)Velayeti anneye verilen müşterek çocuklar 2008 doğumlu İshak ile 2013 doğumlu Ömer Taha için, boşanma kararının kesinleştiği tarihte başlamak kaydı ile, ayrı ayrı aylık 750'şer TL iştirak...

    iştirak ve davacı asil için hükmolunan yoksulluk nafakasının hükümde belirtilen miktarlarda ve hakkaniyet ve adalet ilkeleri çerçevesinde artırılması gerekli olmuştur....

    Davalı cevap dilekçesinde; yoksulluk nafakası yönünden talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin asgari ücret seviyesinde geliri olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacının geliri olmadığı ve iştirak nafakasının yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacı lehine aylık 150 TL yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuk lehine aylık 200,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yönünden ise; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir....

      İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı kadın yararına hükmedilen aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 250,00 TL'ye, müşterek çocuklar yararına hükmedilen aylık 100,00'er TL iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 175,00'er TL'ye arttırılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili; hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; iştirak ve yoksulluk nafakalarının arttırılması istemine ilişkindir. Davacı kadın vekilinin; kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar Yunus Emre ve Ayşegül Reyhan için hükmedilen iştirak nafakalarının miktarına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....

      UYAP Entegrasyonu